Eğitim Sitesi

Münafık Şiiri

Münafık Şiiri | Halil MANUŞ

Münafık

Nasıl anlatsam ki, nasıl?
İçin başka, dışın başka
Kur'an tanımlamış asıl
İçin başka, dışın başka

Sohbetlerde çok tatlısın
Eller yaya, sen atlısın
Dindarlara kıratlısın
İçin başka, dışın başka

Dinle sazdan, anla sözden
Ateş çıkar küllü közden
İnatçısın... Sırf bu yüzden
İçin başka, dışın başka

Müslüman'a "inandım" der
Yandaşına inkâr eder
Bu da yetmez alay eder
İçin başka, dışın başka

Hiç Kur'an okudun mu sen
Tek okuyanı dinlesen
Münafık kimmiş bellesen
İçin başka, dışın başka

HALİL MANUŞ

add

tag Halil MANUŞ Şiiri Münafık şiiri Dini şiirler eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi

Münafık Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Münafık Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Dini Şiirler

Türbedeki Kaplumbağa

Terk edilmiş bir mezar şehrin ilerisinde,
Caddenin kenarında en gizli bir yerinde…

Belki sahipsiz mezar belki eski bir yatır,
Belki de boş bir türbe bahçesi kapalıdır…

Kalın eski demirler sanırım açılmamış,
İçeri girilmemiş ayak da basılmamış…

Dağıtılmamış gibi tarihi değerleri,
Alınıp kırılmamış duvar döşemeleri…

Demirler çakılmamış levhalar konulmamış,
Çıkar sağlamak için halka da açılmamış…

Adi yeşil boyalar sürülmemiş şekilde,
Az bir şey de kalmışsa orijinal biçimde…

Dedim, bu şahıs için hem dua okuyalım,
Hem araştıralım hem de fikir kazanalım…

Tanınmamış bir kişi gizletmem gerekecek,
Kul girmesin diye mahvedilmemesi gerek…

Ansam bir ekip gelir fark edilir çok şeyler,
Bir tarih yok edilir bırakılmaz değerler…

Çünkü Yasin okurken kaplumbağası vardı,
Buruk bir sevinç ile kaplumbağa canlıydı…

Zamanında girmiş etrafı orman iken,
Demir perdeden sığıp geçebilecek iken…

Rahat ettiğinden mi çıkmayı düşünmemiş,
Yaşam sevinciyle doymuş ve de beslenmiş…

Derken, yollar yapılmış tüm ağaçlar kesilmiş,
Binalarım yükselmiş canlarım tüketilmiş…

Merak edilmeyince mezar, kenarda kalmış,
İnsan eli değmemiş çıkarlar sağlanmamış…

Kaplumbağamız ise pek de fark edilmemiş,
Kabir çerçevesinde bir sıkıntı çekmemiş…

Tümsekler çok olunca derin derin çukurlu,
Salon kadar bir bölge aynı anda yokuşlu…

Düz bir zemin değil ağaç bile yetişmiş,
Üstelik de bakımsız dedik ya girilmemiş…

İçi temizlenmemiş yabani bitkilerden,
Sahipsiz olduğundan izin vermediğinden…

Bunlar tahminlerim samimi görüşlerimiz,
Ne olur kınamayın içten fikirlerimiz…

Herhalde kaplumbağam o zamanlar yavruymuş,
Şimdi yüz yaşından fazla tam bir erişkin olmuş…

Ancak iştahsız, solgun biraz da vitaminsiz,
Üç beş tür ot yemekten kalmış mı çelimsiz?

Hemen manav aradım hem de ilerilerde,
Bir benzinlik yanında dinlenme tesisinde…

Üç beş sebze ve meyveyle olgun kavun aldım,
Hayvan seçsin ve yesin dedim ve uyguladım…

Çöplük olur diyerek yaptıklarım gizlidir,
Üç beş kul sebze atar diğerleri de zehir…

Şahsımın düşüncesi hayvancağız doyacak,
Sebzeler yetişecek hayvan sıkılmayacak…

Duvarın iç kenarı en görünmez köşesi,
Toprağıyla ekmişiz salatalık fidesi…

Dışarıdan uzanıp duvarların dibine,
Üç beş çeşit ekmiştik bahçenin zeminine…

Soğan kavun benzeri tohum serpiştirildi,
En gizli şekillerde fide yetiştirildi…

Üç beş kere uğradım hem dua hem vicdan,
Meczup zannetmiştir üç beş uzağımdan bakan…

Demiştir garip biri menfaat ummakta,
Belki soyma gereği içini yoklamakta…

Hayvan beslensin diye uğraşılar verdik,
Sonraki günler için tabiat geliştirdik…

Oysa öyle değildir düşüncemiz iyilik,
Lafım ihbar değildir biraz olsun dertleştik…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Gelmedi

Karşı ki dağların yamaçlarında
Akşam güneşiyle battı gelmedi
Umudum kalmadı beni burada
Boynu bükük koydu gitti gelmedi

Baharın görmedim yazın görmedim
Çok aradım ama izin görmedim
Bu kaçıncı bayram yüzün görmedim
Ayrılık canıma yetti gelmedi

Âşık Kevseri de gülecek diye
Akan gözyaşımı silecek diye
Bir ömür bekledim gelecek diye
Mezarımda otlar bitti gelmedi

Aşık Kevseri

Aşık Kevseri

Kur’'an Yeterliydi

Kur'an yeterliydi ve biz için geçerliydi,
Bu hem de Rab kitabı Hakk'ı göstermekteydi...

İslâm, kullar için yol ruhları doyururdu,
Hiç şüphe gerektirmez din, doğruluğumuzdu...

Hem başlayabilirdik yeniden bir tövbeyle,
Rab'bin gerçek yolunda İslâm'ın net diniyle...

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

İnanmazsan Sor

Her ceninin yaratılışı bir mûcize, her zerresi ibret.
Et kemiğe giydiriliyor, aslonan bir damla su, hayret.
Birbirimize benzemiyoruz, herkese verilmiş ayrı sûret.
İnanmıyorsan semalar üstüne, gayb alemine sor.

İki damla su, et, sinir, kemik, seni insan yapan bunlar.
Mûkâddes ana karnına, Allah'ın izni ile, inen taze ruhlar.
Bu sırrı ilâhidir ancak bunu, valideler hisseder anlar.
Ağrına giden mi var? kaza kaderi yazan meleklere sor.

Bunlar bir iradeyle dağılır,bir iradeyle toplanır.
Her dudak hareketin, şerefli gözeticilerle kopyalanır.
Görünce ölüm meleğini ne el, ne ayak kıpırdanır.
Bunlar beyhûde diyorsan, Beytûl Mamur ötelerine sor.

Mahşerde herkes birbirini rahatlıkla tanıyacak.
Şekil ve endamın da, zerre miktarı farklılık olmayacak.
En ince ayrıntılarıyla, parmak uçların dahi yaratılacak.
Kaygılanıyor musun? 'Orada dişlerini sırıtıp duranlara' sor.

Sor kendine, kimin yüz sene yaşama şansı var.
Seninle giden iman ve amelin, ne mal ne de yar.
O zaman ağlamanın keşke demenin ne faydası var.
İnanmıyorsan, dört kişinin omuzun da gidenlere sor.

İncelt kendini, yücelt kendini, bu sıfatlarla davetlisin.
Genişliği yer ve gök arası, Cennetül âlaya misafirsin.
Gel ne olur, bu sonsuz mutluluğun erdemindesin.
Bana inanmazsan, gönüllerde ki Tezilül Hâkim'e sor.

İstanbul 27 Temmuz 2004


Ali Kılıç Kakiz

Ali Kılıç Kakiz

Dini Şiirler, Münafık Şiiri