Eğitim Sitesi

Marşların En Güzeli : İstiklal Marşı Şiiri

Marşların En Güzeli : İstiklal Marşı Şiiri | M.NİHAT MALKOÇ

Marşların En Güzeli : İstiklal Marşı

MARŞLARIN EN GÜZELİ:
İSTİKLAL MARŞI
Şanlı milletimize ölüm reva görüldü
Çanakkale içinde defterleri dürüldü
Dağlar taşlar aşıldı istiklalin peşinde
Nice ocaklar söndü düşmanın ateşinde
Sözle tarif edilmez, ölüm kalım savaşı...
Mühürlenmiş vicdanlar, yüreğin gözü şaşı
Millet ayağa kalktı, yurdu savunmak için
Düşman sebep aradı safça avunmak için
Şahadeti düşünüp gayret geldi nefere
Akif o zor zamanda inanmıştı zafere
Haçlı müttefiklerce Türk'e mezar kazıldı
Şanlı İstiklal Marşı zor zamanda yazıldı
Marşların en güzeli, inletir arzı arşı...
Torun dede, kız kızan söyler İstiklal Marşı
Bir millet direnirken, kıyama durdu zaman
Asrın yiğitlerinden düşman diledi aman...
Kefen giyen Mehmetçik, ölüm için sırada
Çınarın gölgesinde millet erdi murada
Hem açlık, hem susuzluk; ne elde var, ne başta
Mazlumların âhı var gözlerden akan yaşta
Her karış toprak için Mehmetçikler kan verdi
Milletine inandı, Akif söze can verdi
Küfrün zincirlerini hür iradeyle kırdı
O, İstiklal Marşı'yla imanını haykırdı
Bu topraklar alındı yiğitlerin canıyla
Yüreklere yazıldı Mehmetçiğin kanıyla
Marşların en güzeli, inletir arzı arşı...
Kadın erkek, kız kızan söyler İstiklal Marşı

M.NİHAT MALKOÇ

add

tag Marşların En Güzeli : İstiklal Marşı şiiri M.NİHAT MALKOÇ İstiklal Marşı şiirleri Eğitici şiirler öğretici şiirler okul şiirleri

Marşların En Güzeli : İstiklal Marşı Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Marşların En Güzeli : İstiklal Marşı Şiiri Hakkındaki Yorumlar

ben HELALLL GÜZEL ŞİİR İŞİME PEK YARAMASADA MÜKEMMELLL 2018-02-27

çimen HELAL BE çok işime yaradı tekrar teşekkürler 2017-02-28

çimen çokk güzel de pek işime yaradı 2017-02-28

YAĞMUR HELAL OLSUN allah kimsseye artık istiklal marşı yazdırmasın 2016-03-11

Gizemli ADAM Yazan adama helal olsun.Çok iyi yazmış.Kelimeler tam anlamıyla kafiyeli. 2016-02-28

ismi gizli kim yazdıysa helal olsun 2014-01-08

tubiş çok güzel şey pardon nasıl yazdırabilirim 2013-03-06

ben çooooooooooooooooookkkkkkkkkkkkk muhteşem 2012-10-05

Yazılan son 8 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 8 yorum yazılmış.

Benzer İstiklal Marşı ve Mehmet Akif ERSOY Şiirleri

Bir Dava Adamı Mehmet Akif 2

Sen, gerçeklerden yana vicdanda merhamette,
Rehbersin insanlığa nam oldun hakikatte…

Sen, gönüllerde taht kal fikirler ile yeşer!
Seninle dost olmuşuz sana âşık tüm beşer…

Biz, seninle özgürüz seninle huzur bulduk,
Rab’bimize inandık, hakikatle yoğrulduk…

Sen, tevhidin yolunda kahramanlıklarınla,
İstiklal Marşımızı yazdın, tam bir onurla…

Dertlerini hiç saydın, menfaatlerimize,
Ulvî vatanımıza nam oldun sevgimize…

Ne isyan ne şirk senin işin Rab’be tefekkür,
Ne bölmek ne böldürmek işin Rab için şükür…

Sen, bir dedin tevhitle fikirde birleştirdin,
İslâm, kardeşliğiyle Türklüğü pekiştirdin…

Davandı vatanımız, bayrağımız, dinimiz,
Onurlu milletimiz, sağlam kardeşliğimiz…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Akif Ersoy

1873 senesinde;
İstanbul’un Fatih semtinde,
Küçük bir köşk içinde;
Ragıyf isminde,
Bir çocuk dünyaya geldi…

Bu çocuk Mehmet Akif’ti,
Bağımsızlık marşını yazacak,
Dünyaya seslenecekti…
Marşımızla tanınacak;
Evrenselleşecekti…

Daha yaşı dört iken,
O her şeyin bilincinde...
Emsallerinden çok erken,
Mahalle Mektebinde,
Okudu sevinç içinde…

İptidai Mektebine katıldı,
Bir de liderliğe atıldı,
Çocukluğunun başında,
Henüz çocukluk çağında,
Beş buçuk, altı yaşında…

Ders kitapları elinde,
Kaynak kitapları dilinde,
Müfredatın çok üzerinde,
Birincilik yine onun elinde,
Yükselirdi hep en önde…

Sevilirdi, severdi,
Herkes onu överdi,
O her yerde liderdi
Ve en önden giderdi,
Yine de övünmezdi…

Babasından ders aldı,
Okudu anladı, Kur’an’ı,
Esat Efendi’den de yararlandı,
Küçük yaşta; Mesneviyi,
Hafız Divanını…
Bir yandan da ezberledi Gülistanı…

Yoktu onun boş zamanı;
Okumakla geçerdi her anı,
Rüştiyeyi de birincilikle başardı,
Çünkü o yürümez hep koşardı,
Öğretmenleri bu hale şaşardı…

Biter bitmez Rüştiye;
Başladı Mektebi Mülkiye…
Ardından derdi külliye…
Her biri sıra sıra, üst üste,
Toplandı Mehmet Akif’te…

Babasının vefatı,
Bozuldu Akif’in hayatı…
Bir de evleri yanınca;
Ne kaldı okul hayatı,
Ne de huzuru, rahatı…

Artık ne bir sarılacak bir baba,
Ne kalınacak bir ev,
Ne de bir çare vardı,
Dediler baytariye açıldı,
Koştu hemen kayıt yaptırdı…

Baytar iye yatılıydı,
O birincilik için ileri atıldı,
Sonunda veteriner hekimi oldu,
Sahalarda tanınacak,
Hastalara şifa olacaktı…

Akif dolaşıyordu her yanı,
Tedavi ediyordu her hayvanı.
Salgın hastalıklarla mücadele etti.
Yorulduysa da sabretti.
Veterinerlik zor bir meslekti…

Eserleriyle de deva oluyordu,
Aziz milletinin,
Kahraman devletine,
Çünkü vatanını çok seviyor,
Kalıcı çareler arıyordu…

Akif ülkeleri gezerdi: Anadolu, Rumeli,
Arnavutluk, Berlin, Lübnan,
Bazen de Suudi Arabistan,
Çoğu zaman Mısır’da kalırdı,
Orada bir de unvanı vardı…

Edebiyat uzmanıydı
Ve iyi bir araştırmacıydı,
Kur’an okur meal yazar,
Kur’an’ı açıklar, tefsirini yapardı.
Çünkü o hakikatin yolundaydı…

Akif tanınıyordu azar azar,
Ne de olsa araştırmacı ve yazar,
Hem iyi bir din bilgini,
Hem de iyi bir dil mütercimi,
Arapça, Farsça, Fransızca…
Tercümeleri var…

Bir yandan şair, yazar,
Veteriner hekimi,
Edebiyat profesörü,
Burdur milletvekili,
Kısaca Akif bir bilgi birikimi…

Akif evliydi, İsmet Hanım ile
İslâmi bir çizgide,
Hoşgörü ile birlikte,
Mutluydu ailesi ile…
Çocukları vardı yarım düzine;
İbrahim ile Feride, Tahir, Emin ile
Bir de Suat ve Cemile…

Mehmet Akif oldukça mütevazı,
Kur’an’a tam uygun,
ALLÂH(c. c.) ’a bağlı,
Aydın ve de inançlara saygılı,
Vatanı, milleti için faydalı,
Güvenilir, vefakâr bir insandı.

Çünkü o;
Ne bağlanırdı kaderine,
Ne boyun eğerdi kederine,
Ne de taviz verirdi dinine,
Mantıklı bir çözüm ile
Dosdoğru giderdi emeline...

Yıl 1919:
İzmir işgal altında,
Akif vaaz veriyordu,
Vatanının kurtuluşu için,
Milletinin bağımsızlığına…

Ev ev, sokak sokak, cadde cadde,
Türk milleti tek görüş ve tek fikirde,
Halk coşuyor, coşuyor ve coşuyordu.
ALLÂH (c. c.) ALLÂH (c. c.) sesleriyle,
Cephelere koşuyordu…

Akif kısacık ömrüne;
Sayısız eserler sığdırdı gönlüne,
Gazete ve dergide denemeler;
Makaleler, çeviriler, derlemeler,
Şiirler, vaazlar, tefsirler…
Daha neler neler…

Sırat-ı Müstakim denilen;
Sebil- ül-Reşat dergilerinde,
Halk tarafından çok sevilen,
Akif’in şiirleri yayımlanırdı;
Haftanın bütün günlerinde…

Akif’in bütün şiirleri,
“Safahat’ın içinde,
“Gölgeler” ve “Asım”,
“Hakk’ın Sesleri”,
“Süleymaniye Kürsüsünde”…

Ulusal amaçlı bir yarışma açıldı,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde,
Yarışmaya bir de;
Para ödülü katıldı,
Yüzlerce şiir ayıklandı,
Binlerce müsvedde çöpe atıldı…

Son çare Akif’ti:
Fakat Akif ant içmişti,
Yazmıyordu para karşılığında,
Ama canını bile verecekti,
Vatanı ve milleti uğrunda…

Akif haklıydı.
Bu bir İstiklâl Marşıydı;
Ne alınırdı ne de satılırdı…
Ya ödül kaldırılmalıydı;
Ya da bir vakfa bağışlanmalıydı…

Akif devletini biliyor,
Milletini seviyordu…
Kendine güveniyor
Ve ısrar ediyordu.
Bağışlayacağım, diyordu…

Sonunda İstiklal marşımız,
Yazıldı yüce andımız,
Mehmet Akif Ersoy tarafından,
12 Mart 1921’de;
Alkışlarla;
Büyük Millet meclisinde...

Marşımız hemen bestelendi.
Sevildi ve ezberlendi,
Tüm dünyada benimsendi;
Dünya andımızı tanıdı.
Bu marş canımızdı, kanımızdı.

Elinde Kur’an tefsirleri,
Uğraşıyordu bitirmeye,
Eli varmıyordu…
İsteyenlere…
Tefsirlerini vermeye…
İşte tefsirler diyemiyor;
Belki de bir şeyler gizliyordu...
“Şimdi eksik,
Ben ölünce tamam olur! ” diyor;
Başka da bir söz söylemiyordu...

Akif’i üzdüler,
Mısır’a gönderdiler,
Bir süre Mısır’da kaldı,
Fakat hastalandı,
Öleceğine inandı…

Çok geç kalmıştı,
Hastalık anlaşılıyordu...
Derhal hazırlandı,
Mısır’dan ayrıldı,
Kendisi de biliyordu,
Ölüm yaklaşıyordu…
Vatanına doğru yol aldı.
Çünkü yurt özlemi çekiyordu.

Vatan, millet aşkı ile yanıyordu…
Vatanım vatanım diyordu…
Vatan onun her şeyiydi.
Vatanında ölmeliydi,
Vatanına gömülmeliydi,

Döndü İstanbul’a apar topar.
Kalacaktı Beyoğlu’nda;
Haftalar belki de aylar…

Ne yazık ki;
Mısır Apartmanının bir katında,
1936 yılında vardı,
Hakk’ın huzuruna;
Edirne Kapı Kabristanlığında;
Gömüldü şehit mezarlığına.

(1997)
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Akif Ve Gençlik 4

Düşüncesi doğruluk ifade şekli sanat,
Vasıfları merhamet fikirleri hakikat…

Gençliğin yüreğinde ölçü konulamaz mı?
O, hiç dinlenilmez mi hiç örnek alınmaz mı?

Hakk’ı üstün tutmada vatanı korumada,
Kalp ile kucaklayıp Türk ruhu taşımada…

Milletimize, bayrağımıza, vatanımıza,
Devletimize ve diğer kutsallarımıza…

Ebedi gönül veren Akif, Türk’e rehberdir,
Geçmişi ders yapmada milletime örnektir…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

İstiklâl Marşı'nın Kabulü Ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü

İstiklâl Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif ERSOY' u Anma Günü
Hakk'a bağlılığımız, ezelden beri bilinir,
12 Mart denince, marşımız akla gelir...

Bayrağımız göklerde, ruhlarımız ebedidir,
Rab'bimiz yüreklerde, Akif gönüllerdedir...

Hatırla geçmişini, İzmir ve Bursa düşmüş,
Ülkem işgal altında, tüm düşmanlar üşüşmüş...

İsyanlar hat safhada, Kurtuluş Savaşı var,
Cephe savunmasında, Akif etkin rol oynar...

Gazete ve dergiler, elden ele dolaşır,
Düşman yurttan kovulur, zaferler kazanılır...

Vatan sevgimiz ile inancımız şahlanır,
Akif'in takdiriyle, marşımız kazanılır...

Bu marş inkılabımız, bağımsızlığımızdır,
Bu marş inancımız ve bağlılığımızdır...

Akif şuurluluğu, marşımızın içinde,
Bu marş ruhlarımızda, şahsiyetlerimizde...
Mehmet Tevfik Temiztürk

Mehmet Tevfik Temiztürk

İstiklal Marşı ve Mehmet Akif ERSOY Şiirleri, Marşların En Güzeli : İstiklal Marşı Şiiri