Eğitim Sitesi

İstanbul Şiiri

İstanbul Şiiri | Cahit KÜLEBİ

İstanbul

Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Kamyonlar kavun taşır ve ben
Boyuna onu düşünürdüm,
Niksar'da evimizdeyken
Küçük bir serçe kadar hürdüm.

Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Sonra âlem değişiverdi
Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.
Mevsimler ne çabuk geçiverdi
Unutmak, unutmak, unutmak.

Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Anladım bu şehir başkadır
Herkes beni aldattı gitti,
Yine kamyonlar kavun taşır

Fakat içimde şarkı bitti.

Cahit KÜLEBİ

add

tag çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri

İstanbul Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

İstanbul Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Emir İşte bunu beğendi 2012-12-05

hilem bu şiir çok güzel şair çok güzel yazmış Cahit Külebi yazmış 2011-10-06

Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.

Benzer İstanbul'un Fethi - İstanbul Şiirleri

Fetih Zamanı

Havanın mavisinde, denizin yeşilinde
Bir türkü, Ortaasya'dan beri duymuşuz.
Anamızın sütünden bayraklara kadar
Yüce fetihle büyümüşüz.

Yakmış gecemizi yıldızlar
Burçlardan yana uyanmışız.
Bir yazı gibi tepeler alnında
Yazılmışız, silinmişiz.

Nur ile kuvvet ile aşk ile
Kaderin büyüsünü bozmuşuz.
Görmüşüz suretini güzelliğin
Koca feleklere görünmüşüz.

Cihanın yarısı gök;
Önünde şehit şehit durmuşuz,
Cihanın yarısı İstanbul
Almışız.

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

İstanbul

Ah ahh! Anlatamam seni İstanbul,
Taşına, toprağına paha biçemem,
Derelerini, tepelerini düzleyemem,
Ne kadar övünsen de sana yakışır.

Nice nice insanları bağrına bastın,
Güzel çirkin demedin hepsini sardın,
Suyunu da para ile satın aldım,
İçilecek suyun kalmamışİstanbul.

Ahh! Bir tarafta kat kat siteler,
Dahası, yıkık dökük bir katlı evler,
Yolu bile olmayan milyonluk yerler,
Yolu olmadan yaşanılan İstanbul.

Boğazlarına paha biçemiyorum,
Kötü taraflarını hiç söylemiyorum,
Mafyanın ormanı yaktığını biliyorum,
Şile, Beykoz ile daha yeşilsin İstanbul.

Sabah akşam işe gitmek mucize,
Trafik tıkandı mı döneriz sinir küpüne,
Fatih, Boğaz İçi Köprüsü bedel ömre,
Tıkanan yolların çekilmiyor İstanbul.

Hani ya! Evvelinde aşın, işin bol idi,
Fabrikalar, atölyeler sana can idi,
Derelerin tepelerin de yeşillik var idi,
Derelerin tepelerin ev oldu İstanbul.

Çalışan avuç avuç para kazanırdı,
Aileler, İstanbul

Hasan Hüseyin BAYAR

Yuvam İstanbul

İSTANBUL BENİM YUVAM
AYRILIP UZAKLAŞAMAM
HER YERDE YANIMDASIN
İSTANBUL İSTANBUL

GÖRÜP GEZMEDİĞİM YER YOK
HER YERDE GÜZELLİĞİN ÇOK
HAVAMI ATIYORSUN NESİN
İSTANBUL SEN BENİMSİN

DALGALANAN DENİZİN SESİ
HAFİF RÜZGAR ESİNTİSİ
SANKİ İSTANBUL'UN SESİ
İSTANBUL İSTANBUL

ORMANIN NE GÜZELDİR
ÇAMIN BİZE ÖZELDİR
GÜLÜN KOKUSU GÜZELDİR
İSTANBUL İSTANBUL

ELİF NUR KARAKOYUN

Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.

Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüzgar onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...

İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...

Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..

Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle Istanbul'da bul!

İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.

Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...

Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim" i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.

İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...

Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.

Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,

İstanbul,
İstanbul...

Necip Fazıl KISAKÜREK

Necip Fazıl KISAKÜREK

İstanbul'un Fethi - İstanbul Şiirleri, İstanbul Şiiri