İspinoz Şiiri

İspinoz Şiiri | Halil MANUŞ

İspinoz

Öyle mahzun bakıp durma
Gir içeri ispinozum
Sakın cama gaga vurma
Gir içeri ispinozum

Belli ki uzaktan geldin
Yorulup balkona kondun
Madem selamımı aldın
Gir içeri ispinozum

Söyler misin kaçtır yaşın?
Yok mudur eşin, yoldaşın?
Nereye gidersin kışın?
Gir içeri ispinozum

Şimdi dağ başları hep kar
Derelerden seller akar
Gidecek başka neren var?
Gir içeri ispinozum

HALİL MANUŞ

Halil MANUŞ

Halil Manuş ispinoz şiiri kuşlarla ilgili şiirler eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler öğrenci şiirleri amatör kısa şiirler

Canım Kuşum

Mavi rengiyle,
Mavi kanatlarıyla,
canım kuşum , mavi kuşum,
Benim kuşum güzel kuşum.

Turuncu gagasıyla turuncu ayaklarıyla,
Güzel sesiyle güzel sözleriyle,
Güzel rengiyle , güzel tüyleriyle
Benim kuşum güzel kuşum

Belinay Aydoğdu

Hayalimdi Uçmak

hayalimdi uçmak
anneme sarılmak
onu öpüp koklamak
hayalimdi uçmak

bir ışık vurdu gözüme
şaşırdım birden bire
onu görünce
hayalimdi uçmak

insanları seyredip
onlara bakmak
uçarken macera yaşamak
hayalimdi uçmak

gözümü açtığımda
gökyüzünde
belkide metrelerce ötede
hayalimdi uçmak

insanlara örnek olmak
çocukluğunu yaşamak
hoplayıp zıplamak
hayalimdi uçmak

ılgın saltan

K U Ş U M

Kuşum kaçtı tutamadım
Kafesine katamadım.
Cik cik cik cik öttü durdu
Uykulara yatamadım.

Kuşum konar, kuşum uçar
Evimize neşe şaçar.

Bazen omuzuma konar,
Bazen elimi öper.
Haziranda bizimle bir
Akçay'a tatile gider.

Kuşum konar, kuşum uçar
Evimize neşe şaçar.

MUSTAFA UZELLİ 2/2/2016

MUSTAFA UZELLİ

Kırlangıç Ve Küçük Kuşlar

Bir kırlangıç dünyayı geze dolaşa
Çok şeyler öğrenmiş.
Atalarımız ne demiş:
"Bir şeyler kalır çok görenin kafasında."
Bizim kırlangıç önceden bilirmiş
Büyük küçük bütün fırtınaları,
Gemiciler ondan alırmış haberi.
Bir gün bir yerde kırlangıç bakmış,
Tarlasına, sıram sıram
Kenevir tohumu ekiyor köylünün biri.
Kırlangıç çağırmış küçük kuşları,
- Bakın, demiş, sizin kuyunuzu kazıyor bu adam.
Bana göre hava hoş, çeker giderim burdan,
Ama korkarım sizin haliniz duman.
Şu elin savurduğu tohumlar yok mu,
Başınıza örülen birer çoraptır sizin,
Her attığı tohum bininizin öksesi,
Benden size söylemesi.
Günü gelip kenevir sicim oldu mu
Seyreyleyin size kurulacak dolapları.
Ya ölüm, ya zindan gayri sizlere:
Kiminize kafes, kiminize tencere.
Onun için gelin, dinleyin beni,
Yiyin şu tohumların hepsini.
Yaz günü kırlangıcı kim dinler,
Küçük kuşlar diledikleri yemi yemişler.
Kenevir başlamış büyümeye yeşil yeşil.
Kırlangıç bir kez daha uyarmak istemiş
Dünyadan habersiz küçük kuşları:
- Koparın, demiş, bir bir koparın
Bu kötü tohumdan çıkan yapracıkları.
Onla büyüdü mü kendinizi yok bilin.
Kuşlar kırlangıca kızmış,
- Aman ne şom ağızlısın, demişler.
Hem sonra kaç bin kuş ister
Bütün o filizleri yolmak için?
Kenevir büyüdükçe büyümüş,
Kırlangıç, kuşları bir kez daha uyarmış:
- Bakın, demiş, işler kötü,
Kötü tohum yurdunuzda aldı yürüdü.
Bugüne dek inanmadınız bana, peki,
Ama bir gün baktınız ki insanoğlu,
Buğdayları büyüyedursun tarlada,
Vakit bulmuş kuş avlamaya şurda burda,
Kurmuş ağlarını dağda bayırda,
Siz küçük kuşları avlamak için.
Ya hiç çıkmayın yuvanızdan,
Ya da göç edin başka yere:
Ördek, turna ne yapıyorsa
Siz de onlar gibi yapın.
Ama siz küçüksünüz, doğru,
Geçemezsiniz bizim gibi çölleri, denizleri.
Size göre iş değil yeni dünyalar aramak.
Yapabileceğiniz tek şey bence
Duvar deliklerine saklanmak olacak.
Kuşçağızlar yorulmuşlar kırlangıcı dinlemekten,
Başlamışlar cıvıl cıvıl ötüşüp durmaya.
Tıpkı Troyalılar gibi, zavallı Kassandra
Başlarına geleceği haber verirken.
Onlara olan bizimkilere de olmuş.
Nice kafesler kuşlarla dolmuş.
Hep böyle kendi bildiğimizi okuruz yalnız
Bela başımıza gelmedikçe inanmayız.

LA FONTAINE
Çeviri: Sabahattin Eyuboğlu

LA FONTAINE