Haydi Askerlerim Savaşa Şiiri | nagihan ebrar gesoğlu
Haydi Askerlerim Savaşa
işte 1.dünya savaşı atam savaşta,
çok olmasa'da askerimiz
biz böylede gideriz savaşa,
haydi askerlerim savunun
düşmanlar yakında,
belki şuan yanında
biz vatan için girdik savaşa,
kurtarırız biz sizleri
biz vatan için girdik savaşa,
yeneceğiz elbet düşmanları
kaçmayın toplanın,
çocuklar topların başında
ateş sesleri yayıldı her yana,
durmayın savunun
düşman yayıldı her yana,
işte seyit 10 başı
anlının akıyla karşıda,
taşımakta durduğu 250 kg'lik bombayla
kurtarma yolunda,
bombayı attı işte
zafer senindir sizindir ,
haydi askerleri savaşa
bu ülke bizimdir,
haydi askerlerim savaşa
bu böyledir ,
herkes duysun bilsin
bu vatan bizim ellerimizdedir,
bu vatan bizimdir
YAZAR
Nagihan Ebrar Gesoğlu
Haydi Askerlerim Savaşa şiiri Çanakkale şiirleri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler öğrenci şiirleri amatör kısa şiirler
Haydi Askerlerim Savaşa Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Haydi Askerlerim Savaşa Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Çanakkale Zaferi Şiirleri
Saros'dan Gelibolu'ya Bakarken
Ne zaman
Saros'dan baksam Gelibolu'ya
Gelincik gelincik tepeler görürüm.
Düşünürüm Çanakkale Savaşları'nı
Mehmetçik'imle övünürüm!
*
Ne zaman Saros'dan baksam;
güneşe, aya..
Mart ayında, nisanda, mayısta, ağustosta..
Kanlısırt'ta.. Kocaçimen'de.. Bombatepe'de...
Uçan şahinler görürüm!
Ve öğretmen Ethem'in armut ağacında,
gamlı bülbülleri dinlerim!
*
Binerim martıların kanatlarına
Gülle gibi ağır günlere giderim
Kumkale'de..Anafartalar'da.. Arıburnu'nda...
Siperlerde gülleler eritirim!
Yahya Çavuş olurum Seddülbahir'de
Bir avuç askerle üç alay düşmana direnirim..
Mustafa Kemal'le birlikte,
Conkbayırı'nda;
Bir ölür bin dirilirim!
*
Ne zaman Gelibolu'ya baksam
Saros Kıyıları'ndan;
Mecidiye'den..Erikli'den..Yayla'dan...
Tek tek koylarında gezerim Gelibolu'nun!
Kirte'de,Sığındere'de...Alçıtepe'de
Düşmanla göğüs göğüse cenk ederim!
Bir bakarım Mecidiye Tabyası'ndayım!
Edremitli onbaşı,
Seyit Mehmet'in yanındayım!
Kaldırıp kaldırıp dev gülleleri
Bouvet'i..Agemomnon'u vurmaktayım!
*
Ne zaman Saros'dan baksam Gelibolu'ya
Kanlısırt'ta Tekçam Tepesi'ndeyim!
Oturmuşum tek çamın altına
Memleket türküleri söylemekteyim!
*
İşte böyle! Her yaz ben,
Gümüş yaldızlı bu sahillerden
bakarken Gelibolu'ya
O destan günlerinde gezerim!
Ve ikiyüz ellibin şehidin kabirlerini okşarken
bronz tenli ellerim
"Dünya" denen bu bahçede
Tek tek çamların orman olduğu
savaşsız günleri özler
Katmer katmer gonca bir gül gibi
mavi denize bakan
çılgın gözlerim!
.....................*....................
30.mart.2019/cumartesi
Ali Koç Elegeçmez
Ali Koç Elegeçmez
On Sekiz Mart Çanakkale Destanı
Firuze iki derya kuşanır Gelibolu,
Yarımada kıbleden yaslanıyor şimale.
Toprağı Rumeli'dir, havası Anadolu,
Yadigâr bu vatana rengi kanayan lâle!
Cennet'i anımsatan büyülü yarımada
Sükûtuma da sebep, tüten efkârıma da...
Seddülbahir'le başlar nihayeti Bolayır,
Safir kesilmiş suya zümrüt yansıyan bayır.
Kudret kalemi ancak çizerek dört kesmini
Yeryüzüne düşürür derya fonlu resmini.
Çevir yüzünü gitsin, kibri ahkâm kesenden;
Bu El-Kaviyy mührünü sökemez beşer senden.
Efsunkâr Şimal Tacı yedi yıldızlı hale
Yalnız senin başına yakışır Çanakkale.
İlahî bir lütuftur Çanakkale Boğazı,
Mavi senin tülünde ne efsunkâr mavidir.
Sanki ipek gergefte sülüs ve celî yazı
Akışı şiir gibi... Kalemi semavîdir!
Ege'yle Marmara'nın gökyâkutlu visali
Hayallere sığmaz ki; düşte düşün misali!
Amber buğulu Asya koparken Avrupa'dan,
Suyuna miski katıp dökmüş altın kupadan.
Mağribi güneşlerde tüllenen Marmara'yı
Süzerken yanan gözler nasıl seçsin karayı!
İbrişim sırmalanıp atlas kuşanan beden
Göze nasıl görünür acaba gök kubbeden?
İki derya coşkusu sığmaz hiçbir risale
Cebelitarık seni kıskanır Çanakkale!...
Beş bin yıllık tarihî antik kent Çanakkale
Savaş ve afetlerle yıkılsa da doğrulmuş.
Asırlarca ışığı sönmeyen bu meşale
İlim irfan yuvası kültür ile yoğrulmuş.
Karasi Beyliği'nden sancaksın Osmanlı'ya,
Senin yazdığın tarih bu kadar mı şanlı ya!...
Kilitbahir karşında şeklen yoncaya benzer,
Suya aksi düşmesin gülden goncaya benzer.
Var mı Kumkale gibi düşlerin en ırağı?
Ege'den meltem alan Asya'nın son toprağı.
Tarihî mirasından gönüllere kayan sır
Eceabat ufkunda denize başka yansır!
Yazılsa kâğıt yetmez; şiir akar makale,
Kalemleri tüketen şehrengiz Çanakkale.
Sömürgeci ve zalim itilaf devletleri,
Dört kıtanın ifriti yamyamıyla beraber;
İstanbul hayaline kesmişler biletleri,
Mücadeleden yılmaz aslanlardan bîhaber!
And içmişler birlikte Fransız İngiliz'i
Nâmert elle, Cennet'ten koparmaya filizi!
Avustralya, Senegal, Cezayir ve Kanada
Gözlerini karartmış güç yetilmez inada.
İngiliz'i anladık... istiladır emeli,
Peki ya şu Zenci'ye, Hindu'ya ne demeli?
Sökülmek isteniyor ki evlad-ı fatihan;
Avuç içi karaya yüklenmiş bütün cihan!
Melekler diyarında bu iş gelmez ihmale,
Şeytan'a geçit vermez şahlanır Çanakkale!
Yıl, bin dokuz yüz on beş: On sekiz mart zaferi!
Çanakkale Boğazı Sırat Köprüsü'nden dar,
Aslan kesildi o gün her Osmanlı neferi,
Kumkale tarafından Seddülbahir'e kadar!
Kilitbahir neresi. Yeni Zelanda nere?...
Düşman boğaz sanıyor... Çelik kollu cendere!
Zırhlı gemiler gelmiş dünyanın bir ucundan.
Kartal pençeyle kaptı deryanın avucundan!
Hangi tarih yâd etmez O vefakâr Nusrat'ı
Döşediği mayınlar aratmadı Sırat'ı!
Yarım Dünya geçiyor, Seyit Onbaşı davran
Kaldır top mermisini tarihe yazsın Havran!
Cennetin bu köşesi nasıl uğrar işgale?
Sükût ikrar dilidir, haykırsın Çanakkale!
Takdir-i İlahidir meleklerin yardımı,
Komutanı Cebrail, bütün ordusu melek...
Gemiler zırhlı diye İstanbul'a vardı mı?
Burası Çanakkale, tufan koparan felek!
Vurulan Kara Belâ yan yattı tabak gibi
Üç dakika içinde mekanı deniz dibi...
Yarım Dünya diyorsan kaderi ondan farksız,
Zırhından yara almış; dümeni kırık, çarksız.
Dokuz savaş gemisi su içinde kavruldu,
Mayın ve obüslerle kaderine savruldu.
İfritlere acımaz yol vermiyor Cebrail,
Yerden fışkıran derya göklere oldu nail.
Düşmanları boğazda kahreden bu şelale,
Nuh Nebi'den sonraki tufandır Çanakkale!
Seddülbahir benzeri sarsıldı Anzak Koyu
Sanki Kıyamet sesi, Sûr üflüyor İsrafil!
Conkbayırı ve Kirte yazılmaz ömür boyu,
Yer ve gökle beraber denizi sarmış gafil.
Mermi mermiyi vurdu, süngü süngüyü yardı;
Toprak yamyam kaynıyor kesilmez oldu ardı.
Adım atacak yer yok Hindu ve Berberi'den,
Anzak'la Kanada'lı koşturuyor geriden.
İngiliz başı çekmiş Fransız'la yarışta
Toprak kızıla dönmüş gördüğün her karışta!
İnsanlığın utancı bitmez görünen bu şer
Kıyameti kopmadan sanki kurulmuş Mahşer!
Dabbe'tül Arz çağrısı gibi gelir Deccâl'e;
Mehdi ve îman sende, vur gitsin Çanakkale!
Gül kokulu diyardır şehitlerin mekânı
Şehidim, meleklerden müjdelendi hediyen.
Ecrini sunmak ister var mı bunun imkânı
Vatan, şehitlerine minnettar ebediyen!
Gök kuşağı nakşolsa makberin kemerine,
Bahreynî inci mercan işlense mermerine,
Sandukası arusek örtüsü sim işinden,
Zemini yâkut olsa kubbesi fil dişinden:
Şehadeti Tevhid'le tattığı andan beri
Firdevs müjdesi alan ne yapsın ki makberi?
Şehide, Medine'nin münevver bucağından
İki Cihan Güneşi yer vermiş kucağından!
Rahat uyusun diye uğramasın ihmale,
Gül-i Rana kokusu başkadır Çanakkale
Şükranla okunsa da şehitlerin destanı
Kan sızan hecelere kalem nasıl dokunsun?
Fatiha'yla duayla ruhların serbest anı
Sana ithaf edilip kaç bin kere okunsun?
Şehadete ererken duyduğun kutlu sesi
Alnına nurla yazdı meleklerin busesi!
Ey şehit, bilinir ki: Ölümsüzsün, dirisin,
Hakk'ın, Cennet müjdeli kullarından birisin!
Kanınla suladığın yere toprak denir mi?
Mirasın korunmadan hakkın hiç ödenir mi?
Vatanın şükranıyken utancı oldu harbin
Şehit sayısına bak: İki yüz elli üç bin!
İçli dualar ile kayıt düştü icmale
Her sayfası yakıcı bir ağıt Çanakkale!
Tarihe ebediyen vurulan altın mühür,
Sökülmeyen perçindir şüheda tılsımından.
Ey şehit, yerin Firdevs meleklerden tezahür
Tescil edilmiştir ki Cennet'in üst kısmından!
Öyle kutlu zafer ki düşündükçe vecd eden,
Melekler secde eder alnı kalkmaz secdeden!
Rengi kanayan lâlem şühedanla bakîdir,
Yazdığın eşsiz destan... Gerisi afakîdir!
İhtirasın esiri yedi düvelden düşman,
Gelibolu'ya ayak bastığına bin pişman!
Mücevheri bilmeden çakıl sanmıştır zahir;
Bastığı toprak değil, cevahirdir cevahir!
Hilâl gökte tutkuyla gülümserken Zühal'e,
Kıyamet kopana dek varılan son merhale:
Böyle destan bir daha yazılmaz Çanakkale!...
İrfan Yılmaz
Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ
Çanakkale...
Biz Türk Milletiyiz !
Hepimiz birer Mehmetiz ! !
Kanımızın son damlasına kadar;
Vatan, Bayrak, İstiklal ;
Uğruna.......
GEREKİRSE! ! ! GEREKİRSE! !
ÖLÜME BİLE GİDERİZ !!!.
Bir tarih destanıdır ;
ÇANAKKALE! ! ! !
Tarihe kazıya, kazıya yazdık.
Uzanmasın kirli eller üzerimize !!
Vatan, Bayrak, İstiklal uğruna ! !
Bir değil ;
Bin ÇANAKKALE''LER Yazdırırız;
Tarihte yer yüzüne! ! ! ! ! !
Biz Vatan, Bayrak, İstiklal ,
Uğruna varız !!
Tüm insanlara ;
Kanımızın verdiği asaletle !
Kucak açar, sevgiyle bakarız;
Ama değmesin, gelmesin;
Nağmert eller üstümüze !
NİCE ÇANAKKALE''LER yaratır !
Bozguna uğratırız;
DÜŞMANI YERYÜZÜNDE ! ! ! ! ! ! !
(Ank.09/11/1993)
Şair Ahmet Tekin
Ahmet Tekin
Çanakkale
Alparslan açtı kapısın
Fatih Han aldı tapusun
Nebi’den geldi muştusun
Sen şerefsin Çanakkale
Sen nefessin Çanakkale
Malazgirt’ten İstanbul’a
Öz yurdumuz Anadolu!
Heveslenmeyin boşuna
Direniştir Çanakkale
Bize derstir Çanakkale
Yedi düvel birlik oldu
Ağır toplar hazırlandı
Ata Mehmed’e seslendi
Geçilmezsin Çanakkale!
Sen bizimsin Çanakkale
Düşman tam o gün saldırdı
Toplar gülleler yağdırdı
Nusret düşmanı yıldırdı
Sen kilitsin Çanakkale
Şehitliksin Çanakkale
Onurlandı Eyüp Sultan
Gülümsedi yedi tepe
Nefes aldı Ayasofya
Cesaretsin Çanakkale
Emanetsin Çanakkale
Bize derssin Çanakkale!
Salim ULU
Salim ULU