Eğitim Sitesi

Havranlı Seyit Şiiri

Havranlı Seyit Şiiri | Halil MANUŞ

Havranlı Seyit

Çanakkale sırtlarına
Yol oldu Havranlı Seyit
Kınalı evlatlarına
Kol oldu Havran'ı Seyit

Tütmez baca,yanmaz ocak
Dert bir değil kucak kucak
Zor anlarda tutunacak
El oldu Havranlı Seyit

Dayan bire koçum dayan
Yol almaz yerinde sayan
Kutsal mermiyi sırtlayan
Bel oldu Havranlı Seyit

Vatan aşkını bir bilsen
Şehit olmak istersin sen
Kasırga misali esen
Yel oldu Havranlı Seyit

Bil ki olmaz savaş kansız
Mehmetler dururken cansız
Geçit vermeyen amansız
Sel oldu Havranlı Seyit

Candan iste derken Kur'an
Ziyandadır bence duran
İhlâsla Hakka yalvaran
Dil oldu Havranlı Seyit.

Halil MANUŞ

add

tag Çanakkale Zaferi Şiirleri Havranlı Seyit şiiri Halil Manuş eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi

Havranlı Seyit Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Havranlı Seyit Şiiri Hakkındaki Yorumlar

esra çok güzel bayıldım be yaaaaaaa... 2015-03-11

bahar çokk güzelllllllllllll bayıldım... 2015-03-11

Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.

Benzer Çanakkale Zaferi Şiirleri

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.
Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bir göğüslerse Huda'nın edebi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.
Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe"desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif ERSOY

Mehmet Akif ERSOY

Çanakkale Canımdır

ÇANAKKALE CANIMDIR
İnasanlıktan nasipsiz, nasipsiz size diyom
Sakın ha cüret etme verilmez size diyom
Allah Allah diyenler geçirmez size diyom
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

Bağımsız olmak için canlarımız siper oldu.
Yedi düvel insanların canları HEDER oldu.
Vatanı için ölenler gazi oldu ŞEHİT oldu.
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

Allah Allah sözleriyle düşmanı korkuttular
Korkusuz aslan gibi er meydanına çıktılar.
Her kurşunu BİSMİLLAH diyerek sıktılar.
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

Müslümanın eline silahları verenler
Bunlar yam yam diyerek üstümüze sürenler.
Mayınlara çarpınca korkusundan kaçanlar
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

Top tüfekle her yer mahşer meydanı
İnsanlıktan çıkanlar sarıyordu dört yanı
Savaşan Mehmetlerim vermez idi bir yanı
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

Doksan üç yıl evvel yedi düvel ders aldı.
İngiliz-Fransız'ı arkasına bakakaldı.
Mehmet'imden akan o ne şerefli bir AL'dı
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

Tabyaları top ile bir bir dövülürken
Er meydanında Mehmetler korkusuz vurulurken
Vatanını vermeyen canıyla savrulurken
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

Kınalı kuzuların yattığı yerdir.
Seyit onbaşının attı yerdir.
Şehidin kanı aktığı yerdir.
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

Ölüme aşkla koşanlar orda.
Vatana sorgusuz bağlanan orda.
İnancı savunup ölenler orda.
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

ÇELİK'im derki ; hesapsız hesap tutup hesapsızca battılar.
Önünde etten olan bir inanca çarptılar.
Çarpınca anlayıp şamar yeyip kaçtılar.
Biliyordu gafiller Çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE CANIMDIR bir parçası verilmez

MEHMET ÇELİK 05/09/2012
ÇARŞAMBA

MEHMET ÇELİK

Çanakkale Savaşı 17

Durum anlatılamaz,
İçinde olmayınca,
Şehitler ve gaziler,
Savaşan yazmayınca…

Onlar gerçek hatıra,
Şiir açıklayamaz,
Ne de üç beş resimle,
Tablo açıklanamaz…

Her iki taraf için,
Bir savaş ki dehşetli,
Yarım milyondan fazla,
Candan vazgeçilmeli…

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK

Haklarınızı Hellal Edin

HAKLARINIZI HELAL EDİN

Ey bu vatan için toprağa düşenler,
Ey namusu, şerefi için can verenler,
Mehmetler, Yusuflar, Aliler ...
Haklarınızı helal edin, helal edin hey!

Ey düşmanın önüne çelikten,
İman dolu göğüsleriyle perde gerenler!
Düşürmemek için düşmanın gölgesini
Mukaddes topraklara,
Ey bu topraklara kanlarını dökenler,
Haklarınızı helal edin, helal edin hey!

Boğaza girerken çelikten yığınlar,
Amansızca üzerine yağarken mermiler toplar,
Toprağın altından sivrilip kalkan,
Mevsuflar, Tevfikler, İbrahimler hey,
Haklarınızı helal edin, helal edin hey!


Yarılıp yeryüzü açılınca çukurlar,
Gökyüzüne fırlayan kollar, başlar, bacaklar...
Mahşeri dünyada yaşayan ölümsüz evlatlar,
Muratlar, Oğuzlar, Hasanlar hey.
Haklarınızı helal edin, helal edin hey!

Sanır mıydı ki düşman siz böyle savaşacaktınız,
Güya boğazdan belirince onlar, kaçacaktınız.
Binlerce yıllık tarih bilir, biz şanlı aslanlarız,
Yüzümüzün akları,
Haklarınızı helal edin, helal edin hey!

Sayenizde bu vatan şu an bizimdir,
Göklerde dalgalanan al bayrak şerefimizdir.
İndirmemek uğruna bir an bile olsa bu bayrağı,
Ölüme gülümseyerek koşanlar,
Hüseyinler, Mustafalar, İsmailler.
Haklarınızı helal edin, helal edin hey!
Metin KORKMAZ

METİN KORKMAZ

Çanakkale Zaferi Şiirleri, Havranlı Seyit Şiiri