Eğitim Sitesi

Camiiler Haftası Şiiri

Camiiler Haftası Şiiri | Mehmet Tevfik Temiztürk

Camiiler Haftası

Camiiler Haftası Şiiri
Cami, merhamet evi ruhun huzur duyacak,
Nur yüzlü müminlerle ufkun aydınlanacak...

Camiler, güven yeri, merhamet vesilesi,
Camiler, Rab'bin yeri eşit görür herkesi...

Muhterem imamlarla gönüllü müezzinler,
Tebessümlü cemaat inanç, sağlar camiler...

Mehmet Tevfik Temiztürk

add

tag Camiiler Haftası Şiiri eğitici şiirler okul şiirleri çocuk şiirleri öğrenci şiirleri öğretici şiirler Mehmet Tevfik Temiztürk

Camiiler Haftası Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Camiiler Haftası Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri

Aşk-ı Kadim

Sen doğdun,
bağrına gül düştü toprakların...
Bir devrin karanlığı
varlığınla nur oldu...

Sen doğdun,
süzüldü göz yaşı yanığından
seni iki aleme müjdeleyen ananın...

Ey mahzun gönüllere güneş olan,
han olan...
Ey sevgi bağında aşk-ı kadim sevgili...
Ey kalp gözü kapalı cehaletin çağında,
Mekke'den doğan güneş,
alemin rahmet seli...

Asırlar ötesinden insanlığa cân olan,
şahadet ırmağında dalgalanan meşale...
Doğduğun güne hasret,
öksüz,
ve yetim cihan...

Ey sultanlar sultanı,
kimsesizler kimsesi...


Rahmetsin alemlere,
kainata işaret...

Gül deyince aklıma senin gül yüzün gelir,
Aşkın ile açmayan güller perişan olur...
Şefaatin imdada yetişmezse mizanda,
O gün bütün günahkar kullar perişan olur...

Kalmasın hiçbir gönül senin adından öksüz,
Kelebekler baharı adınla müjdelesin...
Kalplerde nefes nefes,
hep senin adın vursun...
Yeni doğan nur yüzlü bebeklerin kalbine
yöneldiğin kıblenin,
şanlı mührü vurulsun...

Hira'dan doğan güneş,
gül olup yağan sendin,
Cebrail'in sardığı o zarif beden sendin,
Batılın yüz tuttuğu karanlık bir kıtada
Rahman'ın alemlere çizdiği öz desendin...

Ey gönül dergahımın,
mukadder sevgilisi...

Doğsun batan o güneş yeniden dünyamıza
Dalga dalga yükselsin Semave'nin suları,
Dualar perçinlensin akan göz yaşlarımıza
Yeni baştan yıkılsın Kisra'nın sütunları..

Sen doğdun,
bağrına gül düştü toprakların...
Bir devrin karanlığı
varlığınla nur oldu...

Diri diri toprağa gömülen tomurcuklar,
filizlendi,can verdi
batıla mezar oldu...

Gül deyince aklıma senin gül yüzün gelir,
Aşkın ile açmayan güller perişan olur...
Şefaatin imdada yetişmezse mizanda,
O gün bütün günahkâr kullar perişan olur...

Hasan Hüseyin ÇAĞIRAN
Selçuklu-Konya

Hasan Hüseyin ÇAĞIRAN

Peygamberim

Sensin bizi kötü yoldan döndüren,
İnsanlara imanı gösteren.
Seni çok seviyoruz,
sevgili peygamberim

Hiç günahı olmayan,
Herkes senin gibi olsa.
Ne güzel olurdu bu dünya,
Sevgili peygamberim.

Sen bize kur-an-ı Kerimi getiren
Güzellikleri öğreten.
Doğruya yönelten,
Sevgili peygamberim

zeynep erdemir

-40 Yaşındasın-

Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah azze ve celle

Ya rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte
Bir yaşındasın,
Beni sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor beni sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.halime kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelik...seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...

Altı yaşındasın
Medine-i münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve ümmü eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu talip bir başka seviyor

Ya rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik

Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen muhammed-ül emin' sin

Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var

Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey yâr!
Nurdağına davet var

İşte
Kırk yaşındasın
Hira nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan " ah! " sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen nebiyullahsın
Sen habibullahsın
Sen rasulullahsın

Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
" amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin " diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş arş-ı Âla
" bu koşan kimdir " diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı fatımatüz-zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
" ağlama kızım " diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
"seni bizim elimizden kim kurtaracak" diyorlardı
Sen,
Sen " allah! " diyordun
Allah azze ve celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen " allah! " diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de " allah! " diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi :
" anam babam sana feda olsun " diyordu

Ya rasulallah
Medine-i münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
" beni seviyor musunuz " diye sormuştun onlara
" seni çok seviyoruz ya habiballah " demişlerdi
Sen de:
" allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum" demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak :
" görüyor musunuz ne kadar güzel " demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti :
" anam babam sana feda olsun ya rasulallah, onu bana ver "
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen " hayır " demediğini bile bile
" peki " dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun ebu hureyre' nin diliyle :
" benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler "
Ve hz. enes ile paylaşmıştın özlemini
" beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim"

Sultanım!
Ey medine minberinde " ümmeti, ümmeti " diye hüznü giyen sevgili
Ey mekke mihrabında alemler hesabına " allah! " diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik

Ya rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...

ali safa

Ya Muhammed Mustafa (sav)

Âlemlere rahmetsin
Ya Muhammed Mustafa!...
Gökyüzünde Ahmet'sin
Ya Muhammed Mustafa!...

Yüzün kardan ak idi
Kalbin sudan pak idi
Hicretin firak idi
Ya Muhammed Mustafa!...

Savundu Hak kitabı
Evrenseldi hitabı
Sende gördük adabı
Ya Muhammed Mustafa!...

Asumanın mâhısın
Nebilerin şahısın
Gönül padişahısın
Ya Muhammed Mustafa!...

Ruhlara sundun sefa!..
Gönlünde ahde vefa
Sensizlik cana cefa
Ya Muhammed Mustafa!...

İman, irfan kanadın
Nurla yazıldı adın
İslam'dı tek muradın
Ya Muhammed Mustafa!...

Yüzün güneşten aydın
Müminlere saraydın
İslam dinini yaydın
Ya Muhammed Mustafa!...

Sızıları dindirdin
Ateşleri söndürdün
Uçurumdan döndürdün
Ya Muhammed Mustafa!...

Çileli ömür sürdün
Şirk defterini dürdün
Gönül gözüyle gördün
Ya Muhammed Mustafa!...

M.NİHAT MALKOÇ

M. NİHAT MALKOÇ

Kutlu Doğum Haftası (Mevlid-i Nebi) Şiirleri, Camiiler Haftası Şiiri