Ankara Havası Gelsin Şiiri

Ankara Havası Gelsin Şiiri | Hürriyet Demir

Ankara Havası Gelsin

Bırak şu efkarı sazcı gardaşım
Çal da derdimizin devası gelsin
Çok ağırdan gittin ağrıdı başım
Hele bir Ankara Havası gelsin

İstersen kız, darıl istersen kına
Ama bu talebim gönülden sana
Ankaralı koçlar çıksın meydana
Hele bir Ankara Havası gelsin

Biz böyleyiz böyle aldık feyizi
Seyretsin şu millet seyretsin bizi
Kalsın burada da Başkentli izi
Hele bir Ankara Havası gelsin

Dolu bardak aha boşaldı bile
Hadi başla gayrı çektirme çile
Ne söylersen söyle bize nafile
Hele bir Ankara Havası gelsin

Dinle Hürdemiyi vakit geçmeden
Derlenip toplanıp burdan göçmeden
Mazeret üretip kılıf biçmeden
Hele bir Ankara Havası gelsin

Hürdemi Nevzat Bayramoğlu

Hürriyet Demir

Ankara Havası Gelsin eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler öğrenci şiirleri amatör kısa şiirler Hürriyet Demir Hürdemi Nevzat Bayramoğlu

Ankara

Ankara'da doğdu gün;
Öğün Türk oğlu öğün.
Tan yeridir Türklüğün,
Bahtı ak, taşı kara
Adı büyük Ankara.

Ordu kuruldu,
Düşman orda vuruldu.
Türk'e bir kale oldu.
Bahtı ak, taşı kara
Yurdun kalbi Ankara.

Harp meydanı orası
Başkomutan ovası
Bahtı ak, taşı kara
Can evimiz Ankara.

H. Ali YÜCEL

H. Ali YÜCEL

Ankara Marşı

Ankara, Ankara, güzel Ankara,
Seni görmek ister her bahtı kara.
Senden yardım ister her düşen dara,
Yetersin onlara güzel Ankara.

Burcuna göz diken, dik başlar insin,
Türk gücü orada her zoru yensin,
Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin,
Varolsun toprağın, taşın Ankara.

Halil Bedii YÖNETKEN

Halil Bedii YÖNETKEN

Ankara

Ey insan arşı yayla! Ey bozkır! Ey Ankara!
Seslen bana: Ben senden nasıl uzak yaşarım;
Bahtım, senin bağrından ayrıldığım an kara,
Ben sendeki gözlerden feyz alarak yaşarım.

"Halep ordaysa arşın burda." dersen ne çıkar?
Sende al atım için meydan da cirit de var.
Başka yerin sahrası hız almaya bile dar!
Ben sende heyecanım şahlanarak yaşarım!

Koşarım bozkırlarda gem bilmeyen bu tayla,
Hislerim sürü sürü benim, bağrım da yayla.
Ana gibi, yar gibi kaynaştım Ankara'yla,
Alnım gökten yukarı, mermerden ak yaşarım.

Fatih'in gemileri nasıl kaydı karada?
Nasıl bir sızı vardır şerefli bir yarada?
Ben böyle imkânsızlık içinde Ankara'da,
Hayatımı sürerim, hislerimi yaşarım.

Gönlümü atsalar da dünyanın bir ucuna,
Düşer bir gülle gibi Ankara'nın burcuna,
Bilmem şahin sığar mı avuçların ucuna,
Ankara'da ben böyle çırpınarak yaşarım.

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Behçet Kemal ÇAĞLAR

Başkent Ankara'ma

Tek yürek genç yaşlı kundakta bebekler
Dört bir yandan gelmiş öbek öbekler
Düzülmüş halaya Seğmenler Zeybekler
Gözleri umut dolu Atatürk’ü bekler

Geliyor gün doğumu, o muzaffer alayı
Umut olup açarak, değiştirmiş havayı
Vursun tüm yüreklerde, Seğmenler Halayı
Ankara’m yüklenmiş, o mukaddes davayı

Kardeşliğe kurulmuş, asırlardan evveli
Yüreğinde aşk dolmuş, candan sevdi seveli
Hakikate uzanmış, o dosdoğru cetveli
Işık saçar çehresi, Hacı Bayramı Veli

Her karış toprağında, şehidiyle gazisi
Gururla yoğrulmuştur, tarihiyle mazisi
Ankara’nın Taşına, yazılacak türküsün
Düşmanın sillesine, vurulacak mührüsün

Milletinden alarak, yüreğinde cesareti
İstanbul’dan devraldı, mukaddes emaneti
Çözülmüştü düşmanın, amansız zor kementi
Ankara’ya yazılmış, Türkiye’nin başkenti

Meşhurdur tavşanıyla, kedisi ve keçisi
İhtişamıyla durur, Ankara’nın Kalesi
Ayazı iliklerde, bozkırın zor çilesi
Bozulmuş düşmanın, türlü türlü hilesi
Ankara’m Başkent olmuş, Türkiye’nin bekçisi

Ramazan YILDIZ