Eş sesli, sesteş Dil kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Dil kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Ağızda bulunan tat alma organı. "Sütten dili yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş."
2. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan. "Kaç aydır bu dil kursuna gidiyorsun?" "Beni vazgeçirmek için az dil dökmedi."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: En (dersimiz.com-43203)
1. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik. "Bu dolabın eni biraz uzun oldu." "Bu gömleğin eni biraz kısa kalmış."
2. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime. "En sevdiğim çiçek güldür." "En çok da senin gülüşünü seviyorum." "En nefret ettiğim kişiyle karşılaştım."
3. Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret. "Tüm koyunlar eksiksiz enlenecek."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kazan (dersimiz.com-68170)
1. Başarılı olmak, kazanmak. "Ne istersen alırım, sen yeter ki sınavı kazan."
2. Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap. "Bu kazanlarda ne pişecek?"
3. Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap. "Bunun kazanında arıza var."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yen (dersimiz.com-21799)
1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor."
2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sağ (dersimiz.com-15327)
1. Solun karşı yönü. "Sağ tarafımdan kalktım sanırım bugün, iyi günümdeyim."
2. Ölü olmayan. "Askerliği sağ salim bitirdi geldi yavrum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bin (dersimiz.com-15302)
1. 1.000 sayısı. "Bin kez de söylesen yine yapacağını yapar."
2. Bir şeye çıkmak. "Arabaya binmesi ile hareket etmesi bir oldu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Taş (dersimiz.com-41904)
1. Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. "Düşen taş az daha kafama gelecekti."
2. Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. "Bu kolyenin bir taşı düşmüş."
3. Dama, domino, okey vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri. "Okey taşlarından biri eksik."

Eş sesli (sesteş) kelime: Top (dersimiz.com-44028)
1. Çoğu spor oyununda kullanılan yuvarlak nesne. "Topunu getir de oynayalım." "Futbol oynarken bana top atmıyorsunuz."
2. Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belli miktardaki bağı. "Bana iki top beyaz kumaş lazım."
3. Gülle veya şarapnel atan büyük, ateşli silah. "Ramazan topu patladı." "Bu top 2. Dünya Savaşı'ndan kalmış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Baş (dersimiz.com-20854)
1. İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa. "Attığın silgi, başıma isabet etti."
2. Bir topluluğu yöneten kimse. "Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanı devletin başıdır."
3. Başlangıç. "Ben bu işin başından beri buradayım, benden daha iyi mi bileceksin?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Al (dersimiz.com-15350)
1. Kırmızı renk. "Bak dalgalanıyor göklerde, şanlı al bayrağım."
2. Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak. "Bakkaldan ekmek almaya gitti, henüz gelmedi."

Eş sesli (sesteş) kelime: Alay (dersimiz.com-18893)
1. Bayram, cenaze vb. törenlerde sıralı olarak giden insan topluluğu, kortej. "29 Ekimde, tören alayında görevliyim."
2. Genellikle üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu. "Alay komutanı, yakın akrabam olur."
3. Bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapma. "Şişko diye kendisiyle alay edilmesine çok sinir oluyor."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kuru (dersimiz.com-48111)
1. Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı. "Bu çamaşırlar kuru." "Sobaya iki kuru odun daha atın."
2. Kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı. "Biraz da kuru nane katalım." "Bir tencere kuru fasulye pişirdim."
3. Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan. "Bu kuru bölgede yaşanmaz."
4. Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem. "Bu çocuk neden bu kadar kuru?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Bere (dersimiz.com-67604)
1. Bir yere çarpma, incitme veya vurma sonucu vücudun herhangi bir yerinde oluşan çürük. "Parkta oynarken her tarafı yara bere olmuş."
2. Herhangi bir şeyde görülen ezik, çizik. "Bu telefonda bereler var."
3. Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık. "Hava soğuk, bereni takmayı unutma."

Eş sesli (sesteş) kelime: Cilt (dersimiz.com-15330)
1. Ten, deri. "Senin cilt sorununa bu doktor da çare olamadı."
2. Kitap kaplaması. "Bu kitaplar yıpranmış gibi, ciltlense iyi olacak."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ek (dersimiz.com-67753)
1. Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça. "Üzerine biraz da baharat eklemeliyiz."
2. Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave. "Gazetenin bulmaca ekini de istiyorum."
3. Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri. "Bu ip ek yerinden kopmuş."
4. Eklenmiş, katılmış. "Bizim öğrenciler bu ek binada eğitim görüyor."
5. Bitki ekmek. "Bu yıl bizim tarlaya da ayçiçeği ek."

Eş sesli (sesteş) kelime: Asma (dersimiz.com-15355)
1. Belirli bir tür üzüm veren bitki. "Sapsarı üzümleri koparmak için asmaya uzandı."
2. Asmak işi. "Annesi, yıkanan çamaşırları asmakla meşguldü."

Eş sesli (sesteş) kelime: Pas (dersimiz.com-67300)
1. Su içinde ve nemli havada metallerin, özellikle demirin yüzeyinde oksitlenme sonucunda oluşan madde. "Bu çivilerin hepsi paslanmış." "Merdiven yağmurda kalırsa paslanır."
2. Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi. "Bana hiç pas atmıyorsunuz." "Bu gollük bir pas."
3. Bazı iskambil oyunlarında sırası kendisine gelen oyuncunun oyuna o elde katılmayacağını belirten bir söz. "Ben pas diyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Ben (dersimiz.com-6323)
1. Kendim, ben. "Ben, senin dediklerine kesinlikle katılmıyorum."
2. Yüzde çıkan siyah leke. "Yüzündeki ben, sana ayrı bir güzellik katmış."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bir (dersimiz.com-68214)
1. Sayıların ilki. "Saymaya birden başla."
2. Aynı, benzer. "İkinizde bir giyinmişsiniz."
3. Bu sayı kadar olan. "Bana bir hafta tatil yeter." "Benim sadece bir ödevim kaldı."
4. Tek. "Allah birdir."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sal (dersimiz.com-15328)
1. Su üzerinde ulaşımı sağlayan bir araç türü. "Çocuklar bir başına sala binmiş gidiyorlardı."
2. Bırakmak, salmak. "Öğretmen sözlerini bitirinceye kadar bizi salmadı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Beyaz (dersimiz.com-25965)
1. Beyaz ırktan olan kimse. "İnsanları zenci, beyaz diye ayırmak doğru değil."
2. Ak, kara ve siyah karşıtı. "Sevdiğim üç renk; mavi, beyaz, mor."
3. Beyaz renkte olan "Bugün beyaz bir gömlek almam gerekiyor."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü