Eş sesli, sesteş Açık kelimesinin anlamı ve örnek cümleleri:

dotAradığınız eş sesli (sesteş) Açık kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı. "Pencereler açık kalmış."
2. Engelsiz, serbest. "Miting bitmeden bu yollar açılmaz."
3. Kolay anlaşılır, vazıh. "Açık konuşmak gerekirse, ben de memnun değilim."
4. Rengi koyu olmayan, koyu karşıtı. "Açık renkli gömleği daha çok beğendim."
5. Denizin kıyıdan uzakça olan yeri. "İki mil açıkta bizi bekliyorlar."

Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın

Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.

Eş sesli (sesteş) kelime: Ünlü (dersimiz.com-15305)
1. Meşhur. "Tüm ünlüler bu lokantaya gelir."
2. Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkabilen ses, vokal, sesli, sesli harf: a, e, ı, i, o, ö, u, ü.. "Cümlede ünlü harfleri bulmak zor olmadı."

Eş sesli (sesteş) kelime: Diz (dersimiz.com-15334)
1. Bacağın ortasındaki bölüm. "Her gelişinde dizlerinden şikâyet ederdi."
2. Bir şeyleri dizmek. "Tespih tanelerini ipe özenle dizdi."

Eş sesli (sesteş) kelime: Boz (dersimiz.com-43176)
1. Kül rengi, gri. "Bizim de boz bir eşeğimiz vardı."
2. Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek. "Bu saati sana boz diye vermedim."
3. Açılmamış, sürülmemiş (toprak). "Şu gördüğün boz yerlerin tümü bizim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Dal (dersimiz.com-15332)
1. Ağacın kollarından her biri. "Ağacın dallarını biraz budamakla iyi ettik."
2. Suya, sıvıya dalmak. "Bu kadar yüksekten suya dalmak pek akıllıca değil."

Eş sesli (sesteş) kelime: Öğüt (dersimiz.com-43378)
1. Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz, nasihat. "Bu hikayedeki öğüt ne?" "Gel sana biraz öğüt vereyim."
2. Tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek. "Un öğütülmüş buğdaydır." "Git bu mısırları da öğüt."
3. Ezmek, çiğnemek. "Yediklerimizi dişler öğütür."

Eş sesli (sesteş) kelime: Bin (dersimiz.com-15302)
1. 1.000 sayısı. "Bin kez de söylesen yine yapacağını yapar."
2. Bir şeye çıkmak. "Arabaya binmesi ile hareket etmesi bir oldu."

Eş sesli (sesteş) kelime: Zar (dersimiz.com-68643)
1. İnce perde veya örtü. "Kulak zarı hasar görmüş."
2. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper. "Hücre zarı geçirgendir."
3. Tavla ve başka oyunlarda kullanılan oyun aracı. "Zar atma sırası kimde?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Ton (dersimiz.com-15304)
1. Dir rengin veya sesin tonu. "Bence saçlarını bir ton daha açık boyatmalısın."
2. 1.000 kg ağırlığın karşılığı. "Bu bahçeden kaç ton mahsul alınır ?"

Eş sesli (sesteş) kelime: Yen (dersimiz.com-21799)
1. Giysi kolu. "Bu elbisenin yenlerini kısaltman gerekiyor."
2. Japon para birimi. "Japonya gezimizde kaç Yen harcadık, kaç Türk Lirası ediyor, bilmiyorum."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kazan (dersimiz.com-68170)
1. Başarılı olmak, kazanmak. "Ne istersen alırım, sen yeter ki sınavı kazan."
2. Çok miktarda yemek pişirmeye veya bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap. "Bu kazanlarda ne pişecek?"
3. Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap. "Bunun kazanında arıza var."

Eş sesli (sesteş) kelime: Var (dersimiz.com-15306)
1. Elde bulunan, var olan. "Bizim evde kalan beş kişi var." "Cebimde sadece 5 TL var."
2. Ulaşmak, varmak. "Sabah olmadan oraya varırız gibime geliyor."
3. Mevcut, evrende veya düşüncede yer alan, yok karşıtı. "Bizim mahallede böyle bir gelenek var."

Eş sesli (sesteş) kelime: Mâni (dersimiz.com-46620)
1. Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel. "Ders çalışmama mâni oluyorsun."
2. Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiri. "Sana bir ramazan mânisi söyleyeceğim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Sır (dersimiz.com-68484)
1. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka.. "Bu aynanın sırrı dökülmeye başlamış."
2. Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey. "Bu sırrımızı kimseye söyleme."
3. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem. "Uzayın sırları hep ilgimi çekmiştir."

Eş sesli (sesteş) kelime: Cilt (dersimiz.com-15330)
1. Ten, deri. "Senin cilt sorununa bu doktor da çare olamadı."
2. Kitap kaplaması. "Bu kitaplar yıpranmış gibi, ciltlense iyi olacak."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yay (dersimiz.com-18892)
1. Ok atmaya yarayan, iki ucu arasına kiriş gerilmiş, eğri ağaç ya da metal çubuk. "Oku uzağa atmak için, yayı mümkün olduğu kadar gerginleştirmek lazım."
2. Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek. "Kızım, şu sofra bezini içeri yayıver. dersimiz.com"
3. Zodyak üzerinde Akrep ile Oğlak arasında bulunan takımyıldızın adı. "Ben boğa, kardeşim Yay burcundan."

Eş sesli (sesteş) kelime: Gelin (dersimiz.com-15346)
1. Evlenmek için hazırlanmış, süslenmiş kız veya yeni evlenmiş kadın. "Gelinin güzelliği dillere destan oldu."
2. Gelmek eylemi. "Akşama bize gelin de maçı birlikte izleyelim."

Eş sesli (sesteş) kelime: Yayık (dersimiz.com-21666)
1. Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine. "Yayık tereyağını, taze ekmeğe sürüp yemeye bayılırdı."
2. Yayılmış, yayvan. "Herkes bir tarafa yayılmış; gelin, toplanın bakalım şöyle."

Eş sesli (sesteş) kelime: Açma (dersimiz.com-69563)
1. Açmak işi. "Pencereyi açma." "Çantamı izinsiz açma."
2. Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek. "Bana da iki açma al." "Gel açma yiyelim."
3. Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi. "Bu açma yüzünden ceza aldı."

Eş sesli (sesteş) kelime: İnce (dersimiz.com-68353)
1. Dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. "Bu kumaş çok ince."
2. Tiz (ses), pes karşıtı. "Senin sesin çok ince."
3. Zayıf. "Açlıktan hepsi ince ve kuvvetsiz kalmış."
4. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. "Bu ince davranışınız için teşekkür ederim."
5. Taneleri ufak, iri karşıtı. "Bu unun daha ince elenmesi gerekir."

Eş sesli (sesteş) kelime: Kafa (dersimiz.com-29879)
1. İnsan başı, ser. "Şu bereyi giy, kafan üşümesin."
2. Kavrama ve anlama yeteneği. "O kadar anlattım, sizde de hiç kafa yok."

Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.

Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü