Eğitim Sitesi

Skeç: Öğretmenim, İki Elim Yakanda

ÖĞRETMENİM, İKİ ELİM YAKANDA: ÇIRAK: Abi be EŞKİYA: Yine ne var aslanım? ÇIRAK: Abi kızmazsan bir şey daha soracağım sana... EŞKİYA: Sor yavrum sor. Sen benim yerimi alacaksın gelecekte. Her usta, yerine bir adam yetiştirip öyle ölür. Sor ki öğrenesin bu mesleğin tüm...

Skeç: Öğretmenim, İki Elim Yakanda

ÖĞRETMENİM, İKİ ELİM YAKANDA

 

ÇIRAK: Abi be

EŞKİYA: Yine ne var aslanım?

ÇIRAK: Abi kızmazsan bir şey daha soracağım sana...

EŞKİYA: Sor yavrum sor. Sen benim yerimi alacaksın gelecekte. Her usta, yerine bir adam yetiştirip öyle ölür. Sor ki öğrenesin bu mesleğin tüm inceliklerini... Sevgili çırağım benim.

ÇIRAK: Peki ustacım. Sen bu mesleğe nasıl başladın bir anı anlatsana.

EŞKİYA: Hırsızlık mesleğine mi? Ohoo! Uzun hikaye...

ÇIRAK: Kısaca anlat.

EŞKİYA: Valla bu mesleğe başlamamın iki sebebi var. Birincisi annem...

ÇIRAK: Anneniz mi? Yani sizin anneniz de mi bir hırsızdı?

EŞKİYA: Yok canım. Annem aslında kimsenin bir şeyinde gözü olmayan bir kadındı.

ÇIRAK: Peki size bu mesleği nasıl öğretti öyleyse.

EŞKİYA: Kızmazdı tabi.

ÇIRAK: Yani hiç kızmaz mıydı?

EŞKİYA: Ben küçükken okulda veya sokakta arkadaşlarımın küçük eşyalarını çalar eve getirirdim. Annem bu eşyaları, oyuncakları elimde görmesine rağmen sesini çıkarmazdı hiç. dersimiz.com

ÇIRAK: Sonra ne oldu peki?

EŞKİYA: Ne olacak, profesyonel bir hırsız olup çıktım. İnek, koyun, at çalmaya başladım.

ÇIRAK: Hiç at çaldın mı gerçekten...

EŞKİYA: Ohoo o! Hemde bu ülkenin en hızlı atını bile çaldım. Hatta diyebilirim ki bu konuda üstüme yoktur. Hadi sen tezgaha bak da ben bi helaya gidip geleyim.

ÇIRAK: Ne tezgahı abi. Dağbaşındayız biz?

EŞKİYA: Oğlum anla işte, gelen geçen olursa soy soğana çevir demek istedim.

ÇIRAK: Haa! Tamam abi, sen merak etme.

EŞKİYA: Haydi eyvallah.

ÇIRAK: Yahu bu benim usta ne müthiş bir yankesiciymiş be! Helal olsun adama. Bu ses de ne? Aha, biri geliyor. Saklanayım hemen, sabah sabah bi siftah yapalım.

DOLANDIRICI :Karabasma iz olur. Karabasma iz olur. Eller duyar söz olur... Allah Allah, yahu ne masa kafalı, ne bön adamım ben... Şu şarkıyı bi türlü aklımda tutamıyorum... Safım ben saf.. Elin adamı 5000 şarkıyı ezbere söylüyo, bende tık yok. Bi de müzisyen olacaz canına yandığım... Mezarlıktan geçerken bile söyleyecek bir tek şarkı bilmiyorum...

ÇIRAK: Heeyt! Eller yukarı, bu bir soygundur!

DOLANDIRICI: Anaa! Hırsız...

ÇIRAK: Ya paranı ya canını! Yoksa bütün kurşunları boşaltırım.

DOLANDIRICI: Aman hırsız efendi dur, dur! Neyim var neyim yoksa hepsi senin olsun. Ama lütfen bana dokunma.

ÇIRAK: Paraları sökül o zaman!

DOLANDIRICI Al, bütün paramı al. Hepsi serim olsun.

ÇIRAK: Ha söyle... Şimdi yaylan bakalım. Arkana bile bakmadan marş mars!

DOLANDIRICI: Bana acı lütfen! Bu kadar zamandır çalışıp bu parayı kazandım, şimdi eve dönüyorum. Ama elimde beş kuruş kalmadı. Mahalledeki insanlara maskara olurum. "İş bulamamış, beş para kazanamadan geri dönmüş" derler. Soyulduğumu söylesem asla inanmazlar bana.

ÇIRAK: İyi de, benden ne istiyorsun?

DOLANDIRICI: Soyulduğumu onlara anlattığımda inanmaları için birkaç delil gerekir.

ÇIRAK: Delil mi, ne delili?

DOLANDIRICI: Hani diyorum ki, parayı sana vermeden önce mücadele ettiğimi gesteren deliller, mesela şu şapkama iki kurşun sıksan. Ben de bu kurşun izlerini göstersem arkadaşlarıma. O zaman soyulduğuma inanırlar.

ÇIRAK: İstediğin buysa memnuniyetle. Ver bakalım şapkanı. Dan! Dan! Al bakalım.

DOLANDIRICI : Şey! Üç kurşunda ceketime sıksanız...
ÇIRAK: Olur. Dur şöyle! "Dan! Dan! Dan!" Tamam mı? dersimiz.com

DOLANDIRICI :Çok afedersiniz ama son bir ricam daha olacak. Bir kurşun da pantolonumun paçasına sıksanız. Daha inandırıcı olur.
ÇIRAK :Peki... Dan! Var mı başka rican?

DOLANDIRICI: Yok. Hem kurşunun da bitti. Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak. Ben geçen yıl boks ve karate kursuna gitmiştim. Ver bakalım paraları şimdi...
ÇIRAK :Ne! Kurşun mu bitmiş? Vay canına sahi be! Dur abi dur dur! Al al paralarını.. Ne olur bana dokunma!

DOLANDIRICI: Yook, var mı öyle yağma al bakalım... Şunu da al. Bi de bunu al..
ÇIRAK: Yandım anam, vay burnum... Dalağım, böbreğim, bacağım....

DOLANDIRICI: Heh heh he... Kara basma iz olur, eller duyar söz olur, heh he...
EŞKİYA: Heey, burada neler oldu böyle?

ÇIRAK: Ah yandım anam, usta usta yetiş! Ben ölüyorum!

EŞKİYA: Ne oldu sana... Ne bu hal çırak?

ÇIRAK: Usta az önce bir adamı soymuştum. Adam arkadaşlarını soyulduğuna inandırmak için şapkasına, ceketine, pantalonuna kurşun deliği açtırdı. Kurşunum bitince de beni dövdü. Ühü ühü...

EŞKİYA: Hass... Bünallahi ve niğmel vekil.. Defol, senin gibi çırak olmaz olsun.

ÇIRAK: Ama Ustaa!

EŞKİYA: Kes! Bak aslanım adam nasıl soyulur öğren. Aha biri geliyor. Saklan şuraya çabuk ve izle...

ÇIRAK: Tamam usta...

ŞEHİRLİ: Ay akşamdan ışıktır

Yaylalar yaylalar

Komşu kızını zapdeyle

Yaylalar yaylalar

Bizim oğlan aşıktır, dilo dilo yaylalar...
EŞKİYA: Afedersiniz!

ŞEHİRLİ: Buyrun, bişey mi istediniz?

EŞKİYA: Bi şey soracaktım..

ŞEHİRLİ: Sorun?

EŞKİYA: Sporcu musunuz?

ŞEHİRLİ: Hayır...

EŞKİYA: Yani boks,karate falan bilir misiniz?

ŞEHİRLİ: Hayır..

EŞKİYA: Peki silahınız var mı?

ŞEHİRLİ: Hayır..

EŞKİYA: Sopa falan da mı yok?

ŞEHİRLİ: Hayır

EŞKİYA: O zaman sökülün paraları! Bu bir soygundur... Ya paranı ya canını...

ŞEHİRLİ: Ne! Aman abi, buyrun buyrun paralarımı... Canımı bağışlayın...

EŞKİYA: Ver! Hadi sıvış bakalım buradan, ha bir de en kısa zamanda kendini koruyacak kadar bir şeyler öğren. Hah hah ha...
ÇIRAK: Ya usta muhteşemsin be. Valla cin gibisin ha...

 EŞKİYA: Aha biri daha geliyor. Saklan oğlum. Hey dur bakalım.

ÖĞRETMEN: Ne var, ne oluyor?

EŞKİYA: Sökül bakalım cüzdanı!

ÖĞRETMEN: Niye?

EŞKİYA: Niye mi? Bu bir soygundur da ondan....

ÖĞRETMEN: Ha pardon, bir an anlıyamamıştım da.. Buyrun, işte cüzdanım .. Ne olur beni öldürmeyin.

EŞKİYA: Oo, amma da paran varmış ha! Ne iş yapıyorsun sen..?

ÖĞRETMEN: Ben, ben öğretmenim.
EŞKİYA: Nerde?

ÖĞRETMEN: Kasabadaki lisede. Adım Hüseyin Erkılıç...
EŞKİYA: Vay hocam! Siz ha! Beni tanıdın mı, ben Sedat Yarma!

ÖĞRETMEN: 343 Sedat, sen ha.. Ne yapıyorsun burada?
EŞKİYA: Valla hocam gördüğünüz gibi mesleğimizi icra ediyoruz.

ÖĞRETMEN : Ya...., Demek mesleğini icra ediyorsun ha... Üstelik öğretmenini soyarak... Yazık...
EŞKİYA: Kusura bakma hocam suç benim değil. Gel buraya çırak!

ÇIRAK: Buyur usta!

EŞKİYA: Hani demiştim ya beni bu mesleğe iten iki sebep var diye...

ÇIRAK: Evet, birisi annenizdi.

EŞKİYA: Birisi annem demiştim. İşte birisi de bu. Yani öğretmenim.

ÖĞRETMEN: Ne, ben mi seni hırsız yaptım?
EŞKİYA: Tabi ya. Söyle bakalım Hoca, benim üzerime titredin mi hiç? Okulda başım önde gezerken omuzuma elini atıp derdimi dinledin mi?Kaç kez evimi arayıp halimi sordun? Derslerimde başarısız olduğumda sebebini araştırmışmıydın? Halimi anlamış mıydın? Ben o halimle tehlike sinyali verirken tedbir almış mıydın? Yok hoca yok! Beni hırsız eden sensin sen.... Şimdi ver şu cüzdanı da kaybol.... Ha bu arada, öğrencinle ne kadar gurur duysan azdır... O ilgilenmediğin talebe şimdi bir numaralı eşkiya... Hah hah ha..
ÇIRAK:Yamansın usta.. Hah hah ha.. Hı.. Usta usta bir adam ile bir küçük çocuk geliyor... Bugün işler yoğun haa...
EŞKİYA: Saklan, saklan çabuk!

ÇOCUK: Hey amca, çok yoruldum, biraz dinlensek nasıl olur?

KÖYLÜ: Olur, ben de yoruldum zaten. Şuraya oturalım.

ÇOCUK: Bir ses duydun mu?

KÖYLÜ: Ses mi? Yoo!

EŞKİYA: Kıpırdamayın! Kaldırın ellerinizi! Bu bir soygundur! Çırak, şu iki adamın üzerinde ne varsa al çabuk.
ÇIRAK: Başüstüne usta! Büyük bir zevkle. Önce sen sökül bakalım paraları... Tamaam. Hah şöyle.... Tamam usta, zengin olduk...
EŞKİYA: Hey çocuk, sende de para var mı?

ÇOCUK: Evet

ÇIRAK: Nerede peki?

ÇOCUK: Kuşağımda 20 altın var...

ÇIRAK: Allah Allaah! Bir bakayım.. Hakkaten de varmış. Yahu sen aptal mısın, niye paran olduğunu söyledin ki? Yok desen seni zaten aramayacaktık.

ÇOCUK: Ben anneme söz verdim. Hayatımda asla yalan söylemeyeceğim diye...

EŞKİYA: Ne! Hiç yalan söylemez misin yani sen?

ÇOCUK: Evet. Peygamberimiz "İnsanları aldatan bizden değildir" diyor zaten.

EŞKİYA: Yapma ya.. Allah Allaah!...

ÇIRAK: Hey usta... Usta... Ne oldu? Dalıp gittin.

EŞKİYA: Çocuk, bana hayatımın en büyük dersini verdin. Benim annem, senin annen gibi değildi. Ama yine de, ben de senin gibi dürüst bir insan olmalıydım. Sen bu inanılmaz dürüstlüğünle beni çok şaşırttın. Bana örnek oldun... Gel seni bir alnından öpeyim be.. Çırak, çabuk aldığın paraları iade et. Şu andan itibaren eşkiyalığı bırakıyoruz. Artık namuslu insan olmanın zamanı geldi. Allah bizi affetsin..

add

tag Öğretmenim İki Elim Yakanda kısa skeç skeç örnekleri kısa oyunlar tiyatro metinleri kısa tiyatro oyunları

Kısa Skeç Piyes Örnekleri Son Eklenenler

Skeç: Öğretmenim, İki Elim Yakanda Hakkında Yorum Yazın...

  

Skeç: Öğretmenim, İki Elim Yakanda Hakkında Yorumlar

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Skeç: Öğretmenim, İki Elim Yakanda