Eğitim Sitesi

Mahlas Nedir? Mahlas Hakkında Kısaca Bilgi

Mahlas Terimi Hakkında Bilgiler

Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Mahlas:

Eskiden bir şiirin son beytinde kullanılması adet olan, şairlerin kullandığı takma ad.

 

Tarih Terimi Olarak Mahlas:

Genellikle Divan şiiri ve Türk halk şiiri ozanlarının yapıtlarında kullandıkları ve tanındıkları takma addır.

 

Edebiyat Terimi Olarak Mahlas:

Kimi şair ve yazarların yapıtlarında kullandıkları takma ad. Özellikle divan edebiyatı şairleri tarafından kullanılmıştır.

 

Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Mahlas:

Takma ad.

 

Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Mahlas:

Asıl addan başka kullanılan ikinci ada verilen isimdir, şairler şiire başladıkları vakit böyle ikinci bir ad alırlar, onu şiirlerinde kullanırlardı. Devlet memuriyetine girenlerin bazılarına da amirleri tarafından mahlas verilirdi.

 

    Benzer Osmanlı Türkçesi Terimleri

    Bac: Osmanlılarda pazarda alınıp satılan maldan alınan vergi. Bu işe bakana "Bac Emini" denirdi.

    Panslavizm: Slav birliğini amaçlayan düşünce.

    Minber: Camilerde Cuma ve Bayram gibi önemli günlerde hutbe okunması için yapılmış merdiven biçiminde öğe. İlk olarak Emeviler döneminde ortaya çıkmıştır.

    Akağalar: Osmanlı sarayında kullanılan hademelerden bir kısmının unvanıydı. Osmanlı sarayının harem hizmetinde, siyahî haremağaları kullanıldığı gibi, akağalar da kullanılmıştır. Akağalık unvanı ve makamı halifelik kaldırılana kadar kullanılmıştır. Akağalar genellikle, Boşnak ve Anadolulu olurlardı. Akağalarla, siyahî haremağalarının arasındaki tek fark, akağaların doğuştan erkeklikten mahrum olması, haremağalarının ise hususi bir yöntemle hadım edilmesiydi. Bundan dolayı haremağalarına aynı zamanda "tavaşi" de denirdi. Sarayda akağaların istihdamına ilk önce II. Murad zamanında başlanmıştır. Bu ilk zamanlarda adetleri 40 kadar olup, mertebe usulleri de bu zamanda oluşmuştur. Bunların arasından terfi edenler, kilerci başı, hazinedar başı, kapı ağası gibi mevkilere geliyordu. Akağaların en büyüğü kapı ağası idi. Saray kapıları kapı ağası tarafından muhafaza edilir, saraya giren çıkanlara o ve maiyetindekiler bakarlardı. Kapı ağası bu görevinin dışında aynı zamanda bütün akağaların zabitiydi. Kapı ağasından aşağı rütbeler şöyle giderdi: Has odabaşı, hazinedar başı, kilerci başı, saray ağası, saray kethüdası. Bunlar büyük rütbelerdi. Bunların daha altında ve bunların hizmetlileri olan görevliler de vardı: Köşe başı, başeski, üzengi ağası. Bu silsileye uyularak, alttakiler yukarı doğru yükselirdi.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü