Eğitim Sitesi

Habanera (İsp.) Nedir? Habanera (İsp.) Hakkında Kısaca Bilgi

Habanera (İsp.) Terimi Hakkında Bilgiler

Müzik-Dans Terimi Olarak Habanera (İsp.):

Küba kaynaklı, zenci kökenli olduğu sanılan, İspanya'da yaygınlaşmış; dingin ancak güçlü bir ritmik dokusu olan dans. İki vuruşludur. Ritim özelliği, birinci vuruşun noktalı oluşudur.

 

    Benzer Müzik-Dans Terimleri

    Jubilate (Lat.): Hıristiyanlıkta Paskalya'dan sonraki üçüncü pazar günü söylenen ve sevinç yansıtan 100. mezmur.

    Forlana: Jige benzer İtalyan dansı.

    Hâfız: (Kur'an-ı Kerim'in tamamını ezberleyen kimse) Arapça' da "korumak ezberlemek" manasındaki "hıfz" kökünden türemiş bir sıfat olan "hâfız" (çoğulu, huffaz) sözlükte "koruyan, ezberleyen" anlamına gelip Kur'an'ın tamamını ezberleyene hâfız denilmiştir. Bazı rivayetlerde Kur'an-ı Kerim'in tamamını ezberlememiş olsa bile ahkamı konusunda geniş bilgi sahibi olanlara da "kurrâ" denildiği görülmektedir. Hz. Peygamber (sav) bir hadislerinde "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir" buyurmuşladır. Kur'an öğrenimi ile ilgili teşviklerin çoğu onu sadece ezberlemeyi değil, manasını anlamayı, muhtevasına vakıf olup gereğince amel etmeyi amaçlamaktadır. Kur'an'ı ezberleme müessesi Hz. Peygamber'den bu yana eksiksiz olarak süregelmiştir. Bu da Yüce Allah'ın Hicr suresi 9. ayetinin4 tecellisi olduğunu gösterir. Bu müessese kıyamete kadar da sürecektir. Osmanlılar'da kıraat ilminde büyük bir gelişme olmuş ve binlerce hâfız yetişmiştir. Evliya Çelebi'nin verdiği bilgiye göre Amasya'da dokuz dârûlkurrâ vardı ve bunlardan sadece sultan Beyazıt Dârûlkurrâ'sında 300'den fazla hâfız bulunmaktaydı. Yine Evliya Çelebi'ye göre bu sayı İstanbul'da 3000'i kadın olmak üzere 9000 hâfız bulunmakta idi. Cumhuriyetten bu yana Türkiye'de bulunan Kur'an kurslarının sayısı 5000'i aşmıştır. 1970'den bu yana Türkiye'de Kur'an kurslarında yetişen ve belge alan hâfız sayısı 30.000'den fazladır. Osmanlı döneminde, bir çocuğun güzel sesli olduğu anlaşılınca hâfız olması için gerekli eğitim kurumuna verilirdi. Temayüz edenler, imparatorluğun her yöresinde tavsiye ile dersaadet'e (İstanbul'a) gönderilirdi. İstanbul'da musiki mahfillerine girerler ve usta müzisyenlerle dini ve lâdinî musiki meşk ederek ustalaşırlardı.

    Obua: Nefesli çalgı. 17. Yüzyıldan sonra kullanılmaya başlanan yeni bir müzik aletidir. Çift veya tek boru, bir dil ve 9 ila 14 arası ses düğmeleri vardır. Modern obua tahtadan, koni şeklinde karakteristik tatlı bir sese sahiptir. Barok zamanında en sevilen müzik aletlerinden biri olan obuanın iki çeşidi vardır: "Oboe d'amore - Aşk obuası" ve "Oboe da caccia - Av obuası". Bach bu iki çeşit alet için çeşitli eserler yazmıştır. Daha tiz sesli olan "Oboe da caccia"dan İngiliz kornosu denilen müzik aleti doğmuştur.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Müzik-Dans Terimleri Sözlüğü