Eğitim Sitesi

Edebiyat-ı Cedide Nedir? Edebiyat-ı Cedide Hakkında Kısaca Bilgi

Edebiyat-ı Cedide Terimi Hakkında Bilgiler

Edebiyat Terimi Olarak Edebiyat-ı Cedide:

Edebiyat-ı Cedide veya bilinen diğer ismiyle Servet-i Fünun Edebiyatı, II. Abdülhamit döneminde, Servet-i Fünun adlı derginin çevresinde toplanan sanatçıların Batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat hareketidir.

 

    Benzer Edebiyat Terimleri

    Varoluşculuk: 1- İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Fransız yazar J. P. Sartre'ın kurucusu ve kuramcısı olduğu, savaşın acılarına tepki olarak çıkan, edebiyat ve felsefe akımı. Egzistansiyalizm. 2- Bireyin deneyimini ve bu deneyimin tekilliğini ve biricikliğini insan doğasını anlamanın temeli olarak gören felsefe akımıdır. Varoluşçuluk, insanın varoluşuyla doğal nesnelere özgü varlık türü arasındaki karşıtlığı büyük bir güçle vurgulayan, iradesi, bilinci ve aklı olan insanların irade ve bilinçten yoksun nesneler dünyasına fırlatılmış olduğunu öne süren düşünce okulu. Bu akım insan özgürlüğüne inanır, insanı tercihlerinin ve eylemlerinin belirlediğini dolayısıyla davranışlarından sorumlu olduğunu öne sürer. Varoluşçuluğun XX. yy.daki temel sloganı olan "Varlık özden önce gelir."(J. P. SARTRE) sözüyle varlığın/varoluşun her tür akılcı ya da metafizik açıklamaya üstün olduğu fikri iddia edilmekle beraber varoluşçuluk akla da büyük bir vurgu yapar. Kökleri Danimarkalı ünlü filozof Kierkegaard'a ve Dostoyevski'ye kadar götürülen, kendi içinde birlik olmayan, farklı eğilimler ve bakış açıları taşıyan bu akımın XX. yy. daki en popüler temsilcisi SARTRE'dır.

    Gramer: Bir dili meydana getiren ses, sözcük yapılışı, sözcük haznesi, anlam değişmeleri, cümle kuruluşu gibi unsurları inceleyip kurallara bağlayan dil bilgisi. Yunanca gramma kökünden geliyor.

    Divan: Divan edebiyatında şairlerin belli bir düzene göre şiirlerinin toplandıkları yapıt.

    Mazmun: Belli bir kavramı anlatan, onu düşündürüp çağrıştıran kalıplaşmış söz ve benzetmeler. Bir dizenin bir ifadenin taşıdığı ve onlardan herkesin anladığı gerçek ya da mecaz anlama, asıl anlamı yanında taşıyan bir isme, bir atasözüne, âyete, hâdise, olaya, bir şeyi onun özelliklerini çağrıştıracak sözcük ya da sözcük gruplarının veya dizelerin içine yerleştirmeye mazmun denir. Örnek: Çıhma yârim giceler ağyar te'nından sakın Sen meh-i evc-i melâhatsin bu noksândır sana Fuzulî (Sevgilim, gece yarıları dışarı çıkma, yabancıların ayıplarından sakın. Sen güzellik göğünün en yüksek yerindeki dolunaysın, gece çıkmak sana yakışmaz, kusur sayılır.) Fuzuli'nin bu beytinde sevgili, güzelliğin doruğundaki aya benzetiliyor. Ayın en güzel hali dolunaydır. Dolunay güneşin batmasından önce doğar. Dolunayın gece yarısı çıkması ay tutulmasıyla olabilir. Ay tutulduğunda noksandır, kusurludur, güzelliğini kaybeder. Fuzulî, bu beytinde "noksan" ve "ta'n" sözcükleriyle bir ay tutulması mazmunu yapıyor.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Edebiyat Terimleri Sözlüğü