Eğitim Sitesi

Âfet Nedir? Âfet Hakkında Kısaca Bilgi

Âfet Terimi Hakkında Bilgiler

Tasavvufi-Tasavvuf Terimi Olarak Âfet:

Arapça musibet anlamına bir kelime. Kötü huylarda bulunan zararlar ve musibetler. Manevi eğitimde, dervişin olgunlaşmasına engel hususlara da âfet denir.

 

Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Afet:

Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım.

 

Hukuk Terimi Olarak Afet:

Doğanın sebep olduğu yıkım; kıran; çok kötü; büyük felaket; belâ; çok güzel insan.

 

Coğrafya Terimi Olarak Afet:

1- Can ve mal kaybına yol açan olaylar. Bunların çoğu doğaldır. Çığ, sel, deprem gibi. Ayrıca yangın gibi insan kaynaklı afetlerde vardır.

2- Fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, insanların günlük hayatını kesintiye uğratan hatta durduran doğal veya insan kökenli olayların tümüdür.

3- Toplumu sosyoekonomik ve kültürel yönden olumsuz olarak etkileyen büyük can ve mal kaybına neden olan, doğal ve insan kaynaklı olayların tamamı.

 

Fen Bilimleri Terimi Olarak Afet:

Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım.

 

Belediyecilik-Kamu Yönetimi Terimi Olarak Afet:

Bela, büyük felaket. Deprem, su baskınları vb.

 

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi Olarak Afet:

1. Bela, hastalık, kusur, büyük felaket, musibet, hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk, kıran.

2. İnsan müdahalesi olmadan meydana gelen deprem, sel, fırtına vb. musibet ve zararlar.

 

    Benzer Tasavvufi-Tasavvuf Terimleri

    Meydancı: Dergâhtaki meydan hizmetlerine bakan, mukabele yapılacağı zaman şeyhin postunu semahanede yere seren, âyinden sonra kaldıran, yemek ve mukabele vaktini kuralına göre duyuracak dervişe sala vermesini emreden görevliye Meydancı veya Meydancı Dede, yardımcısına da "Meydancı Yamağı" denir. Mevlevî tekkelerinde "İç Meydancı" ve "Dış Meydancı" diye iki türlü meydancı olurdu, iç Meydancı mutfak işlerine, Dış Meydancı da mutfak dışındaki işlere bakardı.

    Telkin: Arapça, birine bir söz anlatmak, öğretmek, dikte etmek anlamlarında kullanılan bir kelime. Tarikata yeni giren kişiye şeyhin zikir öğretmesi. Cenaze defnedildikten sonra, hocanın, kabir suali ile alakalı olarak yaptığı konuşma veya seslenişe, telkîn denir. Özellikle Mevlevîlikte, şeyh, müride telkinde bulunduğu için, o müride, ölünce telkîn verilmez.

    Uzubet: Arapça, bekârlık anlamına gelir. Tasavvuf tarihinin erken dönemlerinde, bazı sufilerin kendilerine mahsus özel halleri sebebiyle evlenmedikleri kaydedilir. Bektaşîlerde bekârlara, hiç evlenmeyenlere "mücerred" denir.

    Abrizci: Farsça, su döken demektir. Mevlevi tekkelerinde abdesthane temizleyicilerine verilen isim. Kennas (süpürgeci) da denir. Tekkeye yeni gelen adayın, nefsini yenip yenemeyeceğinin ilk imtihanı tuvalet temizliği ile yapılır, daha sonra bunu başarması halinde, tekkedeki diğer görevlerde istihdam edilirdi.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Tasavvufi-Tasavvuf Terimleri Sözlüğü