Kutsal Nedir? Kutsal Hakkında Kısaca Bilgi

Kutsal Terimi Hakkında Bilgiler

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi Olarak Kutsal:

1. Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes.

2. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen.

3. Allah ve peygamberin önem verdiği, dinî değeri olan şey.

Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi Olarak Kutsal:

Kişilerin, nesnelerin ya da yerlerin yüceleştirilmesi ve değerlerinin Tanrısallaştırılmasıdır.

Sosyal Bilgiler Terimi Olarak Kutsal:

Tapınılacak ya da yolunda can verilecek derecede sevilen.

Genel Türkçe Terimi Olarak Kutsal:

1. Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes.

2. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen.

3. (felsefe) Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan.

Kur’an-ı Kerim Terimi Olarak Kutsal:

Güçlü bir dini saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen. Allah ve peygamberin önem verdiği, dini değeri olan şey.

Benzer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri

Hübel: Cahilliye Döneminde Arapların Şam'dan getirdikleri Arabistan'da bulunan en büyük put.

Zerre: Çok küçük parçacık. 0,00156 gram olan ağırlık ölçü birimi.

İzafet: Bağlantı, bağlılık.

Muceddid: Yenileyen, yeni bir şekil veren, yeniden güçlendiren manasına gelir. Peygamberimizin sünneti terk edilip bid'atlar yayılıncaya insanlara yeniden dinlerini öğreten ve bu bid'atleri bertaraf etmeye çalışan İslâm bilgini; "Ceddedi: " fiilinden ism-i fail. Cenab-ı Allah, insanlara doğru yolu göstermek için ihtiyaç nisbetinde onlara zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberlerin sonuncusu Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'dir. Ondan sonra artık peygamber gönderilmeyecektir. "Muhammed adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. O, ancak Allah'ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur" (el-Ahzâb, 33/10). Diğer ümmetlerde olduğu gibi Peygamberimizin ümmeti arasında da zamanla bid'at ve hurafeler baş gösterebilir ve bunun neticesinde Müslümanlar dinden ve peygamberimizin sünnetinden uzaklaşmakla karşı karşıya gelebilirler. Ayrıca her gün değişen hayat şartları ve ilerleyen teknikle birlikte birtakım yeni meseleler ortaya çıkar ve bunlara dinî açıdan bir hüküm verme ihtiyacı doğar. Toplum içinde çıkan bid'atlere karşı koyacak, dine yapılan saldırılar karşısında dini savunacak, yeni meselelere bir çözüm bulabilecek ve müslümanlara yeniden dinlerini öğretip onları yönlendirecek şahsiyetlere de bu ölçüde ihtiyaç hissedilir ki, peygamberlik müessesesi sona erdiğinden ve bundan sonra artık peygamber gelmeyeceğinden bu görev Peygamberimizin ümmetinden çıkan âlimlere düşmektedir. Bu âlimlere dinî literatürde "müceddid" denilmektedir.