İş görmede beceri, ustalık.
Online İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük Terimleri Sözlüğü
Böyle olmakla beraber, böyle ise de.
Nitelik, vasıf, öz, asıl, esas. İçyüz, içerik.
Boyun eğme zorunda olan. Hükümlü, hüküm giymiş.
Gizli, sırdaş.
Uğursuz, kötü. Ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş.
Parasal, para ile İlgili.
Malı elinde bulunduran. Bir şeyin mülkiyetini elinde tutan. Sahip, iye.
Bazı kesin kurallara bağlı rahip ve rahibelerin dünya ile ilgilerini keserek yaşadıkları yapı.
1- 1. Dünya Savaşı'ndan sonra kimi az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya dek Uluslar Birliği adına yönetmek üzere kimi büyük devletlere verilen vekillik.
2- Bir devletin başka bir devletin yönetimine girip dış işlerinde yetkisiz, iç işlerinde bağımsız olma durumu.
Mandacı.
Ruha dayanan, iç duyguların etkisine bağlı olan.
Silahlı kuvvetler terimi olarak tatbikat.
Engel.
Tanzimat’tan sonra Osmanlı devletinde ve 1932'den bu yana Türkiye Cumhuriyetinde en yüksek askerlik aşaması. En yüksek askeri rütbe.
Zamanın ABD Dışişleri Bakanı George Marshall'ın kendi adıyla anılan, 1947 yılında Harward Üniversitesinde yaptığı konuşmasıdır. Bu konuşmada. Avrupa ekonomilerini tekrar kalkındırmak için çok geniş ve kapsamlı bir program önermiştir.
Bir şeyin etkisinde ya da karşısında olan.
Korunmuş olma durumu. Dokunulmazlık.
Basın. Basılı şeyler.
Hüzün, yas.