Eğitim Sitesi

Hurda Nedir? Hurda Hakkında Kısaca Bilgi

Hurda Terimi Hakkında Bilgiler

Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimi Olarak Hurda:

Kırma yazılar biraz daha ince yazılırsa hurda adını alır. Talik hurdası, nesih hurdası gibi çeşitleri vardır. Bunların daha incelerine ise gubari denilir.

 

Trafik ve İlk Yardım Terimi Olarak Hurda:

İşe yarayamayacak derecede bozulmuş, zarar görmüş.

 

    Benzer Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri

    Aher (Ahar): Kâğıt terbiyesine verilen isimdir. Şap ve yumurta beyazının karışımından oluşan bir alaşım. Nişasta, yumurta akı, nişadır, kitre, zamk-ı Arabi, üstübeç, beyaz şap, balık tutkalı, un, hatmi çiçeği, taze gül yaprağı, pirinç gibi maddelerden, yapılan ve ham kâğıtların terbiyesinde kullanılan sıvı. Bu maddeler tek tek veya karışık olarak kullanılır. Kâğıt iki şekilde aharlanır : 1 - Ahar yapılacak madde sıcak suda eritilir, kıvamınca karıştırılıp kâğıt buna daldırılır. 2- Sünger veya pamukla ahar kâğıdın üstüne sürülüp kurutulur. Bir kat ahar sürülmüşse tek aharlı; iki veya daha fazla sürülmüşse çift aharlı denir, buna kısaltılarak çiftâli de denilmiştir. Ahar kâğıda iki üç defadan fazla sürülmemelidir, aksi hâlde zamanla çatlar. Ayrıca kâğıda ahar sürüldükten sonra, bir hafta geçmeden kâğıtları mührelemek lâzımdır. Yazıların çeşitlerine göre aharın cinsi değişir. Yalnız bir tarafına yazı yazılacak kâğıtlara (levha) kalın ahar; kitap yapraklarının iki tarafına ince ahar yapılırdı. Kâğıdın cinsine göre birkaç kat sürüldüğü de olurdu. Meşk kâğıtlarına kolaylık olsun diye kalın ahar sürülmüştür. Âhar ve mührelenmiş kâğıtlar, zamana, rutubet, küf ve kitap kurtlarına karşı daha dayanıklıdır. Eskiden en güzel aharlar İstanbul'da yapılmıştır. Beyazıt semtinde, eski Askerî Tıbbiye karşısında aharlanmış, mührelenmiş kâğıtların satıldığı eski kitaplarda kayıtlıdır. Ayrıca hattatların kendi kâğıtlarını aharladıkları da bilinmektedir. Aharlanmış kâğıt mürekkebi emmediği için, yanlış yazıldığında ıslatarak silmek mümkündür. Hattatlar ellerini tükürükleyerek veya yalayarak yanlışlarını düzelttiklerinden «mürekkep yalamak» deyimi ortaya çıkmıştır.

    Çakmak Mühre: Kağıt mühresi türüdür. Her iki taraftan tutularak kullanılan ağaçtan yapılmış merdane biçimindeki mühre. Ellerin arasında kalan kısımda ağaç oyulmuş ve içine 45 cm. eninde, 1012 cm. boyunda, 11,5 cm. kalınlığında sert bir taş yerleştirilmiştir. Bu taş süleymaniye taşı, zebercent (yeşim) veya akiktir.

    Şebih Yazmak: İnsan resmi yapmak.

    Rıh: Mürekkeple yazılan yazıyı kurutmakta kullanılan tozun adıdır. Farsça "kum" demek olan rik'den bozmadır. En kullanışlısı Manisa dağlarından çıkarılırdı. Aslında kırmızı olan kum, fırınlanınca sararır, çeşitli renklere boyanırdı. Siyahı, moru ve yaldızlı olanı vardı. Hattatlar yazılarında rıh kullanmaz, açık havada kuruturlardı. Çünkü rıh kullanılan yazıda incelik kalmazdı. Porselenden yapılmış, delikli rıhdanlara konur, yazı üzerine dökülüp, kuruyunca parmakla temizlenirdi. Name-i hümayunlarda altın rıh kullanılırdı. Bu rıh doğrudan doğruya altın tozu idi.

    Diğer terim sözlüklerini de inceleyebilirsiniz.

    Online Yazma Eser (Hat-Tezhip-Ebru-Cilt-Minyatür) Terimleri Sözlüğü