Nağmeler, ağhenkler, güzel sesler.
Online Hukuk Terimleri Sözlüğü
ansızın
bucak; bölge; kenar; kısım; çevre
erişmek; kavuşmak
vekâlet
bozma; kaldırma;
bozarak
bir mahkemenin yargısını yerinde veya yolunda bulmayarak geri çevirmek, bozmak .
takma ad; eğreti ad nasb atama; tayin etme; dikme; saplama
Namusuna dokunulan kişinin açtığı dava. Mecazi: Onur meselesi
Ucu bucağı olmayan, sonsuz
nasbeden; diken; tayin eden; atayan
Suç olarak düzenlenen mala zarar verme fiili.
neşet eden; ileri gelen; ötürü; dolayı; sebebiyle
bildiren; bildirici; gösterici; söyleyen; konuşan; idrak eden; düşünen nazara almak göz önüne almak
deniz yoluyla yapılan taşıma karşılığında ödenen ücret
deniz yoluyla eşya taşımak üzere yapılan sözleşmedir.
göz önüne almak
Bakan, vekil.
doğmak; ileri gelmek; kaynaklanmak