Bir kimsenin, geçmiş yaşantılarının iki ya da daha fazlasını birleştirerek bir problemi çözmeye çalıştığı düşünme biçimi.
Online Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimleri Sözlüğü
Henüz iktidar olmamış ama iktidar olmayı hedefleyen, iktidarı elinde bulunduran kesimin karşısında onu sorgulayan kişi, zümre yada kesim.
Kendisine söz söylenilen kimse, kendisiyle konuşulan kimse, etkileşim içinde bulunulan durum, kişi ya da grup.
Hayatın anlamını mutlulukta bulan farklı ahlak öğretilerine verilen ad.
Algılanabilen en az uyarıcı miktarı. Alt duyum eşiği.
Değişime kapalı olma.
Gerçekte ve düşüncede başka bir şeyle bağlı olmayan, varlık nedeni kendinde olan şey. Her şarttan bağımsız olarak var olan. Tam ve yetkin olan, sınırlanamayan
Eylemlerin amacının, insanın mutluluğu (eudaimonia) olduğunu öne süren ahlak öğretisi.
Değişim.
Bir bütünü oluşturan bireyler, ayrıntılar, öğretim programı.
Sahiplik. Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesinde istediği gibi kullanabilme hakkı.
Ne zorunlu ne imkânsız olan.
Bir çocuğun eğitim ve bakımıyla görevlendirilmiş kadın.
Doğal varlıkların ve olayların kutsallaştığı din anlayışıdır. Tarımın insan yaşamında önem kazanması ile tarımsal üretimi yöneten doğal olaylar kutsallaşmıştır.
1- Nedenin etki ile,sebebin sonuç ile olan zorunlu ilişkisi.
2- Zaman dizisi içinde, biri olmadan diğerinin de ortaya çıkamayacağı iki olay, fenomen, ya da süreç arasındaki zorunlu ilişki.
3- Her olayın bir nedeni olduğunu ve aynı nedenin, aynı koşullar altında aynı sonucu meydana getirdiğini dile getiren ilke. Determinizm.
Her olayın bir nedeni olduğunu ileri süren yasa (Her olayın bir nedeni vardır ve bu neden bir önceki olayın sonucudur. Aynı şartlarda aynı neden aynı sonucu meydana getirir.).
İki değişken arasında biri artarken diğeri azalan ters orantılı bir ilişki varsa korelasyon negatiftir.
Bir şeyin "O nedir?" sorusu için yanıt alan özü, mahiyeti.
Evlenen çiftlerin anne ve babalarının yanında değil de ayrı bir yerde oturmaları.
Karşımızda bulunan şey. Öznenin, insan bilincinin kendisine yöneldiği unsur. Süjenin karşıtı olan, düşünceye konu olan şey, bilinen.