Yalandır
Birileri sana beni anlatmış
Yalanın yanına bin yalan katmış
Korkarım senin de aklına yatmış
Gerçek dost gerçeği kendi bulandır
Benim için onu bunu demişler
Kendinden uzak tut şunu demişler
Ayrılık bu işin sonu demişler
Bunu diyen bize düşman olandır
Beni benden dinle
Ellere sorma
Beni tutuklama
Zincire vurma
Beni mahkum etme
Sehpayı kurma
Gerçek mahpus yüreğinde kalandır
Aşkı gözlerinde bulduğum gerçek
Saçımı başımı yolduğum gerçek
Delinin birisi olduğum gerçek
Bunun dışındaki her şey yalandır
Erdal Ercin
Erdal ERCİN Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Gönül Beni Azat Eyle
Çilemi çektim
Doldurdum
Gönül beni azat eyle
İsyan ettim
Baş kaldırdım
Gönül beni azat eyle
Ne kazandın
Söylesene
Altın mı doldu kesene
Dile kolay yirmi sene
Gönül beni azat eyle
Can kafesinde kuş idim
Tipide kaldım
Üşüdüm
Kaç yıl sırtımda taşıdım
Gönül beni azat eyle
Kullukta kusur ettim mi
Olmaz dedim direttim mi
Sözünden ayrı gittim mi
Gönül beni azat eyle
Daha nesini söyleyim
Bildim bileli böyleyim
Zalim aşkını neyleyim
Gönül beni azat eyle
Erdal Ercin
Erdal ERCİN
Ben Öldüm
Dün beni Irak’ta vurdular
Alnımın ortasından vurdular
Demokratik bir tüfekten çıkan
Özgürlükçü bir kurşunla vurdular
Akşamüstüydü
Siyah bir torba vardı elimde
Pide götürüyordum iftar için
Başım dikti
Ve sağlam basıyordum yere
Eylem hazırlığında
Bir direnişçi olduğumu sandılar
Dün Afganistan’da kellemi uçurdular
Beni diz çöktürdüler
Ve arkamda sıra sıra durdular
Allah diye diye vurdular
Onlar gibi değilim diye yaptılar
Başkalarına ders olsun diye yaptılar
Kanıma boğdular bedenimi
Dün Etiyopya’da yüz üstü düştüm
Bir kabileli kurşunuyla düştüm
Toprağa bulanan yüzüm ağardı
Henüz kodlanmamış bir virüs dolaşıyordu kanımda
Ve üç gündür amansız bir gurultu karnımda
Emekleyen bir çocuk gibi
İki büklüm düştüm
Öylece kaldım
Dün Kuzey Kutbunda okyanusa battım
Kayığımı batırdılar
Av mevsimi değildi
Akşamdan aç yatırmıştım çocukları
Kendim aç yatmıştım
Sabah erken çıkmıştım balığa
Bıçak gibi kesildi soluğum
Boğulmadan önce dondum
Dün beni Gabar’da pusuya düşürdüler
Sırtımdan hançerlediler
Kalleşçe kustular kurşunlarını
Al bayrak gibi dalgalandım ilk önce
Ve bir dağ gibi yıkıldım yere
İnsan
Küllerinden doğan bir kuş değildir
Denize savrulan bir taş değildir
Ve asla milyarlar içinde bir baş değildir
Bir ana doğurmuştur insanı
Sevgiyle
Emekle
Kanla
Canla yoğurmuştur
Dün nerede birini vurdularsa
Göçüp gitti bir yerleri içimin
Dün nerede vurulduysa biri
Ben öldüm
Erdal ERCİN
Ömrüm
Gönül sultanını bulsaydı bu yaz
Dağları delerdi
Hey benim ömrüm
Aşığın elinde bir mızrap bir saz
Neyzenin elinde ney benim ömrüm
Aklının estiği her yere gider
Şahlanır
Dört yanı toz duman eder
İnatçı bir seyis izini güder
Rüzgârın çocuğu
Tay benim ömrüm
Ne bir arayan var
Ne bir soran var
Ne bir işiten var
Ne bir gören var
Yolları kapalı
Kar var
Boran var
Bir dağın başında köy benim ömrüm
Biner son nefese
Gider son ümit
Harcanır kredi
Tükenir limit
Üç günlük açlığa bir gevrek simit
Yanında bir bardak çay benim ömrüm
Erdal Ercin
Erdal ERCİN