Vuslat Türküsü
Sıcacık ellerin değdi Küleğe
Bir ufacık tohum düştü toprağa.
Büyür gayri çınar uzanır göğe.
Bir ufacık tohum düştü toprağa.
Uzaktan gelen can kardeşlerim.
Şimdi sizin için yürek bilerim.
Kafkaslım, Kırgızlım, yiğit Azerim,
Bir ufacık tohum düştü toprağa.
Bilemedik bunca hasret yeter mi?
Sizler mi gurbette yoksa bizler mi?
Bu kenetlenen sevgi, gülen zafer mi?
Bir ufacık tohum düştü toprağa.
Türküler söyledik birbirimize
Ağıtları yaktık, gelince göze,
Sonunda getirdik feleği dize
Bir Ufacık tohum düştü toprağa.
Burhan KADAH Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Yunus?un Aşkı
Ateş değil güneş değil
Aşktır beni böyle yakan
Ata değil kardeş değil
Bu sevdadır beni yıkan
Sarar gibi bir öksüzü
Sardı beni bu sıcaklık
İçimde bir dinmez sızı
Küle döner aşktan yanık
Dellen gönül sallan gönül
Durma durma düşün gönül
Güller gibi dallan gönül
düştü başın gönül.
Sussam içim parçalanır
Tutuşur da yanar dilim.
Durmaz yürek kıpırdanır
Bu aşk deli eder halim.
Anarım hep gündüz gece,
Geceleri Gün Eden’i
Sonsuzluğu düşündükçe
Kul ediyor bu aşk beni.
Burhan KADAH
Kader
Kaderde Yusuf çıkacaksa tahta
Merdiven olur kuyularda sular.
Sebep olur da zindanda bir rüya
Tarumar olur yıkılır pusular.
Burhan KADAH
Vurdukça Mızrap Tellere
Vurdukça mızrap tellere
Nağmeler bana “yar” dedi
Hasretle baktım yollara
Turnalar gelmen zor dedi
Sensiz günler kara bağlar
Ağlar durur dakikalar
Takvimdeki tüm sayfalar
“Daha çok yıllar var dedi
Ufka çöken kara sisler
Uzaklarda seni gizler
Sevdayı bilen seyisler
Hasret atını sür dedi
İnce gönlü kırık dökük
Bir aşık ki boynu bükük
“Feleğin insafı sökük,
Sevdanın gözü kör” dedi
Nasıl dayandım yıllara
Senden uzak dura dura
Gurbet sabrı soktu zora
Sevda: “yükün ağır” dedi
Girmişti şeytan kanıma
Kıymak istedim canıma
Koydum namluyu alnıma
Bildiğim bir ses “dur” dedi.
Burhan KADAH