Eğitim Sitesi

Uyanamadın İstanbul! Şiiri

Uyanamadın İstanbul!

El ayak tutmaz, vücut yerde sürünür

Âlem acır hâle, hep zavallı görülür

Aydınlık karanlığa, karanlık aydınlığa bürünür

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Dil söyler, hâl çırpınır, ses çıkmaz şaha

Gözden kan dökülür başlar eyvaha

Alın toprakta, medet eder Allah’a

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Umut fakirin ekmeği, hâyâl tuzu

Yazan bozar, bozan yazar, böyle alın yazı

Hayat henüz oynamadı son kozu,

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Mazlum kanser olmuş verem olmuş kime ne…

Ne ah etti kâr ne vah dedemle nineme…

Halimi havale ettim bilinmezi bilene,

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Allah isterse zerreyi kürre, küreyi zerre eder

Zehri şifa eder, bertaraf olur keder

Gönlünü ferah tut, etme kendini heder

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!



Herkesin derdi kendine yeter

Berikinin derdi öbüründen de beter

İlâhi yumruk bir gün diyecek :”Yeter!”

Ben çareyi buldum, uyanamadın İstanbul!

Âşık SEYHANÎ Şiirleri

  

Hümeyra Turan Her zamanki gibi harika olmuş muharrem hocam ;) Elinize yüreğinize sağlık :) 2013-04-12

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Âşık SEYHANÎ Şiirleri:

Sabır

Asık suratla karşıladı beni evvelki akşam

Neşeyle selam verdim, dedi: Olsun kısa.

Aylarca dolaştım hâlime ağladı anam,

Mana gülüverdin,ruhum bürünmüşken yasa.



Atak davranmış benden önce, sanki birisi

Gafil mi sandın ki beni, hemen inanayım.

Dudaklarından dökülenler de yalan serisi

Ah! Gözler olmasa hani, vicdansız sanayım.



Duruldu sular, akmam diyor Seyhan ırmağı,

Itırlı çiçekler grev yaptı,kokmuyor artık.

Ses yok, ötmüyor kuşlar, tabiat sır yumağı,

Essela demeden müezzin insaf et artık.



Yareliyem,hem de gönülden, merhem bulunmaz,

Hicrana dayanamaz kalbim,imdat İlâhî!

Aklımı koru benim, derde derman bulunmaz.

Nazenîne vicdan, bana sabır ver Ya Rabbi.

Âşık SEYHANÎ

Çilekeş

Kalemimde mürekkep dondu, damarımda kan,

Sarmış etrafımı bembeyaz ölüm gülüyor.

Bulamazsam sığınacak sıcak bir han,

Acımasız dostun koynunda bir can ölüyor.



Mevsimler değişti artık, kışın adı ölüm..

Sitemim yoktur ne kara ne de yaratana

Cereyan yoksa soba yoksa oluyor zulüm,

Diyelim mi şimdi :“Can feda olsun vatana!”



Yanmıyor ki ocağım tütüversin bacası,

Nerden geldin be karakış yıktın ocağımı.

Sala vermek için beklerken cami imamı

Yazmasa da olur artık doktor ilacımı.



Desin herkes ardımdan “gün görmedi bîçâre

Ne ağrısız dişi vardı ne talihli başı,

Gülmedi yüzü kapanmadı yürekte yâre,

Toprağının suyu oldu gözlerinin yaşı.”



Arkadaş tutmazsa elim, söylemezse dilim,

Dört dost sarıverin etrafımı da okuyun.

Yok dersen kefen, örtüm olsun yerdeki kilim,

Ağlamayın da kaderime lanet okuyun.

Âşık SEYHANÎ

Lanet Olsun!

Gönül kuşum artık uçamaz oldu

Kanadını kırana lanet olsun

Kendine bir yuva açamaz oldu

Yuvasını bozana lanet olsun!



Gönlüme girdiler anlayamadım

Sevgimi çaldılar ağlayamadım

Gülümü aldılar koklayamadım

Yetim bırakanlara lanet olsun!



Bahar geldi sandım çiçek açınca

Dostu buldum sandım gülü atınca

Yandım yok oldum gülücük saçınca

Gönle tuzak kurana lanet olsun!



Seyhanî ağlar, zor güler; yâr güler

Kan akar, can gider; canansa güler

Güller solar, bülbül ölür; aşk kalır

Aşktan mahrum zalime lanet olsun!

Âşık SEYHANÎ

Uyanamadın İstanbul! Şiiri