Ülkü
Çamura bulanmış sözcükler
Kulaklarımı kirletiyor
Al onları batır sirkeli suya
Temizleyemezsen at karanlık bir kuyuya
Senin değil onlar, biliyorum
Yüreğinin sesini duyuyorum
Öfkeni yutamamışsın, hazmedememişsin
Anlıyorum
Heyecanını, efkârını
Zorbalık zorluyor insan zekâsını
Ne var ki dostum
Çirkefe taş atarsan çirkefleşir
Köpeği ısırmaya kalkarsan
Köpekleşirsin.
Su damlası kadar yumuşak
İlaç gibi tesirli olsun
Sözlerindeki mana
Ülkün; bayrağı olur
Bayraksızın ansızın
Mutlu oluverirsin.
ÂŞIK SEYHANÎ
Âşık SEYHANÎ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Son Dua
Sus ey bülbülüm, ötme yanık yanık!
Ezelden kalma herhâl, bağrım yanık
Yanaklarım ıslak, ağlamışım, neden?
Hep gülmüştüm oysa, aşkı bilmeden.
Aşk kalbe yazılan sevdanın adı
Ne kutsalmış meğer,silinmez yazı
Alınyazımdı düşümde gördüğüm,
İncecik saçları olmuştu kördüğüm.
Tek tek ördüğüm saçlar oldu ilmek,
Hemen geçti boynuma, suç mu sevmek?
Ah..! Evet, sevmek suç, cezam hicrandır,
Felek gülsün bahtıma son duamdır!
Âşık SEYHANÎ
Sanmışım
Sanıyordum ki her inişten sonra çıkış,
Her zahmetten sonra rahmet,
Yokluktan sonra bolluk gelir.
Kıştan sonra bahar gelir,
Sanıyordum…
Ne kolaylık var, ne rahmet, ne bolluk,
Gözümü nereye çevirsem hep yokluk…
Kalmadı artık hayatımda bahar ve yaz
Olmayacak bundan böyle hiçbir güzelde naz.
Bahar düşman, kader düşman, aşk düşman,
Benim olmakla kaderim pişman.
Ben lanet okuyacakken felek okuyor,
Dertler örümcek olmuş, ufkumu dokuyor.
Güneş de nefret eder oldu benden,
Ne zaman bakmak istesem,
Selam vermek istesem,
Gizlenir kara bulutların ardına.
Yetişir hemen şimşekle yıldırım yardıma.
Boğmak ister suyla yoğrulmuş çamurda...
Sanıyordum ki ben bütün kötülükleri yenerim,
Çünkü kendimle baş başayım,
Kendimle barışığım!
Ama sadece sanmışım…
Oysa aklım kalbimle düşman,
Vicdan mantığımla düşman.
Âşık SEYHANÎ
Gel!
Selam gönderirdim baharda
Haber alırdım hazanda
Her gülenden mutluluk, her eğlenceden neşe
Her çiçekten bir koku taşırdı
Uzak diyarlardan gelir, dağı taşı aşardı.
Güneşin ışıltısından, suyun şırıltısından
Kuşların cıvıltısından sevdiğimin mutlu olduğunu anlardım
Mektup elimde sevincimden yaşın yaşın ağlardım
Güneş karanlığı aralar
Günler günleri kovalardı
Her gün arefe gibiydi
İple çekerdim bayramı
Bir gün haber gelecekti
Bağışlayacaktı felek sevenleri
Bağlayacaktı aşkı aşka...
Başkaydı bu sefer, bu bayram bambaşka
Her bayram sevdiğimin geleceğini anlardım
Sevincimden yaşın yaşın ağlardım.
Bu aşk böyle sürüp gitti uzaktan uzağa
Kavuşturmadı kader, düşürdü tuzaktan tuzağa
Bir kâğıt tutuşturdular elime yazısı kırmızı
Kalbimden başlayıp sardı tüm bedenimi ince bir sızı
Son mektubu sanki yarin, yazısı iyice soluklaşmış
Harfler kavuşmuş birbirine; gözler donuklaşmış
Anladım ki artık yârin kendisi gelecek
Gözlerimin yaşını mendiline silecek
Ruhumu yâr gelene kadar sakladım
Akşamdan sabaha yaşın yaşın ağladım.
Gel ey sevgili, gel!
Gel ki ruhum ruhunla kucaklaşsın
Bu diyardan birlikte uzaklaşsın.
Âşık SEYHANÎ