Sensiz
Gökyüzü bile sana ağlıyor, ben nasıl ağlamayım.
Rüzgar sana esiyor, sonbahar sana geliyor.
Bak işte sensiz olmuyor, buralara güneş doğmuyor
Buralar dediğime bakma, bu kıyamet kalbimde kopuyor.
Ve bak sensiz olmuyor.
İlayda Ulukavak
KARMA ŞİİRLER Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Sensiz Geçmez Zaman
nezaman baksam hep ayni tavan
ancak bugun degil bugun hayalimizin canlandıgi bir perde
seninleyken akıp gider vedalasmamizi ister
sensizkende geçmek bilmez su kahpe zaman
kadermidir bizi karsilastiran yoksa tesadufmu bilinmez
ancak onca mutsuzlugumdan sonra beni
seninle mukaafatlandirdi yaradan
ve sunu unutma sensin beni ben yapan
en savunmasiz zamanimda geldin sol yanima
dinledıgim sarkilara anlam kattin bi anda
defalarca ezilmis kalbimi cikardin goklere
seni cok seviyorum bedenin yanimda olmadan
bak yine seninle suslendi ruyam
yine basrol oynadigimiz bi film oynatti tavan
cıvıl cıvil oynuyordu evimizde cocuklar
sonsuza dek parçam olda gerçek olsun bu ruyalar
FURKAN GÜDÜCÜ
KARMA ŞİİRLER
Gidiyorum
Çağlaya çağlaya çağlayanlar gibi gidiyorum,
Aşığım baharların eşsiz güzelliğinde bir Gül'e,
Aşığım o Gül-ü Ebed'in hıfs-ı huzurunun bahtına.
Gidiyorum ben bir güle bilinmezin de ötesinde...
O Gül ki olmasaydı olmazdım ben bir hayat,
Duyulmazdı benliğimde gönlümde büyük feryat.
Uzun yollar çok kısa gelir büyük sevdalara;
Gidiyorum ben bir güle bilinmezin de ötesinde.
Gönlümde yaşatırım o büyük sevgisini...
Uğruna bin yanarım yanardağlar gibi...
Bir ağlarım göklerden akan seller gibi...
Gidiyorum ben bir güle bilinmezin de ötesinde.
Bazen kaybolur sanki uçar gider sonsuzluklara,
bin söylerim bir şaklarım şimşekler gibi adını,
Anarım ben o Gül'ü ömrümün son demine dek.
Gidiyorum ben bir güle bilinmezin de ötesinde.
Mecburum ben o güle, muhtacım sımsıcak sevgisine
Kaybolsa da yollarında özlemlerim ve son ümitlerim...
Gülümün gönlünü ararım ufuklarda sonsuz semalarda,
Gidiyorum ben bir güle bilinmezin de ötesinde...
04.09.2012, İstanbul
Cemal TAŞTEKİN
KARMA ŞİİRLER
Şiirin Türküsü
‘’Yalnızlık işte dedim.
Yok, dedi, sevme arzusu.
Bir tek ölüler yalnızdır.
Bir daha ürperdim. Gülümsedi.’’ (Alıntı)
Geniş açılı bir pencerede savrulan yemleri yorgun kuşların belki de türkü yakmaya gebe bir günün ilk saatleri.
Noksan olan nice şey var ve nice insan tüylerimi ürperten gerçeklerin sırtını sıvazladığım akabinde bir avazda doğan öfke gibi kontrolümü kaybetmeden önce gözümü sakındığım ya da alamadığım alaca coşkusu yüreğin.
Bir yakarışın açılımı olsa olsa
Düş kırıntılarında saklı nidaların solduğu
Yaza dair bir günce
Pembe bulutun efkârı
Başımı yasladığım her hece.
Bir es verirken yazmaya durmadan önce
Şiirsel uzamında ömrün
Savruk bir rüzgârdan alıp da hırsımı
Çalakalem yaşamak neymiş gördüğüm
O miladın da öncüsü iken
Kalemin tefriş ettiği ilk gece.
Yontulmuş bir mevsimin nüvesi adeta
Bağdaş kuran efkârın çatısında
Uçuşan buz mavisi gözleri gönlümün
Aralıksız sevip yaralandığım
Bir düşün de bekçisi elbet
Diri kalmakla dinginliği
Aynı kefeye koyan gözyaşı.
Savrulan hazanın ön sözüydü Ağustos güneşi
Vasıfsız izleklerde terennüm eden
Dolgun ve yorgun renkler
Elbet bir ilhama nail olacak kadar
Aşkı karışlayan
Aşkı yanlış yerlerde arayan şiirlerin
Türküsü.
Olsa olsa bir veda ç/ağrısı
Hükmeden ve hükmedilen
Nesirde saklı gizem
Ölümle örtüşen
O gaipten gelen coşku
Ve mavi yakalı insanlar beyaza düşman
Kimi zaman kindar bir lisan.
Sevginin dahi erişemediği o Kaf Dağı
Öğretileri kundaklayıp da
Ölümcül hicvini şerh düşen
Yandan çarklı rüyalar
Hele ki aşk yok mu aşk?
Elbet insanı kepaze eden
Tam da sevecekken kendini
Tarumar olan bir bellek ve benlik
Su küresinde ömrün
Kayıp geçen hece hece.
Yalnızlığın da cuntası
Katmerli gözyaşı
Yağmur duasına çıkmışken
Kulaklarımdaki şarkı
Bir de maviden bir örtü
Düş perdesini gizleyen
Derin bir tevazu
Sessizliğin de yoldaşı iken bunca coşku
Gittiğimiz yere kadar da gideceğiz, bayım.
GÜLÜM ÇAMLISOY
KARMA ŞİİRLER