Ölü Çocuk Tiyatrosu
Biri Bosna, biri Babil diğeri Filistinli,
Yatıyor orta yerde, kefen yok tabutta yok.
Üçü de kız çocuğu, saçları kurdeleli,
Daha küçük olanda, omuz kopmuş kafa yok.
Tabelasından belli, sanki okul burası
Bomba düşmüş çatıya, herkes sırada kalmış.
Hani çocuk sesleri, hani oyun da ebe,
Teneffüse zil çalmamış, sanki hayale dalmış.
Çocukları öldüren, senin üvey kardeşin
Çünkü efendiniz bir, sistemin aynı adı.
Okul, cami, çarşı, köprü bombalayanlar,
Ölüyü hesaplamaz, diriyledir inadı.
Çocukları öldürmek adamlık mıdır sizce.
Sarı öküz meseli tekrardır yaşananlar.
Zulme sessiz kalanlar, ortağıdır zalimin.
Hani, nerde kocaman vicdanlı inananlar.
Ortadoğu’yu kana bulayan efendiler.
Emir kulu buldukça, burada ceset bitmez.
Ruhlarını insanlıktan arındırmış köleler,
Kahrolsun düzeniniz, adı neyse fark etmez.
Saygılarımla.
OCAK_2009
EcZ.Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Hâkim Beg
Mahkeme kurulup soruldu bana,
Kalem elde, kaşın çattı, Hâkim beg.
İnsanlığı kandıranlar bunlar mı?
Kimler dolandırdı dedi, Hâkim beg.
Yüzsüz olup, aklıma gelenlerden,
Hırsızlıkla beslenip, gülenlerden,
Ondan, bundan diyerek bölenlerden,
Bir şerefsiz dolandırdı, Hâkim beg.
Namus düşmanlığı ile kavrulan,
Yalan ile karakteri yoğrulan,
İftirayla kendisine yol bulan,
Bir şerefsiz dolandırdı, Hâkim beg.
Başkasının huzuruna iç çeken,
Yetim, metim tanımayan, göz diken,
Topluma düşmanlık tohumu eken,
Bir şerefsiz dolandırdı, Hâkim beg.
Dünya malı için canlara kıyan,
Haksızlık yaparak gözleri oyan,
Hem Devleti, hem de milleti soyan,
Bir şerefsiz dolandırdı, Hâkim beg.
Eden bulur kanunudur, Dünyanın,
Kalmaz ah ı kimsenin, az dayanın,
Kul hakkına karışmaz, Yaradanın,
Cezasından kurtulamaz, Hâkim beg.
Bu umutla yaşarız biz, Hâkim beg.
Nisan_2009
Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Gülün Sevdası
Bülbül konmaz dalına, dikenden korkar
Diken kıskanır gülü, yanar gizliden.
Ebedi bir sevdadır, bitmeyi bilmez.
Aşk yarasıyla yürek, kanar gizliden
Gülde bülbülü sever, sessizce ağlar.
Yüreğini rüzgâra, bağlar içinden
Gelmeyince sevgili, boynu bükülür
Çağırır lisan-ı hal, ağlar içinden.
KASIM- 2008
Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Abdulkadir Nur GÖRDÜK
Yolculuk Vakti
Buğulu gözlerdeki ıslaklığın nedeni,
Mey ile meyhanede, hemhal olan sakidir.
Yorgunlukla dinlenen, bu mecalsiz bedeni,
Sonsuz yolculuklara, hazırlama vaktidir.
Bir ağaç gölgesinden, geçen atlının izi,
Ecel denen durağa, insanlar dizi dizi,
Kısacık bir ömürle, çağırıyorken bizi,
Ebedi yolculuğa, giden tren vaktidir.
Ömür sermayesinden, düşen takvim yaprağı
Birer, birer eksilir özlemişken toprağı
Issız bir kasabada, kimsesizler sokağı
Sükunet limanına, kalkan gemi vaktidir.
Bir ışık, bir karanlık beyhude geçen günle,
Açılan tomurcukla, filizlenen sürgünle,
Huzur dolu, bembeyaz gelinlikli düğünle,
Uzaktaki sevgiliye kavuşmanın vaktidir.
Abdulkadir Nur GÖRDÜK