ERDAL AYDIN müjde sana kıymetli dostum bizlere müjdenin en iyisi olan şiirlerinle mutluluk veriyorsun başarıların devamını dilerim......... 2005-04-15
Müjde
Selalar verilsin minarelerden,
Ezmek,ezilmek öldü, zalim öldü.
Yalancılar, yabanîler,
hatırsızlar, hayırsızlar,arsızlar öldü.
Nefret öldü, kin öldü.
Sevmeyen öldü, sever gibi görünen öldü.
Lanet okunmuşlar, lanet okuyanlar,
Gülüşünde alay, süzüşünde nefret olanlar öldü.
Ağlamak öldü, ağlatanlar öldü.
acılar, kötüler, bütün kötülükler öldü.
Müjdeler okunsun minarelerden,
Ölenlere yaş akmasın hiçbir gözden.
Zevk alın sevmekten, sevilmekten.
Misafiriniz olsun sevgi, el üstünde tutun hep
Üşüdükçe sarılın, sarıldıkça ısının,
Şen olsun yürekler, müjdeler okunsun minarelerden.
Âşık SEYHANÎ Şiirleri
Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.
Benzer Âşık SEYHANÎ Şiirleri:
"Gökyüzünün başka rengi de varmış"
Bana ne?
Çöp kovası devrilmiş sokağın sonunda
İçinde bir kedi ağzında kılçık
Dışında torbasını dolduran bir kadın
Mücadele ediyor bir köpekle
Çıkmıyor sesi,
Belli ki boşa tüketmeyecek
Çocuklara ayırdığı nefesini.
Kapkara gözlerinden akan
Kapkara yaşlar
Derin izler bırakmış yanağında
İçine dünyalar sığan.
Sığamamış mesut insanların dünyasına
Hatta hiç dalmamış mutluluk hülyasına
Kızgın değil, kırgın değil,dargın değil
Duyguları körelmiş zamanla
Gözlerinin sönmüş ışığı
Karaymış dünyası,kapkaraymış dünya.
Dünyanın başka rengi de varmış!
Bana ne?
Åşık SEYHANĪ
Âşık SEYHANÎ
Selam gönderirdim baharda
Haber alırdım hazanda
Her gülenden mutluluk, her eğlenceden neşe
Her çiçekten bir koku taşırdı
Uzak diyarlardan gelir, dağı taşı aşardı.
Güneşin ışıltısından, suyun şırıltısından
Kuşların cıvıltısından sevdiğimin mutlu olduğunu anlardım
Mektup elimde sevincimden yaşın yaşın ağlardım
Güneş karanlığı aralar
Günler günleri kovalardı
Her gün arefe gibiydi
İple çekerdim bayramı
Bir gün haber gelecekti
Bağışlayacaktı felek sevenleri
Bağlayacaktı aşkı aşka...
Başkaydı bu sefer, bu bayram bambaşka
Her bayram sevdiğimin geleceğini anlardım
Sevincimden yaşın yaşın ağlardım.
Bu aşk böyle sürüp gitti uzaktan uzağa
Kavuşturmadı kader, düşürdü tuzaktan tuzağa
Bir kâğıt tutuşturdular elime yazısı kırmızı
Kalbimden başlayıp sardı tüm bedenimi ince bir sızı
Son mektubu sanki yarin, yazısı iyice soluklaşmış
Harfler kavuşmuş birbirine; gözler donuklaşmış
Anladım ki artık yârin kendisi gelecek
Gözlerimin yaşını mendiline silecek
Ruhumu yâr gelene kadar sakladım
Akşamdan sabaha yaşın yaşın ağladım.
Gel ey sevgili, gel!
Gel ki ruhum ruhunla kucaklaşsın
Bu diyardan birlikte uzaklaşsın.
Âşık SEYHANÎ
Açmayın pencereleri, örtün perdeleri
Işıklar yalnızlığı ürkütmesin bu gece.
Kapatın kapıları, çekin sürgüleri
Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.
Zamanın ne başındayım ne de sonunda,
Biraz dinleneyim kaf dağının yokuşunda,
Anka'nın meclisinde, hayâllerin aguşunda
Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.
İstemem yalandan sözü, sahte gülüşü,
Müziğiniz sizin olsun,bozmayın düşü,
Yeter bana zümrüdümün ötüşü,
Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.
Ağlamak yok gülmek haram bana
Mutluluk elem, keder sevinçtir bana,
Zulmetin gölgesinde umuda çeyrek kala,
Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.
Saki, yavaş dök meyi, efkâr dağılmasın,
Gözler konuşsun ses duyulmasın,
Söze söz katılmasın, söz yabana atılmasın,
Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.
Mazi acıyla dolu, âti gebe eleme,
Bir güzel söz düşmez ki kaleme,
Seyhâni sakın kimseye kin besleme,
Yalnızlıkla muhabbetim var bu gece.
Âşık SEYHANÎ