Eğitim Sitesi

Memleket Şiiri

Memleket

Bu memleket sevilmez mi efendiler
Toprak su hava şu yeşil ağaç
Mavi denizlerin yeşil köpüğü
Çilesi çamurun, çayın demi
Yosunu ırmağın, börtü böceği
Bu memleket bu vatan sevilmez mi
Bizi azat etseler de
Diyelim korkunç elleriyle assalar
Tükürseler Kocaman ağızlarıyla
Yine sevilmez mi bu ateşin kızılı
Ve bu rüzgar bu iklim
Bu memleket sevilmez mi efendiler
Allı pullu acılar işlese de ciğerlerimize
Doğduğum bu toz toprak
Belendiğim bu höllük
Kavak ağaçları çam kokuları
Bu memleket sevilmez mi efendiler
Bu açlık bu susuzluk
Askeri sivili alnının teri köylünün
İşçinin elinde nasırıyla
Ekmeğinin kokusuyla
Zulmünün de yarasıyla
Alevi'siyle Sünni'siyle
Bu memleket sevilmez mi beyler
Sevgilinin hası nazı
Aşkın onulmaz acısı gibi
Bu memleket beyler bayanlar
Bu memleket elbet çok sevilir
Yeter ki insan olsun herkes
Yeter ki her memleket gibi
İçinde insan olsun

Haydar ŞAHİNBAY

Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri

  

SAMET COKGÜZEL 2016-03-03

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri:

Eylül

Bu sabah eylül geldi duydun mu
Bir masalın son sayfası yırtıldı
Erken kapanan kapıların kilidi
Sana uzak bir ayyaşın kirli ceketi
Kirpiklerinden avuç içi yağmur döküldü
Duydun mu
Çulsuzun biriyim
Ve ağır bir mutsuz
Böyle bir anda bize katılmış eylül
Ateş acıyı yakmaya gelmiş
Serseri bir ecel
Bende sınamaya gelmiş ölümü
Evrenin sırrını çözmeye
Aşk derine inmeye
Seher yarayı kesmeye gelmiş
Matem geceme gözünü dikmiş
Ve yas yatıya gelmiş
Söz vermiş kuru otlar yeşermeye
Umutlar söz vermiş sönmeye
Kansız bir çaput bağlanmış toprağa
Duydun mu
Duman çökmüş gecekondulara
İsi genzini yakıyor çocukların
Bir baba ekmeğini alaca karanlıkta ısıtıyor
Duydun mu
Sarı papatyalar dökülmüş denize
Deniz yosun kokuyor
İtalyan bandıralı bir vapur
Düdüğünü çalmış bir Afrikalı bir kızın gözlerine
Karınca kuşlara küsmüş
Telekleri tellere takılmış bir martının
Duydun mu
Şairin kalemini gasp etmişler
Kıçına da iki tekme atıp
İtmişler suyun çamuruna duydun mu
Bu kaçıncı eylül aşka naralar atan
Güneşin soysuzluğunu yudumlayan duydun mu

Haydar Şahinbay

Haydar ŞAHİNBAY

Değil Mi...

Ezelden beri sözün aslı özdür
Güneşi toprağa gömsen de közdür
Hamuru fırında pişiren maya değil mi
Özlemi bir yele atsan da
Ayrılığı icat eden aşk değil mi
Derinlerden daha derin var
Her zararda bir kar var
Suyu içsen de seli yabana atma
Çıraya alevi veren ateş değil mi
İnsan içinde insan var
Çaputtan türlü türlü urba olsa da
Güle rengi veren kök değil mi
Sokaklar bazen küser bu kente
Her şeyin bir sebebi var bilmem nerde
Şaraba kırmızıyı veren el değil mi
Açar karanlıkta Zühre yıldızı
Avuçlarımda düşlerin yer açar
Feleğe ne kadar ah etsen de
Yaşamı ölüme biçen bir soluk değil mi
Kalem kendini şah sanırsa
Mısrada heceyi yok sayma
Şiire söz veren harf değil mi
Gün gelir amansız bir dar´a düşersen
Alma kara cahilin fikrini
İnsanı kamil kılan akıl değil mi
Zamansız çiğler kanar ellerimde
Yarama tuz eken gülüşün olsa da
Yürekte zehrini döven
Saçındaki kara değil mi
Gözlerimdeki yaşı suyla yıkasan da
Aynaya fikir veren yüz değil mi
Buluta yağmuru gök çalar
Marifet fırçayı doğru tutmak
Gerçek tene kafeste sahip çıkmak
Sırrı ele veren dil değil mi
Çirkini kenara atıp güzele koşma
Yarımı tam yapan da yarım değil mi

Haydar Şahinbay

Haydar ŞAHİNBAY

Ölen Sen

Deniz ölür akşam üstü

gece olur gözlerin

uykularımı böler umutlar

ince bir sancı girer sol böğrüme

ilacıma küserim

ay ışığını sağar sönük yıldızlar

derdest olur düşler

bir asil bir yedek

iki sigara sarar ellerim

ağlamaklı olur bir ara gözlerim

kirli tülbent örtünür sokaklar

ayak seslerine çevrilir başım

kedi tıkırtısı alaşağı eder yalnızlığı

sırtımda bir ağrı

ölüm desem sana

yaraya alışık değil bedenim

katlanamam böyle acıya

sana gelsem ölüm deseler adına

göğü bağlasam bulutlarından

yağsa yağmurlar sıksam bulutları

umudu peşkeş çekip geceye

karasında saçlarının eğireceğim gözlerini

//h.şahinbay//

Haydar ŞAHİNBAY

Memleket Şiiri