Eğitim Sitesi

İstanbulu Dinliyorum Kulaklarım Kapalı Şiiri

İstanbulu Dinliyorum Kulaklarım Kapalı

İSTANBULU DİNLİYORUM KULAKLARIM KAPALI
ŞİMDİ SERT ESEN RÜZGARLARI KESİYOR GÖK DELENLER
NE SALLANAN AĞAÇ KALDI NE YAPRAK NE KUŞ YUVASI
NE SÜTÇÜLERİN SESİ NE YOĞURTCULARIN ZİL SESİ
ŞİMDİLERDE HOMURDANAN
YALNIZ ARABA BİRDE YALANCI HAİNLERİN SESİ.
İSTANBULU DİNLİYORUM KULAKLARIM KAPALI
İSTANBULDAN GEÇEN NE KUŞ SÜRÜSÜ NE ÇIĞLIKLARI
DOLUŞTULAR TERÖRİST LER BİRDE PUŞT SÜRÜSÜ
ÇIĞLIKLAR AĞLAYAN ŞEHİT ANANIN SESİ.
AĞLARDA NE BALIK VAR
SADECE ÇIKAN ALIK SÜRÜSÜ.

Mehmet Bağcı

Mehmet BAĞCI Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Mehmet BAĞCI Şiirleri:

Gönülden Sar

Bak kapıya dayanmış kış
Dağlarda oldu kar
Bu gönlümü bağlasan da
Yerinde durmuyor yar
Salıversem sabah meyhane
Akşamları bar
Ömrümün son demleri
Uzaktan da gönülden beni sar.

M bağcı

Mehmet BAĞCI

Sevdanla Öldüm

Mavzer kurşunu gibi girdi,kalbime sevdan.
Dağla geçer,bu yara dediler,giren kurşun derinde soldan.
Ben çocuktum,içimde büyüttüğüm aşkın sevdan.
Yıllar geçtikçe sarıyor beni hasretin,dört koldan.

Umudum kalmadı burada,attığın kurşunu çıkarmanı umdum.
Uzakta olsamda gönlüm yakındı,seni çiçeklerde aradım buldum.
Çok gönüllerde dolaşsamda ben,kendimi hep seninle buldum.
Kaybolur dedim bu sevda ama,ben sana saflığımda,çocukken vuruldum.

Sevdanın kurşununu kalbime yediğim gün,kendime sordum.
Bu aşkın akibeti ahirete kalır,sen başka ben başka gönüllerde soldum.
Göz yaşlarım yıkıyor her gün resmini,baktıkca ızdırabım oldun.
Melek gelip koluma girip götürdüğü son gün,bil sevdanla öldüm.

Mehmet Bağcı

Mehmet BAĞCI

Köyümün İnsanları

Tepeden bakvedim şirin poyrazın ovasına
Koca çeşmeden su doldurur gızla tesdisine kovasına
Gençle doluşurdu tokat önüne dana kovumuna
Yüzmeye gidilirdi koca ganala göletine
Daş evlen penceresinde basma perdesi duvarında sövesine
Bağlarında altın sarısı üzüm Tütün gırar koyadık köfesine.

Gaşının üstünde gale dibi sarışık şapkası dibek dağı
Eteklende Koca ganalı kekik kokulu tepeçik üzüm bağı
Omuzunda zeytin ağaçları şifa için çıkarılır yağı
Güneyinde Gediz nehri gelin gibi süslenir kışın Boz dağı
Annelemiz çeğiz yapardı şavkda İçine konur gaz yağı
Sevdiğine kavuşamayan gençlerin erirdi yüreğindeki yağı.

Yar başından hem korkar hem ucardım rüyamda Köyümün üstünde
Karakolunda Okulunda Saygı duruşunda Atanın büstünde
Bölgemizde meşhurdur Poyraz Karpuzu lezzeti üstünde
Meralarımızda kalmadı koyunlar inekler otlardı üstünde
Ballı zekinen süt dökmeye giderdik tepeçik üstüne
Birde çigara tellerdik korkudan Eşeklen üstünde.

Köylerde yaşanan Aşklar ömür boyu unutulmaz
İbrahim Zeybekin çenberinden geçilmezse olmaz
O olmasaydı çok gençler bir birine açılmaz
Gavuşan sevgililer seni dualarında hiç unutmaz
Çocukluk Aşkları gönüllerde kalır bir kenara atılmaz
Bu sırlar mezara kadar gider başkalarına anlatılmaz.

Kökeyip Köyünde yapılır Çömleği göveci
Kasap Musası Osmanı keser oğlak kimi but kimi sever yüreci
Köyümüzde Cuma günleri oğlak etinden pişirilir güveci
Çandır İrfanın Şakaları Fırında uzun olur ekmek pişirme süreci
Derili Hüseyinin Bastonu indimi Goda dayının sırtına yanadı küreci
Eski doslar kalmadı gittiler onlardı hoşgörünün ilacı.

Köyümün Efsane muhtarı paşaların Fahrettin Altın
Hey koca poyrazlılar Hasat zamanı hadin gari kalkın
Bu köyden doçenti profösörü de çıkar onlarda bükelerden bakın
Futbolun efsaneleri Mehmet hocalar kozaklı mustafa sahadaysa kaçın
Bu köyün futbol tarihi hep parlaktır Benim önerim bir Festival olsun
köyümüze o gün Akın
Birlik beraberlik içinde olun yetiştirdiğiniz mahsulü değerinde satın.

Kır atını süslemiş çaka satar Almelerin topal Hasan
Kovboy Rafet Mehmet emin dayıyı kızdırdınmı hiç dinlemez küfürler basan
Kahvelerin önlerinde muhapbet şaka bol neşeden köylüler gülücük sacan
Gurur kibiri bırakın ağalar sonra olursunuz insanlara tepeden bakan
Kimse bir birini aldatmasın bin gram alıp olmayın Dokuzyüz gram satan
Bu köyün efsaneleri bitmez bakın hepsinin kabirlerinde güller acan.

Paşa katriye yengemiz Yemekleriyle Tüm çevrede oldu efsane
Hacı atike halalar o nesillerin gönlünde sanki oldular Mevlana
Ölünce zengini fakiri gelir yemeye pişirilen helvana
Fakirlik ayıp değil gönlü güzel ol katıl Yunusların kervana
Halil dayının yerdik çocukken küspesinden onunda vardı yağhane
Babamın yapmadığı iş kalmadı birde çalıştırdı kahvehane.

Can dostum Abim sazıyla Tamburuyla Münip Avcı
Şiirleriyle Adil Açıkgöz Haksızlıklara olur savcı
Bu köyün atıcıları çoktur Yalan olmaz anlatıyorsa avcı
Ekmek fırınına Yüz ekmek atar çıkarır Elli İrfan Bağcı
Tüm dostlar Akedeşlere Akrabalarıma selam vede Süleyman Avcı
Ben köyümü sizleri seviyorum kusurlarım olduysa af ola ben
Mehmet Bağcı

Bu şiir gibi yazmaya çalıştığım köyümü biraz olsun anlatmak idi
Yayınlarsanız daha iki üç bölüm daha var saygılarımla.

Mehmet Bağcı

Mehmet BAĞCI

İstanbulu Dinliyorum Kulaklarım Kapalı Şiiri