Eğitim Sitesi

İnsafsız Şiiri

İnsafsız

Haber geldi yârenden, yâr elinden

Bir daha buralara gelmez, gelemezmiş.

Bir parça göndermiş güllü mendilden,

Artık gözyaşı silmez, silemezmiş

Ele güne çıkmaz, çıkamazmış.



Demiş ki :“Görsün Mecnun’u, Kerem’i

Tatsın hele bir kanseri, veremi,

Ferhat bile bulamamışken Şirin’i..”

Tabipler toplanıp gelse yanıma,

Yardan gayrı ilaç bulamaz yarama.



Mecnun çölde çaresiz, Ferhat dağda,

Leyla kumda gizli, Şirin hülyada.

Onun gibi insafsız yok dünyada

Elimde gül beklerim gündüz gece,

Yâri anlamak zor, sanki bilmece.



Seyhani söyler sözü, vurur saza,

Yâr hâlâ kendini neden çeker naza,

Pişman olmak için lâzım mı kaza,

İsmini okur kalbim hece hece,

Elimde gül beklerim gündüz gece

Âşık SEYHANÎ Şiirleri

  

sulo kardeşim bu şiirin üzerine daha bir şey söylemeye gerek yok. Aleme ibret olsun insanlar okusun da ders alsın daha ne diyeyim.......sevgiler 2006-02-22

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Âşık SEYHANÎ Şiirleri:

İstanbul

Ah İstanbul!
Sisler altında silüetin
Gülüyor mu ağlıyor mu
Belli değil...
Yıldırım yüklü kara bulutlar
Umut dolu güneşi mi vaat ediyor?
Ayasofya bağrında ağlarken
Çamlıca'nın sefa sürmesi
Gücüne mi gidiyor?
Ramazanda kandillerin sönük
Karanlık geceni Beyoğlu aydınlatıyor,
Süleymaniye'nin sesi kısık
Üsküdar'ı Beşiktaş'ın kahkahası inletiyor.
Dövünecek misin şimdi,
Nil gibi, Tuna gibi, Sakarya gibi
Akacak mısın eyvahlar denizine?
Biçare umutlar, biçare çırpınışlar...
Yedi kandilli Süreyyanın kovamadığı karanlığı
Yedi başlı ejderle mi korkutacaksın?
Sevgi koyamadığın kalplere nefret mi dolduracaksın?
Sen ne bulunmaz Hint kumaşısın
Ne de güç bulunan bir mücevhersin!
Sen ki alemin gözünü kamaştıran bir güzelsin!
Peşinden koşanların oyuncağı değil,
Ardından gelenlerin bayrağı olmak için,
Sen fetih atını hazırla!
Fatihin binmesi an meselesidir.

Aşık SEYHANİ

Âşık SEYHANÎ

Sanmışım

Sanıyordum ki her inişten sonra çıkış,

Her zahmetten sonra rahmet,

Yokluktan sonra bolluk gelir.

Kıştan sonra bahar gelir,

Sanıyordum…

Ne kolaylık var, ne rahmet, ne bolluk,

Gözümü nereye çevirsem hep yokluk…

Kalmadı artık hayatımda bahar ve yaz

Olmayacak bundan böyle hiçbir güzelde naz.

Bahar düşman, kader düşman, aşk düşman,

Benim olmakla kaderim pişman.

Ben lanet okuyacakken felek okuyor,

Dertler örümcek olmuş, ufkumu dokuyor.

Güneş de nefret eder oldu benden,

Ne zaman bakmak istesem,

Selam vermek istesem,

Gizlenir kara bulutların ardına.

Yetişir hemen şimşekle yıldırım yardıma.

Boğmak ister suyla yoğrulmuş çamurda...

Sanıyordum ki ben bütün kötülükleri yenerim,

Çünkü kendimle baş başayım,

Kendimle barışığım!

Ama sadece sanmışım…

Oysa aklım kalbimle düşman,

Vicdan mantığımla düşman.

Âşık SEYHANÎ

Uyu İstanbul

Uyu İstanbul, uyumana bak sen!

Sen uyanırsan,

Tüm dertler uyanır,

Acılar uyanır.

Yürekler dayanmaz

Bulutlar boşalır.

Sen uyanırsan bir kez daha ölür fakir

Zengin keyif sürer, gariban olur hakir,

Bir ölümdür bir de uyku dertlere deva

Çekmesin diye felek sefa

Uyu İstanbul, uyumana bak sen!

Çekilsin sokakların gürültüsü,

Bitsin gariplerin çilesi

Kesilsin hastaların iniltisi,

Uyu İstanbul, uyumana bak sen!

Sen uyurken fakir de bir zengin de,

Bekâr da bir evli de...

Veli de bir deli de…

Uyu İstanbul, uyumana bak sen

Seyhanî için için ağlar

Hastaya ağlar, dertliye ağlar,

Yalvarır yakarır çareyi Allah’a bağlar

Uyu İstanbul, uyumana bak sen.

Sakın yanlış anlama,

Sevgiyi, neşeyi çekemiyor diye.

Yıllar yılı kader bize niye gülmez niye?

Mutluluğu bir kez rüyada görelim diye

Uyu İstanbul, uyumana bak sen!

Âşık SEYHANÎ

İnsafsız Şiiri