Eğitim Sitesi

Gettin Ki Tez Gelesen Şiiri

Gettin Ki Tez Gelesen

Uzun zaman önce ayrılmıştım, Diyarbekir’ den.

Ak düşmemişti saçlarıma, şimdiki gibi.

Delikanlı ömrümün baharıydı, zaman.

Yalnızlık hadi neyse,

Garipliğe dayanılmıyor.

Sen de, yoksun yanımda,

Hasretin beni yakıyor, işte o zaman.

Eski bir çerçevede gördüm,

Adil Tekin imzalı, siyah beyaz resmini.

İçim sığmadı içime.

Yine dağladın, hatırlattın derdimi o an.

Seslendim, utanarak.

Konuş benimle dedim.



Anlat bana,

Ermeni cümbüşçünün nağmeleriyle,

Mahlede toy kuran muhacırları.

Deliloya katılan Süryani kızlarını,

Kürt delikanlının uzaktan sevdasını anlat.



Anlat bana,

Büyük mezğandaki, o aileyi,

Eyvanda içilen köpüklü kahveyi,

Leçekli bibileri, şubareli bebeyi,

Kuşhanada börek satan dedeyi anlat.



Anlat bana,

Gazi Köşkünde Celal’ın hoyratını,

Altuncilar içindeki, ustanın sanatını,

Ahmet Arif’in Adiloş bebesini, cigarasını,

Koşucu Tahar ağanın rahvan atını anlat.



Anlat bana

Taze ekmek kokusuyla Mecit ağayı,

Asaleti, kibarlığı Selahattin hocayı,

Puşici keke Yakoyu, kahveci Bozoyu,

Demirciler çarşısında Hasan ustayı anlat.



Anlat bana

Şeyh Güzelin dünyasında sırları,

Kör Yusuf’un dereginde şifa arayanları,

Efğanlıda kurulan arifler meclisini,

Fiskayanın gizemini, Hançepegin mertliğini anlat.



Bilirmisin, en çok neye gidiyor içim?

Bilirmisin, en çok neyi özlediğimi?

Dörtyolda, küncili simitle, salep içmeyi.

Pisküvit arasında, lokum ezmeyi,

Küpeli havuzunda, peştımalle yüzmeyi,

Paytona asılarak gezmeyi özledim.



Özledim,

Baharda, taze soğanla nergizlemeyi,

Ekmeğin üstüne taze salça sürmeyi,

Teneffüste kaynamış nohut yemeyi,

Kıtiyi, meftüneyi, patileyi özledim.



Özledim,

Toprak damlarda beyaz sıtareleri,

Yazın yıldızları sayarak, uykuya dalmayı,

Uyanınca yastık dibinde para bulmayı,

Galiba, kısa pantorlu çocuk olmayı özledim.



Sen, çocukluğumun hasreti,

Sen, gençliğimin sevdası.

Sen, benim iki gözümsen Diyarbekir.

Çok özledim, kendimi sende.

Özlemim hapis kaldı, çok yıllar öncesinde.

Uzaktayım diye, bana kızma ne olur,

Senin kıymetini sanma bılmiyem?

Kim, kendi ögünden gider ki uzaklara,

Kader atmış bizleri,

Hatırsız, tanışsız, yalavuz buralara.

Gettin ki tez gelesen diyorsun,

Tez gelişin, bumudur diye sitemin var.

Ne desen, ne söylesen haklısın,

Ben suçumu bıliyem.

Ayrılırken, başlayan yürek acısı,

Dinmedi, yekinın olsun.

Eger ki, ben ki benem.

Bekle beni, tez zamanda, ayağımnan geliyem.

Yok, eger gelemezsem,

Sahan söz, sahan yemin,

Yer aç bahan, bir kişilik Mardinkapı’nda,

El üstünde geliyem.





Mart_2010



Saygılarımla

Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK



Diyarbakır ağzı ve karşılıkları

Mezğan: Birden fazla ailenin yaşadığı büyük avlulu ev

Leçek: Kadınların kullandığı bir çeşit başörtüsü

Şubare: Bebek başlığı

Kuşhana: Büyükçe tencere

Künci: Susam

Meftune: Yemek adı

Patile: Peynirli gözleme

Sıtare: Tahtın çevresine sarılan bezden korunak.

Yekin: Emin ol, inan anlamında kullanılan bir yemin sözü.

Pantor: Pantalon

Yalavuz: Yalnız

Dereg: Dükkânda bulunan raf, çekmece.



Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Abdulkadir Nur GÖRDÜK Şiirleri:

Gün Olur Elbet

Gençliğine aldanıp, yüksekten uçma,

Hareketsiz yattığın gün olur elbet.

Zenginlik baki değil, haberin olsun.

Sermayeyi sattığın, gün olur elbet.



Her yaşın güzelliği var, deseler de,

Kazancının tümüne, kar deseler de,

Sevgilini ebedi, sar deseler de,

Bala zehir kattığın, gün olur elbet.



Belki büyük adamsın, koltuk serinde,

Herkes sana özenir, keyfin yerinde,

Şatafatın bedeli, günün birinde,

Güneş gibi battığın, gün olur elbet.



Dua et ki, cenazen elde tutalar.

Üzerine bir kürek, toprak atalar,

Ölmeden tövbe et ki, çoktur hatalar.

Yürümeden gittiğin, gün olur elbet.



Sana verilenleri, atma yabana.

Başını eğ, saygıyla ana, babana.

Büyük sözü dinle, tapma devrana,

Hayal olup, bittiğin gün olur elbet.



Saygılarımla.



Kasım_2006

Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK


Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Gülün Sevdası

Bülbül konmaz dalına, dikenden korkar

Diken kıskanır gülü, yanar gizliden.

Ebedi bir sevdadır, bitmeyi bilmez.

Aşk yarasıyla yürek, kanar gizliden



Gülde bülbülü sever, sessizce ağlar.

Yüreğini rüzgâra, bağlar içinden

Gelmeyince sevgili, boynu bükülür

Çağırır lisan-ı hal, ağlar içinden.



KASIM- 2008

Ecz.Abdulkadir Nur GÖRDÜK


Abdulkadir Nur GÖRDÜK

İhtimal Üçlemesi

Gönül acısını yakıcı kılan,

Belki özlem, belki hasret, belki düş.

Gülün yaprağını daldan ayıran,

Belki hazan, belki rüzgâr, belki kış.



İki gönlü tutuşturan aracı,

Belki nazar, belki bakış, belki göz.

Derin yaralayan mermiden acı,

Belki cümle, belki kelam, belki söz.



Sisli görüntüden geriye kalan,

Belki gölge, belki perde, belki tül.

Seher vakti suskunları şakıtan,

Belki sümbül, belki reyhan, belki gül.





Şubat - 2009

Ecz. Abdulkadir Nur GÖRDÜK


Abdulkadir Nur GÖRDÜK

Gettin Ki Tez Gelesen Şiiri