Esen Gözlerin
Gözüne bakınca göz, tereddütte özünü
Görünce unutamaz hakkı gören gözünü
Çünkü gözler gözlere yüreğini anlatır
Çünkü gözlerde haslet gönülleri inletir.
Her seher yeli gibi gözlerinden her esen
Serinletir, ısıtır olsa bahara küsen
Sözlerin esen yelle hayallere uçurur
Gözlerin gözden alır gözden öte kaçırır
Yüreklere esmez mi gözlerinden esen yel
Bu gece çok mutsuzum, bu gece mahzunum bil.
Gönlüme esen sendin gözündeki sürurla
Hayaline sarıldım, seni öptüm gururla.
Başı bağlı, gök gözlü, etekleri kıvırcık
Katardan ayrı düşmüş kanadı kan sığırcık
Eteğinde yıldızlar hep dökersin ay güzel
Mümeyyiz gözlerine gök çekersin ay güzel
Kapıları sımsıkı kapatmışsın yüzüme
Azıcık kıymet olsun vermiyorsun sözüme
Hayal imiş meğerse gerçek gibi gördüğüm
Duygularım, hislerim, hayallerim kördüğüm.
Bir nadide kırmızı gül yolladım esene
Muhannet gözlerinde şimşek çaktı bu sene
Niyetin halis değil ve niyetin pak değil
Bu niyetle sevgili hakka varmak hak değil
Akıl ki kaybolunca mizan fizana gider
Fikir yarda sendeler, can bedende tın eder
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Ak Ölüm?
Ruhum ruha ram olmuş, kemiğe ete değil
Gam örgülü her bakış, bekleme ki yaz gelsin.
Sevdikçe sevdim ama gönülden öte değil
Kurumuş beyaz gülüm,'zemheri' ayaz gelsin.
Mehmet can pazarında, Mehmet suskun niçin de!
Mehmet bir mesaj yazar, gecenin tam üçünde
Mehmet mezar başında, Mehmet mezar içinde
Duaya kalksın eller, ardından niyaz gelsin.
Gönüller bayrak alı, sitemler karaçalı
Bir yanım yeşil koru, bir yanım mavi yalı
Muhabbet cemindeyim, etrafım yaren dolu
Kâinata göz gezdir, sivrisinek saz gelsin.
Gül şehrini seyreden aşığa plan kurar
Aşığın zara düşer, güllere seni sorar
Sırrın okyanusunda şifreyi sevgi kırar
İzzeti ikramına, beş bin kurban az gelsin.
Asalet boynu bükük, asilde maya küskün!
Doğada üç telaşa, güneş var aya küskün.
Ferhat Şirinden ayrı, çöller Leyla’ya küskün
Ak ölüm kara giyer, akıbet beyaz gelsin.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Yanıyorum
Narı cehennemden ateş almışım
Yanıyorum, tütüyorum olmuyor!
Bu ateşin sevdalısı olmuşum
Tükeniyor, bitiyorum olmuyor!
Aslımı aslına yetirdiğimde
Aslını aslımla bitirdiğimde
Aslımı aslında yitirdiğimde
Şakıyorum ötüyorum olmuyor!
Dünyanın bedeli nadir ki gülüm
Yürek paramparça, dert bölüm bölüm
Sonunda gam keder, sonunda ölüm
Doyumuna yetiyorum olmuyor!
Sakın bilmez deme kekik kokusu
Ağrılı belinde katran yakısın
Dökülmedi nasırların dokusu
Eriyorum, yitiyorum olmuyor!
Ne yarın garanti, ne bugün emin
Serveti yalancı, varlığı yemin
Arzuların arzusunu elimin
Tersi ile itiyorum olmuyor!
Hayali ıstırap, varlığı çile
Çilenin sırrını yükleyip dile
Her sabah taze bir başlangıç ile
Yeni baştan bitiyorum olmuyor!
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Öyle Ya
Zaman ki ne zaman, nasıl edersin
Kendiyle kavgalı olsun öyle ya!
Günahlar onunsa kime ne dersin
Akılı obadan alsın öyle ya!
Tanrı dağlarından inmiştir düze
Hoyrat bakışlarda gelmiştir göze
Sevda ki ne sevda olmuştur bize
Koy ver sevdalara salsın öyle ya!
Gözlerin içine saplansa da ok
Atarda tutanda, boşboğazlık çok.
Erler şehit olur haberleri yok
Bu düzen yıkılsın, solsun öyle ya!
Bacılar, kardeşler seslenin hele
Seslenin de nefes gitmesin yele
Bilin, biraz sonra kopar velvele
Söz ki düğüm düğüm dolsun öyle ya!
Siz dursanız bile gönlünüz durmaz
Gönlünüzde sen-ben, ikilik vurmaz
Gönül şüpheliyse cennete varmaz
“Git” de belasını bulsun öyle ya!
Yaşı kemalini bulduğu zaman
Hayali karlı dağ, umudu duman
Bilirdi ki kardeş, el olduğu an
Saçını başını yolsun öyle ya!
Sevgiyi nakşeder sözün, işlerin
Taşımak zor gelir yağar taşların
Deme ki “nedendir”? Gözde yaşların
Ağlamışım işte, n’olsun öyle ya!
Görülen şu gayret, görülen heves
Şairin şiirdir aldığı nefes
İster doluyla yağ, ister rüzgâr, es
Sen de benim gibi kulsun öyle ya!
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ