Ertuğrul Gazi
Türkü türkü,Türklüğe giden yolda
Söz oldu,ses oldu ERTUĞRUL GAZİ
Oğuz ellerinde yirmidört boyda
Koca Çınar oldu ERTUĞRUL GAZİ
Oğuz Han Mete’den dünü bugüne
Türkün savaşı benzer; toy, düğüne
Ötüken’den, Ergenekon dağına
Kutlu nefer oldu ERTUĞRUL GAZİ
Hayma ana,şeyh Edebali hocası
Altı yüzyıl tüttü ocak bacası
Mazlumu koru Osman’a ricası
Ateşte kor oldu ERTUĞRUL GAZİ
Gazi Alpler,dervişlerin yoldaşı
Boynu bükük yetimlerin haldaşı
Emri İslam’a düşmanın kindaşı
Hakk’a kılıç oldu ERTUĞRUL GAZİ
Yiğit yalın kılıç Türkmen beyleri
Töre kokar düğünleri toyları
Söğüt,Domaniç’te Kayı boyları
Bizans’a dert oldu ERTUĞRUL GAZİ
Önce toprak, sonra bayrak ülküsü
Karakeçeli aşiret türküsü
Tarihte namdır Kayı’nın öyküsü
Türk’e devlet oldu ERTUĞRUL GAZİ
Bir Garip benim; Özüm Kayı boyu
Kıyamet kopsa baki, Türk’ün soyu
Yörük ellerinde kutlansa toyu
Unutmam iz oldu,ERTUĞRUL GAZİ
Taner Nişancı
SEVİLEN ŞİİRLER Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Can YÜCEL
SEVİLEN ŞİİRLER
Yeşilay
düşmanlar içinde
içki en korkunnç düşman
bin dokuzyüz yirmide
yeşilay derneği ile
kurmuştur mashar osman
zehir tence öldürür
içkiler yavaş yavaş
kimi zehir öldürür
kimi gözden döker yaş
sofranda tek içkiye
yer ayırma arkadaş
yazar
M.NECATİ ÖNGAY
SEVİLEN ŞİİRLER
50 Yaş
Ne zaman baksam çevreme elli yıl sonra
Hep aynı gürdüklerim; bir keşmekeş, bir bozuk düzen
Bir lokma ekmek uğruna tükenmesi insanların
Yaşamak ve ölmek için hep aynı neden
Sefil doymazlık:ete, kana, paraya
Öylesi bir açlık ki eksilmeyen, bitmeyen
İnsan, ezebildiğince mutlu insan, oğul
Nereye gidersen git hep o tuzak, o dümen
Küçük hesaplarla kabaran büyük hesaplar
Ve değişmez çığlığı insanoğlunun: Ben, ben, ben!"
Sen yok musun? Onlar yok mu? Biz yok muyuz?
Nereye bu gidiş? Delicesine pupa yelken
Söyle neyi değiştirebilirsin ki tek başına
Yıldırırlar, sustururlar vururlar seni de hemen
Düşler bitmişse, gerçekler bir tokat gibi inmişse
Tek başına mutlu ol bakalım, olabilirsen
En güzeli sevmek diyeceksin insanları tümüyle
Usanmadan, bir şey ummadan, beklemeden
Ver, durmadan ver, eller uzanmış, baksana
Ver ki; kurulsun sofra, başlasın şölen
Bir yanda umutların, düşlerin, düşüncelerin
Bir yanda aldığını geri vermez koca bir evren
Bak! Bütün ağızlar yutmaya hazır seni
Bir noktadan, bir lokmadan başka nesin sen
Dönüp gerilere bakıyorum, bir de kendime
Elli yıl geçmiş, ha gün, ha yarın derken
Değişen birşey yok, bir şaşkın benden başka
İşte aynı yol, aynı kapı, aynı merdiven
Hani nerdeler? Kimi yitmiş kimi gitmiş dostların
Bir ak saçlı anan kalmış yolumu bekleyen
Sabah-öğle-akşam . . . Hep o tekdüze yaşam
Ve kırılmış bir kalple yorulmuş bir beden
İşte böyle geçti yıllar. bozbulanık
Ben sevdim, ben ağladım, başkalarıydı gülen
Ne zaman uzattıysam ellerimi, parçalandı
Mutluluk serseri bir mayındı denizlerimde yüzen
Ümit Yaşar OĞUZCAN
SEVİLEN ŞİİRLER