Eğitim Sitesi

Enes Bin Nadr Şiiri

Enes Bin Nadr

Uhud Savaşı…
Ve savaşın en kızgın anı,
Bedir’den sonra ikinci bir mağlubiyeti tadan müşrikler,
Gerisin geri kaçmakta idiler.
Fakat bu henüz kesin bir zafer değildi;
Dönemeyecekleri bir noktaya dek,
Müşriklerin takibi, savaşın gereğiydi.
Müslümanlar bir an bunu unuttular,
Ganimet toplamaya koyuldular,
Ve Ayneyn tepesindeki okçular,
Ne olursa olsun mevzilerini terk etmemesi gereken o okçular…
Savaşı kazandık diye heyecana tutuldular,
Verilen emri nisyan ile ganimete koştular.
Derken savaşın seyri değişti,
Güzide sahabe Mus’ab bin Umeyr şehadete erişti.
Meşhurdu onun Resûlullah’a benzerliği.
Onu şehit eden zannetti ki o Resûlullah idi;
Çıktı müşriğin biri dağ başına,
Muhammed öldürüldü diye başladı haykırışa.
Bunu duyan sahabeler düştü telaşa;
Resûlullah öldüyse,
Savaşmanın ne anlamı var?
Akıllarda şimdi bu düşünce var.

Ve savaşın seyrini değiştiren sahabe…
İşte Enes bin Nadr!
Atıldı savaş meydanına,
Haykırdı doya doya:
‘‘Öldüyse Resûlullah,
Bakidir Rabbimiz Allah!
O öldürüldüyse ne anlamı var yaşamanın?
Haydi onun şehit olduğu dava uğruna çarpışalım!
Ve biz de onun gibi şehit olalım!’’
Onun bu haykırışı,
Oldu mü’minlerin yeniden canlanışı.
Enes bin Nadr denize dalar gibi daldı,
Müşriklerin tam ortasına,
Kanının son damlasına dek çarpışmada kaldı,
Seksen kılıç ve mızrak darbesi aldı.
Savaş sonunda şehitlere bakıldı,
Enes’in kim olduğu anlaşılmadı.
Onu ancak kız kardeşi Rubeyyi
Parmağındaki bir işarete bakarak tanıdı.
Bu yüce kahramanı Kur’an övgüyle anlattı.

Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan

Yûnus KOKAN Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Yûnus KOKAN Şiirleri:

Hiç Rabbe Küsülür Mü?

Ey insan!
Nedir seni uzak tutan,
Sana her an tuzak kuran,
Secdeden alıkoyan?

Nefsini görme üstün!
Yoksa Rabbine mi küstün?

Peki neden küstün?
Bir hiçken, yok iken
Seni var ettiği için mi?
Taş yapmayıp,
Bitki yapmayıp,
Hayvan yapmayıp,
İnsan olarak yarattığı için mi?

Sana gözler, kulaklar
Dil ve dudaklar
Eller, ayaklar
Akıl ve kalp verdiği için mi?

Sana iştihalı bir mide verip,
Yeryüzünü de sofra gibi serdiği için mi?

Gözüne renkler âlemini,
Kulağına sesler âlemini,
Diline tatlar âlemini,
Bir sofra gibi serdiği için mi?

Hastalandığında şifa bulasın diye,
Yeryüzünü bir eczane suretinde yarattığı için mi?

Sevgiyi halk edip,
Sana da sevme kabiliyeti verdiği için mi?

Kâinatı bu derece sanatlı yaratıp,
Hizmetine sunduğu için mi?

Kâinatı bir saray gibi halk edip;
Güneş’i lamba,
Ay’ı kandil,
Yıldızları mumların yaptığı için mi?
Bu saraya çiçekleri halılar gibi serdiği için mi?

Peygamber gönderip, eğriyi doğruyu öğrettiği için mi?
Sana ebedi bir hayat lütfedeceği için mi?
Saymakla bitiremeyeceğimiz daha nice ihsan…
Secdeyi gerektirmiyor mu ey insan?

“Haklısın, secde edeceğim
Bu nimetler karşısında nankör olmamak için.”

Şair'ül İslam Yunus Kokan

Yûnus KOKAN

Mazlumun Tiryakı

Dizeler abdalı,
Kelimeler aptalı,
Mazlumun tiryakı,
Perdesizdir âhı.

Âşığın sîreti,
Mütebessim sûreti,
Kalbidir sûreti,
Sûretidir sîreti.

Gündüzün dostudur,
Karanlığın âşığı,
Gecenin müştâkı,
Hikmetedir iştahı.

Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan

Yûnus KOKAN

Her Şeyim Sen'sin

Andığım, yandığım
Hecemsin, dizemsin
Beyitim, şiirim
Her şeyim Sen’sin,
Her şeyim Allah.

Dilimde tesbihim,
Tesbihimde ismin,
İsminde hikmetim,
Her şeyim Sen’sin,
Her şeyim Allah.

Döner dururum,
Tefekkür huzurum,
Yolunda kulunum,
Her şeyim Sen’sin,
Her şeyim Allah.

Şâir’ül İslâm Yûnus Kokan

Yûnus KOKAN

Enes Bin Nadr Şiiri