Eğitim Sitesi

Eğitim Neferine Mektup Şiiri

Eğitim Neferine Mektup

İlk defa güçlük çekiyorum kalemimi oynatırken. İlk defa zorlanıyor kalemim, kağıda dansa kaldırmadan önce. Şu sımsıkı tuttuğum kalem varya öğretmenim, anımsatıyor bana bir eğitim neferinin amansız harplerini. Cehalete kalkan açmış nefere kelimelerle hitap etmek beni çok zorluyor öğretmenim. Beni çok zorluyor solmak üzere olan bir kardelenin hayat ışığına mektup yazmak. Defterinin her köşesine canım öğretmenim yazan o yavrucağın sevgisi dururken beni çok zorluyor içimdekileri anlatmak.

Koca bir gülistanda güneş misali parlıyor yüreğiniz. Siz çiçek ayrımı yapmazsınız öğretmenim. Kimi zaman güneşin bile unuttuğu, geçit vermez sarp dağlarla çevrili küçük bir köyde atar kalbiniz. Kışın ayazı diretirken insanı yaşamla ölüm arasında siz cahilliğin yüz tuttuğu bu dağ köyünde sobanın başında kardelenlerinizle açıyorsunuz küçük bir umutla. Cahilliğin hüküm sürdüğü başka bir yerde uçurumdan kurtarıyorsunuz kara duvak giydirilmek istenen körpe gelinleri. Siz alıyorsunuz çocuğun elindeki çoban sopasını. Ve yine siz bağlıyorsunuz o yavrucağı bir kurşun kalemle hayata. Lastik ayakkabılarıyla okula koşan çocuklara siz unutturuyorsunuz yokluğun verdiği acıyı sımsıkı sevginizle. Kimi zaman, hayatın dikenlerine takılmış çiçekler bitiyor yanınızda. Sizden öğreniyor ahlakı bu yontulmamış elmaslar. Sevginin paradan daha değerli olduğunu anlıyor çocuklar sevmeğe başladıklarında. Düşünüyorum da eğer siz olmasaydınız ne olurdu körpe fidanların hali, şu çınarlar yine meydan okuyabilir miydi zamana, çiçek açar mıydı ilkbaharda ağaçlar? Düşünüyorum da siz olmasaydınız yine meyve verir miydi genç nesiller? Eğer siz kendinizi feda edip de yanmasaydınız bir kandil misali, aydınlığa kavuşabilir miydi genç neferler cehaletin sardığı karanlık atlaslarda?

Söylemiştim ya öğretmenim, zorlanıyor gönül düşündüklerini ifade etmekte. Şimdi meyve verme yolunda ilerliyor bu karanlıktan kurtardığınız körpe fidan, yansıtıyor sizden aldığı ışığı körpe çiçeklere. Can suyu oluyor belki de geleceğin çınarlarına. Işığınızla büyüyen bu fidan varya öğretmenim, kapattı şimdi cehaleti kör zindanlara; umutla ilerliyor aydınlık bir hayat yolunda. Gül kokan ellerinizi öpüyorum sevgiyle, aydınlık yarınlarda görüşmek dileklerimle.

Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer BAĞCI Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ümit Zafer BAĞCI Şiirleri:

Kabir Hayatı

Belki coşar çiçeklerle mezarının üstü

Mezarına her çeşit kuşlar konar

Belki mehtap geceleyin selam yollar

Ama yok ki ölümün lüksü



Çeşit çeşit otlar biter toprak olmuş bedenden

Kafasını çıkarmış, serseri yılan kefenden

Çığlık atsan neye yarar, haykırsan neye

Çoktan çıktı senin canın, bu çürümüş bedenden



Kaçmak ister belki canın, o sonsuz zindandan

Kazmaya çalışırsın toprağı, eser kalmaz tırnaktan

Ümidin olmaz senin, ne dünden ne yarından

Tek derdin kurtulmaktır o koca hicrandan



Adın yazar büyük harfle o musalla taşında

Yavruların öksüz kalmış, ağlar resmin başında

Senden kalan tek ceketi annen basar bağrına

Elin açmış eşin dostun cenaze namazında



Soru sorar münker nekir, kimden alacaksın kopya

Cevap anahtarın imandır, çaldı onu senden dünya

Bir zevk uğruna değdi mi bu işkence ruhuna?

Şimdi tövbe etme, sor nedenini şeytana

Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer BAĞCI

12 Yıldır Biz

A, B ,C ... İle başladık biz bu yola

Evde oyun varken neden giderdik ki okula

Ali'yi hep ata baktırdık, emel hiç çıkmadı dışarıya

Işık dünyanın en sağlıklı insanı, bak süt içiyor hala



Bir karış boy vardı, bir de suluk, mavi önlük

Daha kalem tutamazken okumayı söktük

Farklıydık o zamanlar saf, cesur, tam dört dörtlük

Aşkın utangaç yüzünü ilk okulda gördük



Farklıydı her zaman bizim için ilkler

İlk karne, ilk dostlar, ilk sevda, ilk düşler

Daha orta okula geçmeden takıldı gözlükler

Farklıydı işte o ilk okullu günler



Orta okul nasıl geçti hiç anlamadık

Liseliye çıktı adımız oralı bile olmadık

Eğlendik, dövüştük, hep okulu astık

Sene sonu gelince beyaz bayrakla dolaştık



Liseliydik, deliydik, beş kuruşsuz gezerdik

Otobüste büyüğe yerimizi verirdik

Delikanlı olsak da hiç küçüğü ezmedik

Çiçek ayrımı yapmaz papatyayı severdik



Geldi çattı sonunda üniversite telaşı

Sınavdır, strestir, bir de tercih belası

Oku oku ey gardaş hani bunun faydası

Bir milyon kişiden kim takacak alyansı



Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer BAĞCI

Eğitim Neferine Mektup

İlk defa güçlük çekiyorum kalemimi oynatırken. İlk defa zorlanıyor kalemim, kağıda dansa kaldırmadan önce. Şu sımsıkı tuttuğum kalem varya öğretmenim, anımsatıyor bana bir eğitim neferinin amansız harplerini. Cehalete kalkan açmış nefere kelimelerle hitap etmek beni çok zorluyor öğretmenim. Beni çok zorluyor solmak üzere olan bir kardelenin hayat ışığına mektup yazmak. Defterinin her köşesine canım öğretmenim yazan o yavrucağın sevgisi dururken beni çok zorluyor içimdekileri anlatmak.

Koca bir gülistanda güneş misali parlıyor yüreğiniz. Siz çiçek ayrımı yapmazsınız öğretmenim. Kimi zaman güneşin bile unuttuğu, geçit vermez sarp dağlarla çevrili küçük bir köyde atar kalbiniz. Kışın ayazı diretirken insanı yaşamla ölüm arasında siz cahilliğin yüz tuttuğu bu dağ köyünde sobanın başında kardelenlerinizle açıyorsunuz küçük bir umutla. Cahilliğin hüküm sürdüğü başka bir yerde uçurumdan kurtarıyorsunuz kara duvak giydirilmek istenen körpe gelinleri. Siz alıyorsunuz çocuğun elindeki çoban sopasını. Ve yine siz bağlıyorsunuz o yavrucağı bir kurşun kalemle hayata. Lastik ayakkabılarıyla okula koşan çocuklara siz unutturuyorsunuz yokluğun verdiği acıyı sımsıkı sevginizle. Kimi zaman, hayatın dikenlerine takılmış çiçekler bitiyor yanınızda. Sizden öğreniyor ahlakı bu yontulmamış elmaslar. Sevginin paradan daha değerli olduğunu anlıyor çocuklar sevmeğe başladıklarında. Düşünüyorum da eğer siz olmasaydınız ne olurdu körpe fidanların hali, şu çınarlar yine meydan okuyabilir miydi zamana, çiçek açar mıydı ilkbaharda ağaçlar? Düşünüyorum da siz olmasaydınız yine meyve verir miydi genç nesiller? Eğer siz kendinizi feda edip de yanmasaydınız bir kandil misali, aydınlığa kavuşabilir miydi genç neferler cehaletin sardığı karanlık atlaslarda?

Söylemiştim ya öğretmenim, zorlanıyor gönül düşündüklerini ifade etmekte. Şimdi meyve verme yolunda ilerliyor bu karanlıktan kurtardığınız körpe fidan, yansıtıyor sizden aldığı ışığı körpe çiçeklere. Can suyu oluyor belki de geleceğin çınarlarına. Işığınızla büyüyen bu fidan varya öğretmenim, kapattı şimdi cehaleti kör zindanlara; umutla ilerliyor aydınlık bir hayat yolunda. Gül kokan ellerinizi öpüyorum sevgiyle, aydınlık yarınlarda görüşmek dileklerimle.

Ümit Zafer Bağcı

Ümit Zafer BAĞCI

Eğitim Neferine Mektup Şiiri