Eğitim Sitesi

Dut Ağacı Şiiri

Dut Ağacı

Kale içerisindeydi asıl soyun,

Dört kolun vardı, dört yana uzardın.

Yüksek değildi, kısacıktı boyun,

Şöyle böyle üç dört metre kadardın.



Arkadaşın yoktu,çevren bomboştu,

Denize yüz adım mesafedeydin.

Üzümsü meyven ne kadar da hoştu,

Bağdaki dutun yavrusu gibiydin.



Meyvelerin kankırmızı, kapkara,

Her gün biraz daha olgunlaşırdı.

Koşar uzanırdık yüklü dallara,

Kanın üstümüzde iz bırakırdı.



Çok kere dayak yerdik annemizden,

Üstümüz başımız kirlendi diye.

Yine de gelir, vazgeçmezdik senden,

Sen de bizi beklerdin o tepeye,



Van gölü, altın kumsal ve kara dut,

Bizim için asla vazgeçilmezdi.

Geldi geçti kalmadı eski umut,

Çocukluğun verdiği bir hevesti.



Son gördüğümde bir dalın kalmıştı,

Kurumuş, hayalete benziyordun.

Yıllar herşeyi elinden almıştı,

Derdin belli, geçmişi özlüyordun.



Ne üzülürsün canım dut ağacı,

Dünyaya kazık çakamazsın ya.

Bilirim dostlardan ayrılmak acı,

Olsun, sonunda toprak olmak varya.



İşte o zaman başka bir varlıkta,

Canlanır birleşen hücrelerimiz.

Uzak değil belki de çok yakında,

Seninle yeniden bütünleşiriz.

Ahmet ALPTEKİN Şiirleri

  

arslan budagav çok iyi 2005-02-21

Yazılan son 1 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 1 yorum yazılmış.

Benzer Ahmet ALPTEKİN Şiirleri:

Bizim Elin Yazı Gelmiştir

Komşular toplanmış yaylaya çıkar,

Şimdi bizim elin yazı gelmiştir.

Ozanlar oturmuş türküler yakar,

Meclisler kurulmuş sazı gelmiştir.



Mor çiçekler açar Gelintaşı’nda,

Nane kekik kokar ayran aşında,

Sofralar kurulur pınar başında,

Ağızların tadı tuzu gelmiştir.



Oğlaklar oynaşır serin yaylada,

Düğün dernek vardır şimdi sılada,

Ekinler boy verir taşlı tarlada,

Koyunlar meleşir kuzu gelmiştir.



Irmaklar kabarır yatağın yıkar,

Avcılar bu mevsim dağlara çıkar,

Kınalı keklikler avcıdan bıkar,

Kaçar ak tavşanlar tazı gelmiştir.



Göçmen kuşlar şimdi geri dönmüşler,

Ağaç bulup, yuva yapıp örmüşler,

Geçen gün gidenler hepsi görmüşler,

Van Gölü’ nün turna ,kazı gelmiştir.



Dağlar lale sümbül nevruz bitirmiş,

Yavru ceylan anasını yitirmiş,

Postacı yarimden mektup getirmiş,

İçim yanar durur sızı gelmiştir.



Ahlat çağırır Süphan’ dan, Nemrut’ tan

El eylemiş çağırır bütün yurttan,

Müjdeli haberler var kuştan, kurttan,

Gurbet elden oğlu, kızı gelmiştir.

Ahmet ALPTEKİN

Sitem

Ufkumu sardı kapkara bulutlar

Söndü gitti o güzelim umutlar

Kötüler toplanmış halay başına

Ben kan ağlarım, onlar bayram kutlar.



Sormayın gardaşlar yaram derinden

Yoruldum, sıkıldım, bıktım ilinden

Kargalar anlamaz bülbül dilinden

Mor güller kahrolur, kozalar patlar.



Sabır taşım çatladı beklemekten

Gurbet ellerinde hasret çekmekten

Bizlere pay düşer mi hiç gülmekten

Acılarım artar, dertlerim katlar.



Bunca yıldır verdiğimiz emekler

Kimler, kimden, nerde ,bilmem ne bekler

Bir söz ile kırılırmış yürekler

Gönüller burkulur, sineler çatlar.


Ahmet ALPTEKİN

Gül İle Bülbül

Gamze dediğin yanakta iki çukur,

Mutluluktan gülerken gül açarmış.

Seherde aşık sevdiğini bulur,

Kanatlanıp kuş misali uçarmış.



Bülbül bir gül ile gül bahçesinde,

Türküler yakar acı var sesinde,

Gül eser, gül kokar, gül nefesinde,

Güler güler, durmaz yine kaçarmış.



Gül, bülbülü şakımaktan yorunca,

Seher yeli mola verip durunca,

Kızgın güneş gül fidana vurunca,

Utanır pembe gül, al al açarmış.



Gülistanda güller açar gülerken,

Koşar gelir bülbül her sabah erken,

Yeni bir sevgili bulayım derken,

Bülbül gülsüz, gül bülbülsüz yaşarmış.



Bülbülün sevdası düşer de dile,

Şen sesiyle öter durur, susmaz bile

Mor menekşe, bir bülbüle, bir güle,

Garip garip, bakar durur, şaşarmış!

Ahmet ALPTEKİN

Dut Ağacı Şiiri