Eğitim Sitesi

Derdin Öğretmenim Şiiri

Derdin Öğretmenim

Sevin çocuklar birbirinizi

Hepiniz kardeşsiniz derdin.

Kırmayın sakın birbirinizi

Kalp kolay yapılmaz derdin.



Okumayı yazmayı öğrettin bize

Sevmeyi sevilmeyi öğrettin bize

Vatanı birlikte yüceltelim derdin

Hep güzel şeyler öğrettin bize.



Şanlı tarihimizi öğrettin bize

Bir eser de siz bırakın vatana derdin

Çok şehit verdik, vatan için derdin

Vatandı, milletti, bir de biz idik bütün derdin.



Okulda derdimizle sen ilgilenirdin

Bizi lâyıkıyla sen yetiştirdin

Nasıl öderiz öğretmenim, hakkını senin

Anamın, babamın bir de öğretmenimin

Hakkını asla ödeyemem derdin.



24 Kasımlarda değil, her zaman

Anıyorum öğretmenim seni

Unutulmak istemeyen, eser bıraksın derdin

Yurdun her köşesinde eserin var senin.

Vatandı bütün derdin, biz idik bütün derdin.



Şimdi senin eserlerin de, senin izinde

Bir hedefin olsun derdin senin de

Vatana lâyık olmak benim hedefimde.

Seni unutmadım, unutamam öğretmenim

Seni unutmadım, unutamam öğretmenim.



Ahmet YÜCEL

18 Kasım 2009

Ahmet YÜCEL Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ahmet YÜCEL Şiirleri:

Yüreği Sevgi Dolu Ayşe Kızım

Beş yaşlarında bir kız çocuğu,

Bir gün haberleri izlerken televizyonda,

Afrika’daki aç, cılız çocukları görür,

Onların hâline çok üzülür,

Odasına geçip ağlar, ne yapacağını düşünür.



Mutfaktan ekmek alıp doğrar ve kırıntıları,

Televizyonun üzerindeki ızgaradan atar,

Ne zaman evde kimse olmasa tekrarlar,

Yüreği sevgi dolu bu kız çocuğu,

Yaptığı bu işle mutlu ve huzurludur.



Bir gün televizyon bozulur,

Eve tamirci çağırılır,

Televizyonu açıp bakınca usta,

Der bunun içi ekmek kırıntısı ile dolu,

Anne, baba hayretle bakar.



Tamircinin yanında, evin neşesi Ayşe’ye,

Bağırır çağırırlar, çok kızarlar,

Sonra annesi der niye böyle yaptı acaba?

Ayşe ile konuşur, Ayşe’yi dinleyince annesi,

Pişman olur, bağırıp çağırdığına.



Ayşe’ye sarılıp ağlar annesi,

Bağışla bizi kızım der,

Dinlemeden, sormadan kızdık sana,

Yüreği merhamet, şefkat dolu kızım,

Sana vakıfları anlatayım.



Kızım, senin gibi düşünen,

Yürekleri sevgi dolu, iyi insanlar,

Bir araya gelerek, vakıflar kurdular,

Kimi yolda kalmışa, kimsesize,

Kimi açlara, yoksullara el uzattı.



Tok, açın hâlini bilmeli,

İnsan insanı hep sevmeli,

Bugün sana, yarın bana demeli,

Okumak isteyene yardım etmeli,

Vakıfların görevini böyle bilmeli.



Ayşe kızım karar verdi,

Ben de vakıflar için çalışacağım, dedi,

Annesi sana da bu yakışır kızım, dedi,

Daha ilköğretimde okurken,

Bir vakıfta görev aldı.



Her zaman insanlara hizmet etti,

Pek çok çocuğu okuttu,

Öksüze, yetime anne oldu,

Evsizlere ev, işsizlere iş buldu,

Çalıştığı vakfa müdür oldu.



Çoğu zaman yardımları,

Kendi maaşından karşılardı,

Yüreği sevgi dolu Ayşe, mutluydu,

Yaptıklarını yeterli göremiyordu,

Kız çocuklarının okumasını istiyordu.



Biliyordu ki, kız çocukları merhametliydi,

Hepsinin yüreği sevgi doluydu, şefkatliydi,

İşte bunun için okumalıydı kız çocukları,

İsterse çalışmasınlar ama yine de,

Okumuş, bilgili birer anne olsunlar.



“Haydi, kızlar okula!”

Bu kampanyayı duyunca,

Çok sevindi Ayşe, gözleri doldu, ağladı,

Vakıf olarak bu işe gönül vermişti ya,

Bütün yurda yetmiyordu vakfın gücü.



Üç beş hayırseverin yardımları vardı,

Onunla en iyi hizmeti yapmaya çalışıyordu,

Bazen yardıma muhtaç birini gördüğünde,

Vakıf parasından harcamaya kıyamıyordu,

Kendi maaşından karşılıyordu.



Bir gün Ayşe’nin vakfındaki muhasebe müdürü,

O gün ödenmesi gereken borçları için,

Beş gün sonra maaşından vermek üzere,

Vakıftan borç almak istediğini söyledi,

Ayşe çok üzüldü, muhasebe müdürü iyi insandı.



Beş gün yaşayacağının senedi mi var?

Vakıf malından borç almak hangi kitapta yazar?

Yirmi beş günlük ücretini al ve görevi bırak,

Borç alsan, bir gün sonra ecel gelse, ne olacak?

Vakıf malında, tüyü bitmemiş yetimin hakkı var.


Ahmet YÜCEL

Bir Buğday Tanesi

Sultan Süleyman kuşları çağırmıştı,

Bir tanesi zamanında gelemedi.

Sultan Süleyman öfkelendi,

Emrime karşı mı geliyorsun?

Seni cezalandırayım da gör, dedi.



Kuş, Süleyman’a dedi ki;

Sen koca bir sultansın,

Cinler, rüzgârlar emrinde senin,

Benim gibi bir kuştan ne istersin?

Dilersem yıkarım saltanatını senin.



Sultan Süleyman dedi ki;

Ey kuş, bu küçücük halinle,

Nasıl yıkacakmışsın saltanatımı?

Kuş dedi, ey sultan kendine güvenme,

Tacına, tahtına, gücüne güvenme.



Yakın şehirde bir vakıf var,

Kimsesizlere yardımı var,

Yolda kalmışa, garibe, yoksula,

Öksüze, yetime yardımı var,

Vakıf için ekilmiş bir tarlası var.



Uzatma ey kuş dedi Süleyman,

Bunun bizimle ne ilgisi var?

Ey Süleyman dedi kuş, beni dinle,

Şimdi uçup gider, vakıf malı tarladan,

Bir buğday tanesi, kapıp gelirim.



Ne olacak ki, bir buğday tanesinden?

Diye sordu sultan Süleyman.

Ey sultan, dedi kuş,

Bu buğday tanesi vakıf malıdır,

Senin malının içine atarım.



Bu buğday tanesi vakıf malıdır,

Bunda kurdun kuşun hakkı var,

Fakirin, yoksulun, kimsesizin hakkı var,

Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var,

Bu buğday tanesi saltanatını yıkar.



Ahmet YÜCEL (10.04.2006)

Ahmet YÜCEL

Ben Bir Öğretmenim

Ben bir öğretmenim

Sevgiyi, sevmeyi öğretirim çocuklarıma,

Kini, öfkeyi nefreti değil.



Ben bir öğretmenim

Dostluğu, kardeşliği öğretirim çocuklarıma

Dövüşü, kavgayı, savaşı değil.



Ben bir öğretmenim

Okumayı, yazmayı, küçükleri korumayı

Konuşmayı dinlemeyi, büyükleri saymayı

Öğretirim çocuklarıma.



Ben bir öğretmenim

Sevgiyle, bilgiyle sularım çiçeklerimi

Ve bu güzel çiçeklere

Cumhuriyeti kuran Atatürk’ü öğretirim.



Ben bir öğretmenim

Ve öğretirim çocuklarıma

Ülküm vatanı yüceltmektir.





Ben bir öğretmenim

Çiçektir diyemem çocuklarıma

Çiçeklerden güzeldir bütün çocuklar,

Ve öğreteceğim çocuklarıma

İyilikten güzellikten yana ne varsa.


Ahmet YÜCEL

Derdin Öğretmenim Şiiri