Eğitim Sitesi

Delikanlım... Şiiri

Delikanlım...

Sancı sancı üstüne... bugün yarına gebe

Kimi muştu bekliyor... kimi hala körebe

Çatlamış dudaklara... Kevserden kana kana

Yevmu'l beter! diyenler.. şaşıyor bu ihsana

Hakk yola adım atan rahmetle sarmaş dolaş

Nice gözlerde perde... canlanıyor kesik baş!

Sen bu kutlu yol için, and içen delikanlı!

Sen Nebî'den müjdeli, Kur'an ile nişanlı...

Yürü soluk soluğa; top senin çevkan senin!

Doğsun hakikat nûru, dinsin âhuzâr, enîn!

Dilinde zikr-i tevhid, sinende aşk-ı cihad!

Mü'minlerin bayramı, şimdi panikler ilhad!

Vesile-i necâtın râm ol kutlu bir ere!

Yol uzun, yolcu yaya, tek varılmaz makbere!

Uykuyu, tembelliği bırak ve durma yürü!

Ukbâda sunamazsın! bahane ve özürü...

Sen gözümün ferisin, sırtla bu ağır yükü

Hedef Allah davası, dava en kutlu ülkü!

Bu yolda ölen şehid; bu yolun derdi; derman

Çile; keffaret suça; kader değişmez ferman!..

Mehmet Ali KULAT Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Mehmet Ali KULAT Şiirleri:

Niyazım...

Su akmaz, çeşme kuru, toprak semaya inat;

Döndüm geriye baktım; zâyi olmuş bir hayat...

Nice suç, nice cürüm... İlâhi! bittim gayri

Öyle daldım ki şerre, göremez oldum hayrı

Günahlar zehirli ok; sinem hep delik deşik

Lakin, yok başka kapı; var mı başka bir eşik?

Câhilim; cehlim bilmez- bir şey sanırdım kendim;

İmtihan dünyasında kaybettim ve elendim.

İlâhî!.. rahmet eyle! susuz kalmış bu çöle...

Niyâzım! lutfedesin, Afv-ü ihsan, bu kula!

Huzuruna gelmişim, günahkâr; yüzsüz yüzüm;

Peşim dolu cürümle, hakikate kör gözüm.

Ah Sultanım, Efendim! İşte kulunun hâli...

Üstelik hâlin bilmez, sanır kendini velî!

İlâhî; Gaffâr, Settâr, Hayy, Rahman, Rahim, Kerim;

Sultan-ı Ebed-Ezel! Merhametin dilerim!..

Mehmet Ali KULAT

Akdoğuş Muştucusu...

Zonkluyor şakaklarım; dertlerim, hece hece...

Ne gün? Nasıl? Ne zaman? İç içe bir bilmece

Gözlerim AKDOĞUŞ'u bekliyor gündüz gece

Yetiş!.. bugün ben sana her günkünden muhtacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Bu şerefli ümmetin, sahibini buluşu...

Felaketler asrında yeniden var oluşu!..

Müjde verdin UHUD'da bu yeniden doğuşu...

Nolur artık himmet et!.. Ah! Sultanım baştacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Rabb'imin rahmetiyle biliyorsun ahvâli...

Liyakatim yok, zahir... Senin himmetin âli

Aşamadım bir türlü, mazeret; kıylu-kali...

Kurban olam yoluna, Sensin benim ilacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ağlar; Mescid-i Aksâ, lakin; bir Ömer gerek

İmanla dolu sîne; sevdayla dolu yürek!

Müjdeyi Sen vermiştin; KARDEŞLERİM! Diyerek

Muştuna muhatap kıl!.. çaresizim muhtacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Günahlarım dağ gibi, inlerim sızım sızım...

Çeçenistan, Türkistan, her biri alınyazım

Kur'an'da FETH-İ MÜBÎN!.. belki... ben sabırsızım

Ah! Pişdâr-ı pürşüvâm, ah! Sultanım, baştacım,

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ümit; değişmez katık: gözyaşı sofrasında...

Velî'nin muştusu var, ümidin arkasında

Başım Rabb'e secdede... elim aşk halkasında

Ben gedâyım SEN SULTAN! Affet beni baştacım

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Altın Nesil gelmede tüllenmede yamaçlar...

Bu ısmarlama nesle tüm insanlık muhtaçlar

O gelince doyacak; garip, yetim ve açlar!

Beni de kabul eyle! Derde derman; ilacım!

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Ahirzaman Garibi! Nûrun has şakirtleri

Kur'an'a hadim olmak, tek biricik dertleri

Bu geliş korkutmakta; şimdiden nâmertleri

Varlığın varlık sırrı; himmet eyle; baştacım!

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Zamanın söz sultanı; sevdalın önlerinde

Rahmetin ifadesi; gözyaşı gözlerinde...

Zamanı durduracak bir iksir sözlerinde

Beni de dahil eyle! Âl-i himmet, baştacım

Peygamberim, Efendim, Müjdecim, Kurtarıcım... (SAV)

Mehmet Ali KULAT

Ümit Nesline...

Bir duygu gönülde; bir fikir serde...

Davâ omuzda yük! Konmuş kaderde

Bu düşünce ile mü'min her yerde...

Şuurlu, iz'anlı, gayretli gerek...

Sabır kadehinden; çile içerek!

Aşk bu, sevdâ bu, yar bu, yâran bu!

Bir kılıç ki kında, paslı duran bu

Ayaklar altında şanlı Kur'an bu!

Öpmek ve kaldırmak, yüceltmek gerek

Pazular taş gibi, dağ gibi yürek!

Ah ümit! ah arzu! vuslât-ı yâre

Bir ilaç ki onulmaz dertlere çare

Son versin; insafsız bu âhuzâre

Hem hasbî, diyergam! Hem sıddık gerek

Bu yolun derdine; derman! Diyerek

Hayat, ölüm, zaman, izâfî bütün

Alem pür neşeli, mü'minler üzgün

Müslüman yurdunda Müslüman sürgün

Silkinip kalkmalı, coşmalı gerek

Hakkı kaldırmalı; küfrü ezerek!...

Varlık, yokluk, şekil... netice ölüm!

Yeter bunca zillet! Yeter be gülüm!

Ben ki en şerefli Rahman'a kulum

Başka kullukları atmalı gerek

İman kalesine; mermerden direk!..

Yürek alev alev; gönülde ak-kor

Ütopya değil bu; bilirim çok zor

Nâdanlar hal bilmez, baksa da hor hor

Kınayan kınasın, durmamak gerek...

Omuzdaki yükü cevher bilerek.

Mehmet Ali KULAT

Delikanlım... Şiiri