Yıllar önce,
Bir zindan kurdum gönül kal’emde
Ördüm nefretle, duvarlarını
Dokudum kinle, surlarını
Sonra
Sararcasına bir yarayı
Mahkum ettim sevdayı:
Buğulu gözlerimle
Sûzinak destanlar içinde....
...
Nasıl çarparsa dalgalar yara
Vurdukça vurdu zaman
Köhneyen duvarlara,
Unuttum sandığım sevda
Yüklendi surlara.
Ardından
Güzelim hücrem
Sayende
Yaşadı bir yeşil deprem,
Ne sur kaldı , ne duvar
Yıkıldı demir kapılar;
Şimdi
Bir büyük firar var:
Canlar koparıp da canımdan
Kaçtı sevda,
gönül zindanımdan...
Burhan KADAH