Bahar
Bahar gösterirse gerçek yüzünü
Ağaçlar çıldırır rengarenk doğa
Sevgi yeşerirken atar hüzünü
Yüreklerde coşku döner çocuğa
Doğa tahrik eder insanı içten
Kuşlar cıvıl cıvıl öter sevinçten
Alçalır yükselir bakarsın hiçten
Kanat çırpar martı çığlık çığlığa
Yeşile bürünmüş tonda dalgalar
Müziğin ritminde Fonda dalgalar
Yiter kıyılarda sonda dalgalar
Beyaz köpüklerle soluk soluğa
Erguvan rengine dönmüş tepeler
Hava sıcak bazen yağmur sepeler
Ana baba kardeş komşu bebeler
Olta elde kimi gider balığa
Zaman geçer yerde çiçek derbeder
Yağmurla dereye denize gider
Bilemezsin bahar bir elveda der
Yaza doğru çıkarken yolculuğa
Ahmet CANBABA Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Derviş Olursun
DERVİŞ OLURSUN
Sermayen tasavvuf, fıkıh bir çok bilgi tararken
Meczuba duyulan gerçek kinde derviş olursun
İspatı yok soyut kavram, nefsinde Rab ararken
Bilimin içinde değil dinde derviş olursun
Kem gözle bakma kimseye ruhu içinde karat
İmanınla ameline geçit verecek sırat
Sabrına sabır katıp ta derdini içine at
İçinden kendi kendini yende derviş olursun
İlahi kudretten yana ibadeti seçerek
Minnet ettiğin kim varsa şevkle zemzem içerek
Rabbin dostluğuna mazhar olup ta el açarak
Kurgu yap gönlünden bir aşk sun da derviş olursun.
Halkın iltifatı şerden nefsini ayrı korda
İçindeki insanlığı arayıp bulan zorda
Helal rızıkla beslenip huşu içinde birde
Allah katında Resulü anda derviş olursun
Söz bilmezsen sözün geçmez ne sakal ne bıyıklan
Umman bile olsa geçer ermiş derviş kayık lan
Herkesin yükünü yüklen ne küçül ne büyüklen
Kölenle deve sırtına binde derviş olursun
Nefsine şefkati yükle güçsüz takımı gözet
Sorgulamak ne haddine Rabbe imandır özet
Yoksul gez yoksulu doyur her an Allahtan söz et
Zenginsen fakir aşına banda derviş olursun
AHMET CANBABA
Ahmet CANBABA
Zaman
Saat tik tak eder zamana karşı,
Zaman başkaldırır saat içinde.
Şimdi keyif saati der kimi
Mutlu olmak var
Yarına kadar.
Senin için sakladığım
Birkaç iyi günüm var yaşamımdan
Zora gelince kullan yaşa.
Senin için duruyor sevgilerim içimde
Kimseye vermediğim.
İçimde sakladığım umudum senin için.
Hep çalışmak zannettik yaşamayı.
Biraz az giyinirdik
Biraz daha az yer içerdik
Daha çok sevmek için birbirimizi.
Biraz daha çok zaman ayırmak için
Az kullanırdık kötülüklerde zamanı.
Az acılar çekerdik ıslak bakışlardan.
Bizi terk ederken zaman
Şefkati katılaştırdı yüreklerde.
Ne zaman nüksederse sancılarım
Saatleri sancılarımdan anlarım.
Kanatırcasına ısırıp dudaklarımı,
Uykularımda tutunurum hayata.
Nasıl bir zaman dilimindeyiz
Gidilemiyor yolsuzluğun üstüne
Rüşvetin, irtikabın,
Yağmurun, çamurun, selin.
Geliyor üstümüze savulun
Eziliyor altında kalan.
Bir başarabilsek diyorum temiz kalmayı.
Zamanın yönünü bulun.
Zamanın rengi şafakta nasıl?
Doğuyor üstümüze renkler.
Kimi gün yeşil, kimi gün kırmızı.
Kimi gün karanlıklar taşır.
Gün dağlardan battığında
Zaman ayıbı gölgeler.
Zaman takvim
Takvim yaprak yaprak acı
Zaman artı, zaman eksi.
Bizden önce gelenler soymuşlar zamanı.
Zaman aç,
Zaman perişan,
Zaman çıplak,
Zaman üşüyor.
Ne yapalım bizlere
Böyle bir zamanda
Yaşamak düşüyor.
Ahmet Canbaba
Ahmet CANBABA
Anneme
Şarkı olmuşsun dilde yaşarsın çok gönülde
Bağışla suçlarımı bana ne olur gül de
Hiç yok ki düşlerimde son gününden bir anım
Yalnızca bizim için yaşamana hayranım
Karınlık iç dünyamda bitiyorsun gel
Çok özledim burnumda tütüyorsun gel
Ah!... Anneciğim.
Yokluğun sevda olmuş büyüyerek içimde
Sana olan sevgimi arayayım ben kimde
Beyhude yakınmalar nafile bu çırpınış
Geriye senden bana yalnız bir resmin kalmış
Karınlık iç dünyamda bitiyorsun gel
Çok özledim burnumda tütüyorsun gel
Ah!... Anneciğim.
Kızman severmiş gibi darılmansa bir sitem
Girer misin rüyama arzu etsem istesem
Kulaklarım çınlıyor beni mi anıyorsun
Bir cennette belki de bizle uyanıyorsun
Ahmet CANBABA