Eğitim Sitesi

Aşkın Ateşine Yaktın Yandırdın Şiiri

Aşkın Ateşine Yaktın Yandırdın

Aşkın ateşine yaktın yandırdın
Bir leylâya mecnûn ettin sen beni
Harab ettin viraneye döndürdün
Bir ikrara medyûn ettin sen beni

Al yazma bağlayıp siyah saçına
Mor güller takmışsın zülfün ucuna
Kor ateş düşürdün benim içime
Bir rüyaya meftûn ettin sen beni

Her sabah bekledim çıkıp yollara
Bu sevda yüzünden düştüm dillere
ölmedikçe vermem seni ellere
Bir hülyaya mahbus ettin sen beni

Merhamet etmedin gözüm yaşına
Ağustosta kar yağdırdın başıma
Ömrümü harcadım boşu boşuna
Bir sevdaya mahkûm ettin sen beni

Fehmi Eskin (Sükûti)

Fehmi ESKİN Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Fehmi ESKİN Şiirleri:

Gel Dolanma Yeryüzünde Rotasız Gemi Gibi

Gel dolanma yeryüzünde rotasız gemi gibi,
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır
Yeri göğü yeratan var, O’ dur gerçek sahibi
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır


Ey kardeşim sormaz mısın niçin geldin aleme,
Akıl almaz bu düzenin acaba manası ne,
Varmak için bir yol bulup; bu sırrın gayesine
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır


Nice varlık vücut buldu bir küçücük zerreden
Ne hayatlar geldi geçti bu koca yer küreden
Tüm ne varsa yok edecek, birgün; onu var eden
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır


İbretle okursan eğer kâinatın dilini
Her bir şey anlatır sana bir Kur’an ayetini
Dalâletin pençesinde âciz etme kendini
İlme sarıl Hakk’ka ram ol, kurtuluşun ondadır


Mâsivaya kulluk edip; düşme sakın gaflete
Ki Kur’anı rehber edin, varmak için devlete
Rızkını veren Allah’tır, minnet etme zillete
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır


Batılı hakikat bilip ,küfrü maharet sanma
Takdire bahane bulup ; bahtın narına yanma
Dön yüzünü Kıblegâha, başka yöne aldanma
İlme sarıl Hakk’ka Ram ol, kurtuluşun ondadır

Fehmi ESKİN


ZİLLET :Aşağılık, horluk, hakirlik, alçaklık. a. Hor görülme, aşağılanma.
MİNNET : İyiliğe karşı duyulan şükür hissi. Yapılan bir iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, gönül borcu:*
MASİVA :O’ndan gayrısı. (Allah'tan) başka her şey hakkında kullanılan tâbirdir) Dünya ile alâkalı şeyler.
RAM : İtaat eden, boyun eğen, itaatli
ZERRE : Pek ufak parça. * Atom. * Çok küçük karınca. * Güneş ışığında görünen ufacık tozlar.
KÂİNAT :Var edilen şeylerin hepsi. Yaratılanlar. Mevcudat. Âlemler.
DALÂLET : Sapınç, sapkınlık. Şaşkınlık, doğru yoldan ayrılma. İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak.
ÂCİZ : zavallı. Beceriksiz. Eli ermez. Kabiliyetsiz. Gücü yetmez olan.
GAFLET : Aymazlık. Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık. En mühim vazifeyi düşünmeyip, Cenab-ı Hakk'a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmak. Nefsine ve hevesâtına tâbi olarak Allahı ve emirlerini unutmak.
REHBER : Yol gösteren, kılavuz. Mürşid
DEVLET : 1. Büyük mutluluk. 2. Kut, talih. 3. Büyük aşama, onur, mevki.
HAKİKAT: Bir şeyin aslı ve esâsı. Mahiyeti. Gerçek. Doğru. Sahih. Künh. Sâbit ve vâki. * Kadirbilirlik. Sadâkat, doğruluk. Kâinat ve tabiat ve uluhiyet hakkında bütün teşbih ve mecazlardan âri ve zâhir olan gerçek
BATIL: Hakikatsız, hurafe. Hak ve doğru olmayan, yalan. Şartlarını yapmamakla kabul olmayan ibadet ve muâmele.
KÜFR: Allaha inanmamak. Hakkı görmemek. İmansızlık. * Allaha (C.C.) yakışmıyan sıfatlar uydurmak. Müslümanlığa uymayan şeylere inanmak. * Nankörlük, dinsizlik, günah, kaba ve ayıp söz.
MAHARET: Ustalık, beceriklilik, üstadlık.
TAKDİR: Kaderden olan. Takdir-i İlâhîye ait ve müteallik olan. Cenâb-ı Hakk'ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyin evsafını ve havassını ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, levh-i mahfuzunda takdiri ve yazması.
BAHANE: Vesile. Sebeb. * Yalandan özür. * Kusur. Noksan. * Garaz.
BAHT: Kader. Tâlih. Uğur. Alın yazısı. Kısmet. İkbal. * Saadet. Lezzet.
NAR: Ateş. Cehennem. Mc: Allahın gadabı. * Yakıcı, azab verici her şey.
KIBLEGÂH: Kıble tarafı. Kıblenin bulunduğu yer.Kâbe.

Fehmi ESKİN

Felek Mahkûm Etti Bu Kör Zindana

Felek mahkûm etti bu kör zindana
Azad etmez beni, hep geçiştirir
Her sabah yeniden çeker mizana
Canım almaz amma can çekiştirir

O dostu görürüm bazen düşümde
Gel diye çağırır her görüşümde
Gitmek istesem de felek peşimde
Kemendini, daha çok pekiştirir

Yürürüm yürürüm yollarım bitmez
Ardıma bakarım sıla görünmez
Bir yola düştümki geri dönülmez
Her gün bir menzile yön değiştirir

Hayat bir muamma, ebedse gerçek
Ezel bir bilmece, bilinmeyecek
Elbet her beklenen, bir gün gelecek
Sabır, taş üstünde gül yetiştirir

Fehmi Eskin (Sükûti)

Fehmi ESKİN

Kara Günler

Ya Rab, bu günleri görecek miydim,
Şu yüreğim bugün başka yanıyor
Başımın üstünde kara bulutlar
İçimde bir yerde bir şey kanıyor
Avuçlarımda bir kızıl kor ateş
Vucudum mesnetsiz boşluk içinde
Gözlerim ufukta boşluğu delmiş
Ruhum sonsuzlukta seni arıyor

Fehmi Eskin

Fehmi ESKİN

Aşkın Ateşine Yaktın Yandırdın Şiiri