Ak Ölüm?
Ruhum ruha ram olmuş, kemiğe ete değil
Gam örgülü her bakış, bekleme ki yaz gelsin.
Sevdikçe sevdim ama gönülden öte değil
Kurumuş beyaz gülüm,'zemheri' ayaz gelsin.
Mehmet can pazarında, Mehmet suskun niçin de!
Mehmet bir mesaj yazar, gecenin tam üçünde
Mehmet mezar başında, Mehmet mezar içinde
Duaya kalksın eller, ardından niyaz gelsin.
Gönüller bayrak alı, sitemler karaçalı
Bir yanım yeşil koru, bir yanım mavi yalı
Muhabbet cemindeyim, etrafım yaren dolu
Kâinata göz gezdir, sivrisinek saz gelsin.
Gül şehrini seyreden aşığa plan kurar
Aşığın zara düşer, güllere seni sorar
Sırrın okyanusunda şifreyi sevgi kırar
İzzeti ikramına, beş bin kurban az gelsin.
Asalet boynu bükük, asilde maya küskün!
Doğada üç telaşa, güneş var aya küskün.
Ferhat Şirinden ayrı, çöller Leyla’ya küskün
Ak ölüm kara giyer, akıbet beyaz gelsin.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Ben Kimim?
Anlatamam siz anlayın
Yok olmadım, var değilim.
Bir anıyım gelmez ayın
Ben pek emin yer değilim
Aleme akıl veririm
Kendimi görür eririm
Gerçeği az çok görürüm
Hakikate kör değilim.
Bir dinleyin sakin sakin
Bende olmaz garezle kin
Namaz, oruç tamam lâkin
Beni yenen er değilim
Hak bilmez, haylaz birisi
Söylesem gelir gerisi
Ben otağın serserisi
Derviş, mürit, pir değilim.
Ayı, yılı taramayın
Dünyanın her yanı mayın
Gökte, yerde aramayın
Varlığım yok, sır değilim.
Nasibimiz kıt imanda
Gönlümüz hâlâ gümanda
Müslüman’ım, Müslüman da
Gerçekleri der değilim.
Beni bulmaktı muradım
Hep aradım adım adım
Neyim, ben de anlamadım
Zarar değil, kâr değilim
Hiç kimseye yâr değilim
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Vatan Olmazsa
Kim bilirdi candan özge sahibi
Toprağın bağrında yatan olmazsa
Ellerin yurdunda sığıntı gibi
Yaşanır, bu güzel vatan olmazsa
Kim bakardı senin gözün yaşına
Kim kıymet verirdi emek, işine
Kim girerdi tatlı tatlı düşüne
Şu nazlı hilali tutan olmazsa
Hicvettim âlemi anla meramı
Bağbozumu baskın yapar haremi
Beni mecnun eden dert mi yara mı?
Susardım gül yüzlü atan olmazsa
Aşka karıştırma öteberiyi
İrticalen yazdım anla geriyi
Bu vatan olmazsa gör bak sürüyü
Ne güdenler çıkar çatan olmazsa.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Yıldızlama
Yarda seyrek sakal, yerde karınca
Derlemiş, denk etmiş azın azını
Tavukta hasretlik göğe varınca
Örselemiş keloğlanın kazını
Saksağana akıl verir kel karga
Saksofon methiye düzerken orga
Ayak basmayınca beyler. Kadırga
Ot bürümüş, ıtır örtmüş yüzünü
Kedi palazlanmış haram süt ile
Çakal yoldaş olmuş uyuz it ile
Kavgası var pirelerin bit ile
Kene var ki unutturmuş izini
Göle dadanınca ördek kaçığı
Karabataklarda döşün pöçüğü
Dikten dalar boynuzlunun küçüğü
Manda çalar aygır atın sazını
Cılız oğlak karıştırmış yuvayı
Akbabalar mesken tutmuş ovayı
Bu sene gömüye girmemiş ayı.
Tilki tutmaz olmuş han’ın sözünü
Semaya yükselir tül ince ince
Örümcek mahirce ağı örünce
Şivan düşer akreplere görünce
Yanılır, iğneler kendi dizini.
İtler ürer, keyfi olur kurtların
Yola çıksa ardı gelir dertlerin
Nefesi kesilir iki cırtların.
Üzerinde yırtar kaputbezini
Göğü kuzgunların göçü bürümüş
İzan sarp, yol yalın, yaya yürümüş
Harami kurtların içi çürümüş
Unutmuşlar haysiyetin yazını
Kartallar kargaya ömrünü sormuş
“Bu akıl işidir” cevabı almış
Altta köstebeği görünce dalmış
Kargaya vakfetmiş yürek közünü.
Martılar hamsiye hücum edende
Uykulu ayılar homurdar inde
Derler ki; “siper al, bir yere sin de.
Bir hamlede çıkar çaylak gözünü”
Kuyruğuna girmiş sivrisinekler
Bir tekmede sütü döker inekler
Bağımıza bağban olmuş dönekler
Yellozlar da çeker olmuş nazını
Çöplüğün arkası olunca yokuş
Çınarın dibine tuz döker baykuş
Haramzadeler ki, haremi alkış
Duyar hayat bulur, yazar tezini
Tazılar beğenmez körpe etini
Çullukçular arka tutar çetini!
Denilmedi daha sözün bütünü
İşte, söz yitirmiş sözün özünü
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ