Adalet
Niye özellikle ben, neden bendeki boşluk
Herhalde benim derdim bile bile sarhoşluk
Kalbimin bir tarafı mukaddes emanetler
Geri kalan tarafta gafletler ihanetler
Bir tarafım Mekke'de secdeye varmış başım
Bir tarafım Roma'da Sezar'larla yoldaşım
Ceset benim/ruh benim,bülbül benim lal benim
Papazım ben ruhbanım hacda yanar haldeyim
Uçuyorum semada dehledikçe atları
Şimşekler çakıyordu demirden kanalları
Uçtuk uçtuk yükseldik arşa dayandık sandım
Atta derman kalmadı ben bir tasa uzandım
Sevinerek hevesle sarıldım ben bu tasa
Epey zorluk çeksem de ulaşmıştım ya arşa
Tuttuğum taş dillendi konuşmaya başladı
Her şey durdu bir anda mahlukat yavaşladı
Ben ne arzım ne sema ne de arşın başıyım
Yolcusunu bekleyen sade mezar taşıyım
Taş başıma dikildi bir de defter verildi
Gözlerimin önünde ettiklerim serildi
Sağ yanımda kıvılcım cephanelik sol yanım
Ettiğimle adalet etme bana Allah'ım
Adem GÜLEÇ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Utanıyorum
Seneler geçti tükendim heyhat
İçerim karanlık içerim berbat
Hocama talebe üstaza evlat
Olmadım kendimden utanıyorum
Dünya yalan lafı yalan değilmiş
Eğilen ağaçlar yaşken eğilmiş
Kulplarım kırılmış dibim delinmiş
Dolmadım kendimden utanıyorum
Yolum düşmez oldu beyti mamura
Afyon karıştırdım una hamura
Nuri imanımı toza çamura
Buladım kendimden utanıyorum
Örnek aldım imrendim tağutları
Secde ettim Allah sandım putları
Yüreğimde fitne fesat otları
Yolmadım kendimden utanıyorum
Huşuyu kalp ile secdeye varıp
Ağlayıp sızlayıp hakka yalvarıp
Nolacak adem diye sararıp
Solmadım kendimden utanıyorum
Adem GÜLEÇ
Çınar
Biz bir hâdika idik yemyeşil kiraz vardı
Kenarlarda kavaklar ortada da çınardı
Ayva narın şevkinden arşu ala oynardı
Birden bire yeşerip coşmuş gürlemiş idik
Sararan sahraları sarıp süslemiş idik
Bu çınarın dalları arşın arşın uzardı
Öyle haşmetliydiki beş metre eni vardı
Bir dalını dokuz köy pay pay edip yakardı
Bahçeye salgın girdi dallar tarumar şimdi
Bahçede ne erik ne menekşe var şimdi
Kenarda kavaklara sarmaşıklar sarıldı
Dibindeki ayrıklar sağa sola yayıldı
Gülistan harap oldu suçlu çınar sayıldı
Şimdi çınar ağacı bir başına kalmakta
Sararmış yaprakları yavaş yavaş solmakta
Ayaklar peydah oldu yürüdüler gittiler
Bir tarafta büyürken bir tarafta bittiler
Bütün nebat anlaştı çınarı terk ettiler
Koca çınar ağacı soldu bitti çürüdü
Destanlık gövdesini yılan çıyan bürüdü
Yağmur yağar sel olur yalağını yıkarmış
Kuru gibi dursada çınar kökte yaşarmış
Kesilen dal yerinde daha gürü çıkarmış
Tüm nebat yürüse de kökler yürümez imiş
Kökü derinde olan çınar çürümez imiş
Adem GÜLEÇ
Ayna
Bu gece çok karanlık uyku tutmadı kalktım
Yüzümü yıkıyorken döndüm aynaya baktım
Gördüklerim rüyamı ayna sana ne oldu.
Ben kendimi ararken aynaya mahluk doldu
Uzun kısa rengarenk çeşit çeşit canlılar.
ipeklerle gezenler üstü başı kanlılar,
Tutamadım kendimi kuvvetimce bağırdım.
Sesimi duyan var mı kimi neden çağırdım.
Korkuyordum evimde aynadaki resmimden
Buharlar çıkıyordu terli titrek cismimden
Çömeldim bir köşeye çenem dizim üstünde
Tam kendime gelmişken bir şangırtı üstümde
Buhardan şekil almış az önceki mahluklar
Ak sakallı dedeler top oynayan çocuklar
Birden kendime geldim bağırdım tüm gücümle
Kimsiniz siz diyerek saldırdım bir hücumla
Ak sakallı ihtiyar kolumdan tuttu beni
Benim adım Adem'dir tanımadın mı seni
Bırak şimdi masalı öbürleri kim dedim
Hepside Adem dedi sana doğru söyledim
Nasıl olur ihtiyar bu sözlerin sırrı ne
Şaşırma evlat dedi bir bak kendi kendine.
Adem GÜLEÇ