Eğitim Sitesi

Açık Mektup-2 Şiiri

Açık Mektup-2

Doktorsuz,ilaçsız bir dağ köyünde

Siz sancı ne bilebilir misiniz?

Yirmi beş yaşında bayram gününde

Siz açlıktan ölebilir misiniz?

***

Boz ekmeğe katık edip soğanı,

Ve içerek üzerinden ayranı,

Temmuz ortasında öğle zamanı

Siz mercimek yolabilir misiniz?

***

Okunurken şu mübarek ezanlar,

Kelle çekip İslamlığa kızanlar,

Ey haksızlık kitabını yazanlar

Siz hak nerde bulabilir misiniz?

***

Size göre,mezar yokluk kapısı;

Bize göre ebedilik tapusu

Öte dursun sebeplerin hepisi;

Siz ölürken gülebilir misiniz?

***

Üstümüzde bulut bir öfke,bir kin;

Görmedik şavkını tekniğin,ilmin,

Ezildik altında baskının,zulmün;

Siz... çağırsak gelebilir misiniz?

Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri

  

hande anne şiiri ğönder slm adım hande 2006-04-28

Murat BARDAKÇI Şiirin ana teması çok güzel. Güzel bir dille yazılmış. ALLAH razı olsun harika olmuş.... 2006-02-16

batuhan bu şiir çok güzel
2005-12-07

Şahin Halkın,adaletin,gerçeğin,Anadolunun hiç susmayan,susmayacak sesi.Duyguyu sömürmeyen,o duyguların yaktığı ses.ağzına sağlık Abdurrrahman Abi 2005-12-05

ahmettoper Gerçekleri konuşmak her zaman gerçek zatların şiarıdır. Saygılarımla 2005-03-04

Yazılan son 5 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 5 yorum yazılmış.

Benzer Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri:

Beşinci Mevsim

Düştü can evime dördüncü cemre

Dünyayı üçüncü gözümle gördüm

Dört yüz seksen beş gün çekti bir sene

On altıncı aya takvimsiz girdim.

***

Aynalara baktım korku gösterdi

Saatler her sabah kırkı gösterdi

Mermiler nişanlar Türk'ü gösterdi

Hayatım boyunca hedefte durdum.

***

Gül sundum yediler koklamadılar

Armağan can verdim saklamadılar

Gittim... gelir diye beklemediler

Kaybolan gölgemi yollara sordum.

***

Getirdim yanıma ayı bir karış

Ölçtüm ki dağların boyu bir karış

Şehiri bir adım köyü bir karış

Damlada denizdir en küçük derdim.

***

Savurdum eledim seçtim zamanı

Yaprak,yaprak tel,tel açtım zamanı

Haftada üç asır geçtim zamanı

Nereye gittimse zamansız vardım.

***

Yırtıldı ruhlara çizdiğim resim

Yazık kulaklara sığmadı sesim

Yaşadığım şimdi BEŞİNCİ MEVSİM

Çağın çilesini sırtıma sardım...

Abdurrahim KARAKOÇ

Sıcak Afrikanın Siyah Ağıdı

Önce ellerinde İncil

Sonra omuzlarında tüfekle geldiler.

Evleri,ekinleri bizim olan topraklara

Uzak ülkelerin uğursuz insanları

Ne hakla geldiler anam

Ne hakla geldiler?

***

Allah bir dediler inanıverdik

Anlatmadılar kullar arasındaki farkı.

Zulüm üstüne zulüm yığdılar

Korku üstüne korku

Siyah derili insan öğüttü dur-durak bilmeden

Kurdukları medeniyet çarkı.

***

Misafir olmak, dost olmak dururken

Şart mıydı ellerinde silah olması?

Bizde de vardı iki el,iki ayak,iki göz

Bizimde yüreğimiz vardı,sevmesini bilirdik

Suç muydu derilerimizin siyah olması?

***

Dövdüler, vurdular, sürdüler

Öz çocuklarımızı öpüp koklayamadık.

Erkeklerimiz kadınsız, kadınlarımız kocasız kaldılar

Bize ait olan her şeyimizi

Yeni efendilerimiz aldılar

Namusumuzu bile saklayamadık.

***

Günü yok, ayı yok, yılı yok her zaman

Gökyüzünü kızıla boyadı akıttıkları kan

Köle yaptılar bizleri beyaz medeniyete

Götürdüler madenlerimizi, meyvelerimizi, çocuklarımızı

Ve işte onlardan geriye kalan:

Boş bir kilise

Taş bir kula

Bronz bir çan...

***

Gel bunları da götür gideceğin yerlere

Adaletsiz medeniyetin babası

Ölçüsü menfaat olan

Beyaz insan...

Abdurrahim KARAKOÇ

Akıl Karaya Vurdu

Yürüyen heykellerle aynı müzedeyim ben

Konuşan mumyaları,kimden söz edeyim ben

Fikren işkencedeyim,ruhen cezadayım ben

***

Korkaklığın sukutu kol geziyor her yerde

Sanki tek başımayım tek kişilik mahşerde

***

Putların gölgesinde dans eder akbabalar

Söz sokakta dolaşır öz zindanda çabalar

Atılan ucuz tafra selamlar merhabalar

***

En temiz topraklara gül eksem mantar biter

Yollar sırat köprüsü,durmak düşmekten beter

***

Kaybettim mesafeyi zamandan uzaklaştım

Sevgi diye sarıldım,isyanla kucaklaştım

Ne kendimden kurtuldum,ne kendime yaklaştım

***

Toprağın üstü mezar,zevke dalmış ölüler

Can sıkmaya yetiyor canlı kalmış ölüler

***

Fuhuş yuvası sanki en görkemli binalar

Çamur evlat doğurur taş yürekli analar

Resmen hak tevzi eder hakkı boğan canavar

***

Koşanlar,yarışanlar... dehşet ötesi dehşet

Akıl karaya vurdu,gırtlağı geçti vahşet

***

Meydanlar tıklım tıklım,caddeler salkım saçak

Kölelik histerisi yayılmış köşe bucak

Elli tane hokkabaz,elli milyon oyuncak

***

Müdür ve müdüriçe müzenin bekçileri

Aferine çalışır düzenin bekçileri

***

Mülkü kazanan ayrı,tasarruf eden ayrı

Hisseler neden farklı,hak hukuk neden ayrı

Hasta yaşar deniyor,baş ile beden ayrı

***

Mantık yürütmek yasak,itiraz eylemek suç

Neşe,eğlence cinnet... yatıp uyumak korkunç

***

Güvenmek aldanmaktır... ölçü-tartı izafi

Mert-namert,güzel-çirkin,eksi-artı izafi

Çoğunluğun cebinde kimlik kartı izafi

***

Kim kimdir?kim kim değil? Anlamak ve bilmek zor

Oynanan komediye gül diyorlar,gülmek zor

***

Figüran heykeller var kül tablası boyunda

Yediyüz göbek atar dakikalık oyunda

İşlenen her günaha kurtta ortak koyunda

***

Kalmışım ara yerde tozdayım dumandayım

Kirli bir mekandayım,iğrenç bir zamandayım...

Abdurrahim KARAKOÇ

Açık Mektup-2 Şiiri