Gel Atam Gel Şiiri

Gel Atam Gel Şiiri | kader inandı

Gel Atam Gel

Âtam öldü bugün
Yaktı yureklerimizi
Çok ağladık peşinden
Dönup bakmadı arkasına
Özledik seni Atam
Kaç zaman oldu seni göremedik
Gel Atam gel
Özledik seni
Gel Atam gel

kader inandı

Gel Atam Gel şiiri 10 kasım şiirleri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler öğrenci şiirleri amatör kısa şiirler

10 Kasım Hüzünü

Hüzünlüyüz biz bu gün
Çünkü bu gün 10 kasım
Bütün TÜRKİYE ağlasın
Çünkü bu gün 10 kasım

Atam anıt kabirde
Mezarında yatıyor
Toplanmış bütün millet
Mezarında ağlaşıyor

10 kasım gelince
Gozümün önünde anıtkabir
Masmavi gözleri
Tüm dünyayı titretiyor...

Nisanur bağar eroğlu

Ata'ya Ne Diyeceğiz

Ölümü biliyorum, küçük değil yaşım.
Büyüdüm, ben artık tam bir yurttaşım.
Anne, baba, öğretmenim, arkadaşım!
Bu 10 Kasım'da Ata'ya ne diyeceğiz?

O, çocuklara bayram hediye verirken,
Cumhuriyeti gençlere teslim ederken,
"Türk, öğün, çalış, güven" diye seslenirken,
Ne demek istediğini, anlayabildik mi?

Anneler seçimlere katılabiliyorsa,
Babalar sarık-fes kullanmıyorsa,
Kız-erkek beraber okuyabiliyorsa,
Yeterince değer-kıymet bilebildik mi?

Bayrağımız göklerde dalgalanıyor,
Ne hoş, uçaklarımız dünyayı dolaşıyor,
Bakın, fabrikalarımız ne güzel çalışıyor!
Peki, bunlar yetmemeli diyebildik mi?

Atatürk dünyaya insanlık dersi verdi.
O ki Türkiye'ye özgürlük halısı serdi.
Hep "Kültüre-sanata sahip çıkın" derdi.
Tam olarak kavrayıp başarabildik mi?

Düşman kovuldu da rahat mı durdu?
Sinsice ne bölücü tezgahlar kurdu.
Yurdumda kardeşler kardeşi vurdu.
Niyetini zamanında farkedebildik mi?

Bir yandan Tükçe'yi harman savurdu,
Öte yandan geleneklerimizi kavurdu.
Şanlı tarihimize bile gölge düşürdü.
Kendimizi dosdoğru anlatabildik mi?

Vurdumduymazlara yurt olamaz bu vatan!
Huzur bulur mu hiç toprak altında yatan!
Devrim, ilke ve hayallerine sıkıca sarılan,
Biz Türk çocukları GERÇEKTEN izindeyiz Atam?

Mihrican Akkuzu

Gazi Paşa

Güneş gibi doğdun üstümüze,
Askerler topladın savaşalım diye,
Zaferle yürüdük ileriye,
İstiklal uğruna savaştık beraberce.

Padişahlığı istemedin,
Atatürk olmak bana yeter dedin,
Şanını yere indirmedin,
Amaçsızca asla düşünmedin

Taha Mutlu

Atatürk'e Ağıt

Edirne'den Ardahan'a kadar
Bir toprak uzanır
Boz kanatlı üveyikler üstünde uçar
Ardahan'dan Edirne'ye
Edirne'den Ardahan'a kadar

Kopdağı'nda akar bir çeşme var
Serçe parmak kalınlığında suyu
Haram etmiş gece gündüz uykuyu
Akar da akar

Samsun'un evleri denize bakar
Sokakları yosun içinde
Çaparlar, takalar, manavlar
Bilyalar gibi suyun yüzünde
Bir iner bir kalkar

İstanbul'da bir yâr sevdim
İnsanı günaha sokar

Savaştepe köprüsünden geçen tirenler
Sel olur İzmir'e akar
İzmir'in denizi kız, kızı deniz
Sokakları hem kız hem deniz kokar

Güneyde mis kokulu bir ağaç
Yuvarlak yaprakları ince
Yaz gelip de güneş vurunca
Dallarından bal akar

Bu toprak bizim yurdumuzdur
Deli gönül yücesine çıkar
Bir üveyik olur uçar gider
Ardahan'da Edirne'ye
Edirne'den Ardahan'a kadar

Amasya'ya benzin yüklü bir yaylı geldi
Yağmurlu bir günde.
Devrisi gün silâh çattılar
Candarmalar hükümetin önünde,

Kemal Paşa çıkageldi
Bir alevdir aldı gitti yurdumuzun gönlünde,
Çorap gibi söküp attı
Düşmanları ordumuzun önünde.
Bu ne inançtır ki Gazi Paşa!
Atının teri kurumadan
Sürüp gittin yeni yeni savaşların peşinde!

Davullar zurnalar döğende
Ben seni hatırlarım!

Binip tirene gezende
Ben seni hatırlarım!

Tam iki yaşındaydım
Düşman İzmir'e girende!

Ben de gelecektim ama anam koymadı.
Küçüksün oğul dedi. Ben giderim ana bırak dedim.
Gideceğin bu yol dedi.

Şimdi büyüdüm sürüp geldim
Felek koydun ise bul dedi

Cahit Kulebi

Cahit Kulebi