Eğitim Sitesi

Sen Atatürk'sün Şiiri

Sen Atatürk'sün Şiiri | Zeynep İlçen EDİRNE

Sen Atatürk'sün

Sen Atatürk'sün
Karanlık yoldan insanı ışığa çıkaran
O mavi gözlerinle
İnsanların içine umut dolduran

Türk bayrağını havaya kaldıran
Cahillere okumayı öğreten
İşte sen Atatürk'sün
Türkiye Cumhuriyetini kuran

add

tag Sen Atatürk'sün şiiri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi

Sen Atatürk'sün Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

Sen Atatürk'sün Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Şura çelik Bence de sonuna SEN ATATÜRK'SÜN 2014-11-03

mira sen ataturksun siiri cok guzel harika 2013-12-14

ömer faruk tunca sonuna bir tane daha işte sen Atatürk"sün yazabilirsin 2013-11-21

Yazılan son 3 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 3 yorum yazılmış.

Benzer Atatürk Şiirleri

Atatürk

(Kurtuluş Savaşı)

Vatan işgal olunca yurdu bir hüzün bastı
Osmanlı hasta dendi herkes ümidin kesti
İstanbul'dan Samsun'a hırçın bir rüzgâr esti
Yırttı şark-ı şimal-i resti çekti Atatürk.

Amasya tamimiyle ölü toprağı kalktı
Vatanı namus bilen bu millet böyle halktı
Erzurum'da çekilen fotoğrafa bir baktı
Anadolu'm Sivas'ta resti çekti Atatürk.

Nasıl geldiler ise öğle gideceklerdi
Kuvay-i Milliye'yi tanıyıp bileceklerdi
Ya burayı terk edip ya da öleceklerdi
Ankara'dan dünyaya resti çekti Atatürk.

İngiliz'in uşağı Yunan İzmir'e çıktı
İçimizdeki Rum'la birlikte yıkıp yaktı
Erkek kadın demeden çocuğa süngü taktı
Hesap görülür diye resti çekti Atatürk.

Hesap yanlış olsa da ilerliyordu düşman
Geçtikleri yerlerden yükseliyordu duman
Eskişehir Bilecik hattında zaman zaman
Dur diyerek düşmana resti çekti Atatürk.

Biliyordu bu millet özgürlüğe sevdalı
Malazgirt'ten bu yana dünya Türk'le davalı
Kadınların sırtında cephanenin çuvalı
Milli birlik diyerek resti çekti Atatürk.

Düzenli bir orduyu görünce düşman şaştı
Geldikleri tepeye geriye doğru kaştı
Sakarya'da Afyon'da bir bir cepheler düştü
Kocatepe sırtından resti çekti Atatürk.

Başkomutan emriydi ya istiklal ya ölüm
Mehmetçik aldı emri bitmeliydi bu zulüm
Dökülünce denize boğuldu çoğu zalim
İzmir'in meydanından resti çekti Atatürk.

Otuz Ağustos günü yurtta bayram edildi
Zafer Türk'ün diyerek anlaşmaya gidildi
Lozan'da Cumhuriyet sınırları çizildi
Yeni bir devlet diye resti çekti Atatürk.

Kayaturan kurbandır toprağına taşına
Rastlamadım dünyada al bayrağın eşine
Türkiye Türk devleti herkes baksın işine
Ankara'dan dünyaya resti çekti Atatürk.

Şevki KAYATURAN

Şevki KAYATURAN

Ne Anlatılmaz Şey

Çoğalır ağaran günle birlik
Bu senin gücün ölümden öte
Toprağı deviren traktörde
Mutlu gürültülerinden makinelerin
Çoğalır ağaran günle birlik
Bu senin gücün ateşte
Ocakları kaynatan yeniden
Silâhların şavkıyan çeliğinde.

Gider inanmışlığımız daha yıllara
Nice öykülerini yazarız
Anıtlara kitaplara
Yaşarken evrenin üstünde
Sen erkinlik adına
Sen kavgadan önce barış
Gider inanmışlığımız daha yıllara
Büyürken oğullarımız, kızlarımız.

Duyuyor musun ne anlatılmaz şey
Milyonların korosunda
Uğul uğul kasım yeli
Dolanır dağ taş şehir köy
Iraksın hem o kadar yakın
Tedirgin sabahın oluşunda
Duyuyor musun ne anlatılmaz şey
Kuşun kurdun susuşunda.

Cevdet ATMACA

Cevdet ATMACA

Bigalı Köyü'ndeki Atatürk Evi

Geniş tahta kapıdan girince içeriye
Gördüğüm taş döşeli o küçük bahçe; dardı
*
Şimşirlerle bezeli gül kokan bu bahçede
İnsana huzur veren kutsi bir hava vardı.
Dut ağacı altında dinlenen eski kuyu
Bir zafer türküsünün şevkiyle bakmaktaydı.
*
Kırık tahta çıkrığı bakarken tepesinden
"Atatürk'ü ben gördüm! " der gibi hali vardı.
*
Yüz yılın dahisini ağırlayan yaşlı ev
Geniş tahta kapının hemen sol yanındaydı.
Duvarlar düzgün taştan içi de tahtadandı.
Kuşlarla..yıldızlarla..çamlarla konuşurdu
Güvem erik..ahlatlar..onun eski dostuydu
*
Tahta basamaklarla çıkılırdı üst kata
Tavan ve zemin tahta, trabzanlar tahtaydı.
Gıcırdardı yürürken tahtadan döşemeler
Bu sesle çekilirdi ancak zifir geceler.
*
Ve küçük tahta hole üç kapı açılıydı
Kuyuya bakan oda tam da karşınızdaydı.
*
Bu odada yatmıştı sarışın genç komutan.
Bu odada dinlendi gök bakışlı kahraman
Tahtadan musandraya asarken giysisini
Düşünmekteydi mutlak düşmanın hançerini!
*
Yola bakan odada toplandılar o gece
Mehtabın gözlerine bakarken üç pencere
Gaz lambası alevi titrerken duvarlarda
Bir dev oturmaktaydı şimdi tahta masada!
*
Kalemini kaldırıp baktı oturanlara
Dedi ki:
-Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Boğaz'ı geçmek ister itilaf kuvvetleri
Toplarıyla yakıyor-yıkıyor tepeleri
Ölüm kusmakta her an donanma gemileri!
*
O an, mavi gözleri lambadaki ışıktan
Ve gökteki yıldızdan daha parlak yanarak
Oturduğu masadan Boğaz'ı görür gibi
Aydınlattı odayı inançla parlayarak!
*
"Çanakkale Geçilmez! Parolamız bu! " dedi.
Sanki şimşekler çaktı söylerken sözlerini.
*
-Ölümden kurtuluş yok! Ölüm mukadderattır!
"Her can bir gün ölümü mutlaka tadacaktır"
*
Ya bir sedir üstünde ya saban peşinde
Vakit-saat gelince ölüm yaşanacaktır.
Ama en güzel ölüm vatan için ölmektir
Şehitlik makamının şerefine ermektir.
*
İçtiğimiz bu suyu ya düşmanlar içecek
Ya bu kuyu suyuyla torunlar büyüyecek
Ölmek sayılmaz bize vatan için can vermek
Bu kutsal topraklara tek düşman girmeyecek!
*
Bigalı, köy olalı duymadı böyle hitap
Ne böyle aslan gördü ne böyle bir hakikat!
Söz verdi erkan-ı harb
And içtiler o gece
"Çanakkale geçilmez!" Yazacağız tarihe!
*
İşte böyle yazıldı buradaki destanlar
Ve böyle şehit oldu o adsız kahramanlar.
Arıburnu...Conkbayır...Kemalyeri üstünde
İşte bu yiğitlerin silinmez kanları var.
*
Eceabat Yolu'ndaki en mutlu tarihi ev
Bigalı Köyü'ndeki mütavazi bu evdir
Bir mesih bekler gibi ay'a baktığı gece
Ağırladığı misafir
Yarbay Mustafa Kemal'dir

Ali Koç Elegeçmez

Ali Koç Elegeçmez

Atamız Ağlamasın

Düşmanlar gülüyor
Dostları nerede
Atatürk ağlıyor

Gaziler uyuyor
Bayramlar nerede
Atatürk ağlıyor

Şehitler küsüyor
Gençleri nerede
Atatürk ağlıyor

Dereler akmıyor
Güneşi nerede
Atatürk ağlıyor

Tabiat kurumuş
Ormanlar nerede
Atatürk ağlıyor

Ekinler kurumuş
Efendi nerede
Atatürk ağlıyor

mehmet kürşat aydın

Atatürk Şiirleri, Sen Atatürk'sün Şiiri