stella senin ki güzel dahada güzel olabilirdi yinede iyi 2013-04-03
Çekirge Şiiri | ORHAN AFACAN
Çekirge
Yapışmışta Kâbe'nin örtüsüne
Hırsta, bencillikte yok üstüne.
Koparıp atılmasın diye, yere
Yapışmaktadır örtüye habire.
Antenleri telaşla aramada
Çevreyi hırs içinde taramada.
Ön ayaklar gözleri yıkamada
Yapışmaktadır örtüye habire.
Benden fazla ayak, hemde kanat var
Üstelik kolay sorunsuz hayat var.
Yerdeki halıme onda ınat var
Yapışmaktadır örtüye habire.
Nihayetinde O'da can taşıyor
Bilmediğim derdi başdan aşıyor.
Belki üste uçan kuştan kaçıyor
Yapışmaktadır örtüye habire.
ORHAN AFACAN
Çekirge şiiri Hayvanlarla ilgili şiirler Orhan Afacan eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Çekirge Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Çekirge Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Hayvanlarla İlgili Şiirler
K Ö P E K
Koşar koşar yorulur
Yarış edersin arabalarla.
Yarışta mağlup olur,
Alırsın payını havlamalarla.
Evini iyi bekle
Yarım ekmek bulursan ye,
Yolda giden arabadan
Sana ne?
Mustafa UZELLİ
MUSTAFA UZELLİ
Kuzum
Mini mini bir kuzum var,
Çayırlarda gezer oynar.
Hep arkamdan koşar, gelir,
Yaramaz pek neşelidir.
Yanından ayrılsam biraz,
Hemen yanık yanık meler.
Kırdaki otlara doymaz,
Daha ister neler neler.
Şeker, arpa, fıstık, üzüm,
Çok bilmiştir iki gözüm.
Dr. Ali Rıdvan UNAR
Dr. Ali Rıdvan UNAR
Bin Başlı Boğa
MAĞARADAN ÇIKTI GAMBA
İlkeldi yerler gökler
Canlı cansız dağ taş
Uçan kuş uçmayan kuş
Hava su bitki toprak
İlkeldi aylar yıllar
Sevmek ölmek yaşamak
İlkeldi göz yaşları
İlkeldi gülmek ağlamak
Milattan baruttan önce
Biledi baltasını Gamba
Sürterek ön dişlerini
Çıktı mağradan dışarı
Baltasının ağzı yalap yalap
Daldı Silpius ormanına
Keserek ışığı gölgeyi
Korkuyu korkutarak
BİR BOĞAYA RASTLADI
Önde korku arkada Gamba
Tırmandılar Silpius dağına
Yüzü sararmıştı korkunun
Tutulmuştu dizleri
Önce büzüldü küçüldü korkucuk
Sonra silkini verdi birden
Bir boğa oldu kocaman
Bir boğa ki bin başlı
Gözleri çıngıl çakmak
Soluğu göğü yakıyordu
Puf dedi korku-boğa
Ağzından fışkırdı öfkesi
Çıktı göğe indi yere
Dağları ufalttı gölgesi
Çoğaldı boynuzları bin bin
Gitti öte öte korku-boğa
Geldi beri beri bin bin
Bin bin yürüdü ayakları
Gözleri baktı bin bin
Soluğu ölüm kokuyordu
PİŞİRİP YEDİ BOĞAYI
Uuu dedi uludu Gamba
Irgalandı Silpius dağı
Çoğaldı elleri ayakları
Yüreği çoğaldı bin bin
Çıktı göğe indi yere
Savrudu baltasını bin bin
Bin başlı boğa üzerine
Devrildi yere boğacık
Ormanı sularken kanı
Ağlıyordu gözleri bin bin
Sürterek odunu oduna
Yaktı ilk ateşi Gamba
Pişirip yedi korku-boğayı
Yalap yalap dilleri
Gözleri çıngıl çakmak
Yaladı ellerinin kanını
Sildi kıllı gövdesine
Sonra mağarasına girdi
Gömüldü karanlığın içine
Taş yastığa koydu başını
Uzandı taş yatağına
BOĞA DİRİLDİ DÜŞÜNDÜ
Gözlerini yumar yummaz
Daralmaya başladı mağara
Gamba şişmeye başladı
Dirildi karnında korku-boğa
Oflayıp puflayarak bin bin
Ateşin üstünden atlayarak
Deşiniyordu Gamba'nın karnında
Binlerce boynuzlarıyla
Daraldıkça daraldı mağara
Sıkıştıkça sıkıştı Gambacık
Yamyassı oldu gövdesi
İki duvar arasında
Tepiniyordu karnında boğa
Binlerce ayaklarıyla
Çıkarak göğe inerek yere
Pişirip yiyordu Gamba'yı
Binlerce dişleriyle
BAŞLADI YENİ BİR GÜNE
Yiyip bitirince Gamba'yı
Uyudu bin başlı boğa
Küçülmeye başladı korku
Büyümeye başladı mağara
Doğdu Küncülü Boğaz'dan güneş
Bitti bin yıllık gece
Çıktı Gamba'nın karnından
Bin başlı boğa
Gitti geldiği yere
Uuu dedi uyandı Gamba
Fışkırttı sevincini göklere
Biledi baltasını bin bin
Sürterek ön dişlerine
Gözleri çıngıl çakmak
Baltasının ağızı yalap yalap
Düştü korkunun peşine
Korkarak korkutarak
Başladı yeni bir güne
Ali YÜCE
Ali YÜCE
Kedi
Tavan arasına kaçan çocuk
erik ağacından görünen göğü düşünür
akşamın acısı içine çökünce uyur
benim küçük bir kedim vardı
ahmak bir ayak ezdi
benim en güzel çocukluğumu
ahmak bir ayak ezdi
ağaçların arasında unutulan çocuk
yapraklarda güneşi görür
ve hareli denizlerde gezdiği günü düşünür
küçük kedim bana sürün
kediler ağlamaz
çöp tenekelerinde ölür
sıska kediler
damlardan çok mezbelelerde görünür
küçük kedim
molozlu sokakların ağır uykusundan gerin
bilirim ki sen
bu çöplükten değilsin
benim gibi garipsin
ikimizin de unuttuğumuz
kuşları bol
ağaçları bol bahçelerdensin
koca duvarlı sokaklarda sıkılmışsın
ve canından bıkmışsın
Asaf Halet ÇELEBİ
Asaf Halet ÇELEBİ