Zip zak tavşik güzel ama çocuklar için biraz uzun gibii... 2021-03-17
Çanakkale Şehitlerine Şiiri | Gülnaz Dağlı
Çanakkale Şehitlerine
Onsekiz Mart günü tarihe geçti,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Onbinlerce düşman Ceddime hiçti,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
İngiliz yurduma göz dikmiş meğer,
Fransız halkıma hiç vermez değer,
Türk Milleti buna boyun mu eğer?
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Hileyle anzak'ı sürerler öne,
Dualar ediyor Fatmayla Döne!
Kurşunlar yağıyor hemen her yöne,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Soluyormuş düşman öfke burnunda,
Bırakmaz Bayrağı süngü karnında!
Mehmetçik And içmiş Arıburnu'nda,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Bir gülle yolladı Mehmet Onbaşı,
Düşman gemisini sardı telaşı,
Sorraım size; bu neyin savaşı?
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Bitse de rengarenk ot çayırında,
Şehitler yatıyor bak bayırında!
Anafartalar'da, Conkbayırı'nda,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Geçmez vatanından, geçer aşından,
Vurulmuş yatıyor Ya Rab başından!
'Şehittir' yazıyor mezar taşından!
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Çanakkale Şehitlerine Gülnaz Dağlı Çanakkale zaferi şiirleri eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi
Çanakkale Şehitlerine Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Çanakkale Şehitlerine Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Yazılan son 15 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 15 yorum yazılmış.
Benzer Çanakkale Zaferi Şiirleri
Kucakla Yaralarını Bir Küçük Askerin Duyguları
Geçilmez bu dağlar,
Bu denizler geçilmez.
Çanakkale'de bir kızıl gelinciktir
Açar durur hep;
Kana bulanmış,
Şehitliğe sarmalanmış göklerde
Bunun için
Bunun için
Hiç
Yere inmez.
Çanakkale'de gök uyanıktır,
Dağlar uyanıktır, tepeler, düzler...
Bir gözyaşıdır,
Sığmaz gecelere Anadolu.
Bir ananın yüreği,
Şu çorabın nakışındadır,
Giy Mehmet'im, soğuk yeller estiğinde
Sevdası yavuklunun
Şu mendilin çiçeğinde...
Kokla hadi, koy göğsüne,
Gizli koyaklarda açan menekşe
Bir ince sızı.
Sarıl mavzerine,
Yavuklu yerine Mehmet'im haydi.
Belki burada vereceksin bacağını,
Belki kolunu, gözünü, kulağını, vereceksin
Tek bir yürekle de yaşanır vatan toprağında.
Sevdadır önemli olan,
Sevda.
Mermi de biter gün gelir
Gülle, kurşun yağarken siperlere.
Durur mu Mehmet ha
Yürek sürülür namluya
Yürek be
Yürek be!..
Anafartalar'da Arıburnu'nda,
Kilitbahir önlerinde, Kemâlyeri'nde
Bir karasevdaydı yenen karanlığı,
Çılgın mayınlara yürüyordu gemiler,
Nusret utku demek
Mesudiye umut.
Yeni bir şafağın muştusuna
Hazırdı Gelibolu
Daha ötesi mi olur bunun hey
Dağlar yürüyordu denizlere.
-Mavzerin elinde
Türk'ün dilinde,
Sevdan yüreğinde
Nereye Mehmet'im böyle,
Nereye?
(-Bir Anadolu düğününe kirven)
-Açık ola yolun yiğidim, güle güle
-Aceleci kuşlar gibisin
İvecen, kanat çırparsın enginlere
Dağ başlarında çoban ateşleri
Yıldız yağmuru senin göğsünde.
-Başka sevgilerde unuttum özlemimi
Susadım.
Dağlar elleriniz verin,
Dereler katın sesinizi bekleyişlerime.
-Aceleci kuşlar gibisin Mehmet'im.
Aceleci kuşlar gibisin.
Kucakla yaraların hadi,
Sarmalan al gelinciklere
Yakındır şehitliğin.
IŞIL ERGİN
Gönderen : G.Kümbetoğlu
IŞIL ERGİN
Zindandan Mehmed'e Mektup
Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem...
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!
Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler...
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin!
Sükût... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.
Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
(1961)
Necip Fazıl Kısakürek
Bahadır Alemdar
Çanakkale
Çanakkale'de bir gelincik açar
Gelibolu sırtlarında,
Sabaha karşı.
Büyür şarkısı kahramanlığın,
Dalga dalga.
Çanakkale savaşlarından kalma,
Bir mermi parıldar
Yanıbaşında.
Kimbilir hangi Mehmet'in
Sıcaklığını taşır
Hala.
Can GÜREŞİR
Çanakkale Zaferi
Çanakkale Zaferi
Herkezin geçilmezi
Çanakkale geçilmez
Bu vatan bölünmez
Herkez çalıştı uğraştı
Bu vatanı almayı başardı
Erkeği kızı herkez mermi taşıdı
Askerler Çok uğraştı
Yaşlısı genci
Hep çalıştı
Bu vatanı
Kaptırmadı
Kazım ERGÜN
Kazım ERGÜN