Soyumuz Şiiri | Fazıl Ahmet AYKAÇ
Soyumuz
Bulutları delip geçse bir gün çok mu boyumuz;
Kaç bin yılın gövdesinden kopup gelmiş soyumuz!
Nice nice yüzyılları biz devirmiş yıkmışız;
Nice ünsüz kuru başı kovuklara tıkmışız.
Kollarımız yeri sarmış, düşüncemiz gökleri,
Varlıklardan öbür yanda bu ulusun kökleri!
Denizleri dinlemişiz, yıldızlara bakmışız;
Geçmişlerden öç almışız, geleceğe akmışız!
Dört bir yana akın etmiş Türk atası durmamış,
Nerde otağ kurmuşsa o boşboşuna kurmamış!
Takmış yayı arkasına çelikten bir ay gibi,
Yelesini yele vermiş kişniyen bir tay gibi!
Ululuğun bağlarını o olmuş ilk bağlayan,
Güzelliğe gönül veren, ülkü için çağlayan!
Doğruluğu o göstermiş en arı öğüt gibi;
İnceliğe o titremiş narin bir söğüt gibi.
Nice bin yıl çelmemizi dalgalara takmışız,
Enginleri çiğnemişiz, şimşek olup çakmışız.
Görülmemiş bir tek tepe, bu soy ona çıkmasın;
Duyulmamış tek bir engel, bu soy onu yıkmasın.
Gene bugün yalazlarla, köpüklerle doluyuz;
Bu ak soyun oğluyuz biz, bu ulusun koluyuz.
Fazıl Ahmet AYKAÇ
çocuk şiirleri okul şiirleri eğitici şiirler öğretici şiirler amatör şiirler şiirlerimiz öğrenci şiirleri belirli gün ve haftalar şiirleri
Soyumuz Şiiri Hakkında Yorum Yazın
Soyumuz Şiiri Hakkındaki Yorumlar
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benzer Türkiye - Türklük Konulu Şiirler
Soyumuz
Bulutları delip geçse bir gün çok mu boyumuz;
Kaç bin yılın gövdesinden kopup gelmiş soyumuz!
Nice nice yüzyılları biz devirmiş yıkmışız;
Nice ünsüz kuru başı kovuklara tıkmışız.
Kollarımız yeri sarmış, düşüncemiz gökleri,
Varlıklardan öbür yanda bu ulusun kökleri!
Denizleri dinlemişiz, yıldızlara bakmışız;
Geçmişlerden öç almışız, geleceğe akmışız!
Dört bir yana akın etmiş Türk atası durmamış,
Nerde otağ kurmuşsa o boşboşuna kurmamış!
Takmış yayı arkasına çelikten bir ay gibi,
Yelesini yele vermiş kişniyen bir tay gibi!
Ululuğun bağlarını o olmuş ilk bağlayan,
Güzelliğe gönül veren, ülkü için çağlayan!
Doğruluğu o göstermiş en arı öğüt gibi;
İnceliğe o titremiş narin bir söğüt gibi.
Nice bin yıl çelmemizi dalgalara takmışız,
Enginleri çiğnemişiz, şimşek olup çakmışız.
Görülmemiş bir tek tepe, bu soy ona çıkmasın;
Duyulmamış tek bir engel, bu soy onu yıkmasın.
Gene bugün yalazlarla, köpüklerle doluyuz;
Bu ak soyun oğluyuz biz, bu ulusun koluyuz.
Fazıl Ahmet AYKAÇ
Fazıl Ahmet AYKAÇ
Türk Bölücüden Hoşlanmaz
Bölücülük, hainlik bölücülük doymazlık,
Bölücülük kalleşlik bölücülük gaddarlık…
Bölücülük alçaklık bilmediğimiz haslet,
Türk’ün anlamadığı hiç yapmadığı illet…
Bölücülük dıştandır dışarı usulüdür,
Cehaletin gereği batılın görüşüdür…
Bölücülük sunulmuş kargaşa arzusudur,
Güç yetiremeyenin akıl yoksunluğudur…
Bölücü kaybedendir azaldıkça azalıp,
Eksilerek alçalıp bölünüp de kalmayıp…
Birliktelik var iken güç kuvvet gerekirken,
Bölücüler hep ölür bitmekten tükenmekten…
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Mehmet Tevfik TEMİZTÜRK
Bizim Dağlar
Ararat Dağı anamın pişirdiği
Çocukluğumda yediğim nişastadır.
Yıldız dağı bir ekilmiş tarladır.
Mevsim mevsim yıldızların bittiği.
Sultandağı'nda ak kuzular meleşir.
Uzun yayla'da pehlivanlar güleşir.
Bingöl dağı çiğdem çiğdem yeşerir.
Belli olur abıhayat içtiği.
Kaz dağından beyaz bulutlar uçar.
Keşiş dağından KERİM'İN yolu geçer.
Çamlıbel'de KÖROĞLU kalmaz naçar.
Kop dağında öksüzlerin çektiği.
CAHİT KÜLEBİ
CAHİT KÜLEBİ
Anadolu'm
Var mı ki, sanmam hiç eşin benzerin?
Cennetten bir köşedir ancak yerin.
Başlasam dolaşmaya Ardahan'dan
Selam göndersem Edirne'ye Van'dan
Yaylan bir başkadır ovan bir başka
Kanal oldun, Ferhat gelince aşka...
Seyret kara denizi çırpınırken
Bekler hep kayak için Palandöken
Güneş de bir başka doğar Nemrut'tan
Sürmeli ses verir Bozok Yozgat'tan
Dillerdedir Erzincan'ın bağları
Sınır nöbetinde Toros dağları
Doğar Kızılırmak Sivas elinden
Kemer olur, sarar sanki belinden
Gelinlik giymiş gibidir Erciyes
Bir yanda Denizli, bir yanda Efes
Osmancık; Koyun baba köprüsünden,
Geçerken söyle sevda türküsünden
Çorum'dan leblebi, Afyon'dan kaymak
Anzer ballarından tat; parmak, parmak
Çanakkale geçit vermez kaledir,
Anadolu'm... Cennet değilse nedir?
Halil MANUŞ
Halil MANUŞ