Eğitim Sitesi

ŞEHİTLER ÖLMEZ Şiiri

ŞEHİTLER ÖLMEZ Şiiri | EMİNE ŞURA KARATAY

ŞEHİTLER ÖLMEZ

Yavrumun yatağını yanıma serin,
Bedeni toprakta, gönlümde yerin.
Gözyaşım akar sellerden derin.
Ananın gözyaşı dinmez Memedim.

Yüreğinde kurşun, ağır yarası
Tezkereye az kalmış, düğün arası
Eline yaktığım asker kınası
Kıyamete kadar çıkmaz Memedim.

Tabut içinde yüzünü gördüm
Aklım çıktı, deliye döndüm.
Sanma ki yaşarım, seninle öldüm.
Dünyaya bir daha gelmez Memedim.

add

tag Şehitlik konulu şiirler şehitler ölmez Emine Şura Karatay eğitici şiirler okul şiirleri öğretici şiirler bilgilendirici şiirler dersimiz.com şiirleri öğrenci şiirleri amatör seçme şiirler şiir okul şiir sitesi

ŞEHİTLER ÖLMEZ Şiiri Hakkında Yorum Yazın

  

ŞEHİTLER ÖLMEZ Şiiri Hakkındaki Yorumlar

Helin Teşekkür ederim işime çok yaradı. 2017-03-23

OyunKolu_TR Hayatımda Hiç Bu Kadar İyi Şiir Görmedim Bee 2017-02-28

Kardelen bilgiç Ağladım çok açıklıyor Ama çok güzel 2016-03-17

murat erdogmus Siiri cok begendim 2015-03-21

Ucubik Okulum İçin Çok Uygun Bir Şiir Ççççooooookkkkkkkk Bbbbeeeeğğğğğeeeeennnnnndddddddiiiiiiiimmmmmmm 2015-03-17

Sema Şiiri çok beğendim.. 2015-03-11

ilayda harikaaaaaaaaaaaaaaaaa 2015-03-10

ilayda harikaaaaaaaaaaaaa 2015-03-10

esra yılmaz Çoooooooooooook güzel ya 10 kere okudum 2015-02-14

Sahra seda Nerdeyse ağlıcaktım 2014-12-21

seheer çok güzel bir şiir bence 2014-03-17

seher çok güzel bir şiir bence 2014-03-17

seher çok güzel bir şiir 2014-03-17

fatma oha be çok iyiii 2014-02-28

emirhan Şiir çok güzel çok hoşuma gitti 2013-05-26

huriye ulutak güzel ama sadece kendi oğlu düşünmekte başka şehitleride katsa iyi olurdu 2013-03-01

rabia çok güzel bir şiir okurken ağladım . :( 2012-03-18

beyzanur bence çok güzel birşiir 2012-03-08

Yazılan son 18 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 18 yorum yazılmış.

Benzer Şehitlik Konulu Şiirler

Şehidimiz Gazimiz

Bak da gör nasıl kurtuldu vatan
Şehitlerimizdir toprakta yatan
Bölünmez yürekleri toplu atan
- Unutturmamak için mazimizi
- Yad edelim şehidimizi, gazimizi

Koca bir imparatorluk iken dün
Bölünüp parça parça olduk bugün
Yapamasın diye düşman toy, düğün
- Unutturmamak için mazimizi
- Yad edelim şehidimizi, gazimizi

Çanakkale'de denendi sabrımız
Tek vücut oldu oğlumuz, kızımız
'Hür' diye yazılmış alın yazımız
- Unutturmamak için mazimizi
- Yad edelim şehidimizi, gazimizi

Dumlupınar'dan tutun Sakarya'ya
Kimimiz atlıydık kimimiz yaya
Türk'ü yeniden tanıttık dünyaya
- Unutturmamak için mazimizi
- Yad edelim şehidimizi, gazimizi

Yeni destan söyletip dilimize
Sokmadık düşmanları ülkemize
'Anadolu' dedik son kalemize
- Unutturmamak için mazimizi
- Yad edelim şehidimizi, gazimizi

Halil, şehitlik iste Yaratandan
Renk alsın bayrak dökeceğin kandan
Bu rütbe için geçilmez mi candan?
- Unutturmamak için mazimizi
- Yad edelim şehidimizi, gazimizi

HALİL MANUŞ

Halil MANUŞ

ŞEHİTLER ÖLMEZ

Yavrumun yatağını yanıma serin,
Bedeni toprakta, gönlümde yerin.
Gözyaşım akar sellerden derin.
Ananın gözyaşı dinmez Memedim.

Yüreğinde kurşun, ağır yarası
Tezkereye az kalmış, düğün arası
Eline yaktığım asker kınası
Kıyamete kadar çıkmaz Memedim.

Tabut içinde yüzünü gördüm
Aklım çıktı, deliye döndüm.
Sanma ki yaşarım, seninle öldüm.
Dünyaya bir daha gelmez Memedim.

EMİNE ŞURA KARATAY

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,
Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı"
Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya'yla beraber bakıyorsun ; Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...
Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı hayasızcasına,
Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz ...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.
Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, başa, edecek kahrına ram?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bir göğüslerse Huda'nın edebi serhaddi;
"O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi.
Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.
Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe"desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif ERSOY

Mehmet Akif ERSOY

19 Eylül Gaziler Günü

Bir tören düzenlendi,
Atatürk Anıtı'ndayız,
Bu gün gaziler günüm,
Duygu ile anarız...

Törende valimiz var,
Gururla alkışlarız,
Komutanlar içinde,
Saygı ile anarız...

Gazi aileleri,
Kalben yanlarındayız,
Vatandaşlar alkışlar,
Coşku ile anarız...

Her 19 Eylül'de,
Biz gazilerle varız,
Onlarla onurluyuz,
Günümüzü kutlarız...

Mehmet Tevfik Temiztürk

Mehmet Tevfik Temiztürk

Şehitlik Konulu Şiirler, ŞEHİTLER ÖLMEZ Şiiri